S. Vedat Karaarslan

Güneş ile Ay ilave edilirse Satürn, Mars, Jüpiter, Venüs ve Merkür gezegenleri kozmolojinin temellerini atan Babillilerden bu yana çıplak göz ile gözlemlenirdi...Böylece göz ile görülebilir devasa gök cisimlerin 7 tanesi ilk dönemlerde kozmolojinin temeli oldu...Dünyanın astrolojik bilgi kökeni Sümerlere uzanan bir Babil destanı olarak Enuma Eliş (gökyüzünde iken) mitos ile yıldızları açıklamaya çalışan insanlık için her zaman bir bilinmeyen oldu...

Yıldızların spektrumu aynı zamanda onların sıcaklık derecesini belirler... Dünyadaki elementler yıldızları oluşturan maddeler ile aynı...Bu varsayımdan hareket ile yıldız spektrumlarını inceleyerek dünyadaki elementlerin spektrumu ile karşılatırılırsa aynı oldukları görülür... Dünyadaki en az 40-45 elementin yıldızlardaki maddeler ile aynı olduğu ispatlandı ve en fazla Kalsiyum ve Demir elementleri ile yıldızların temel elementleri ile aynı olduğu kanıtlandı...Dünyanın da kor haline gelecek şekilde ısıtılması ile Güneşin şimdiki halini alabileceği araştırmalar sonunda anlaşıldı...

Cecilia Helena Payne' nın (1900-1979) yıldızların Hidrojenlerden oluştuğuna yönelik tezi güçlükle kabul edilmişti...Başlangıçta Payne'nin yıldızlar kümesi ile ilgili tezinde ısrarcı olmaması biraz da onun eksikliği olarak görülse de sonuçta yıldızların birer hidrojen kümesinden oluştuğu daha sonraları anlaşılacaktı... 

Parlak ve parlak olmayan yıldızlar olduğu gibi en küçük yıldız en büyük yıldızdan 10.000.000 kat büyük olabilir...Ülker' deki yıldızlar 10.000.000 yıl yaşında...Bunların hepsi bir kaç yıl sonra ayrılıp kendi yoluna gidecekler...Büyük ayı yıldızları yarım milyon yaşında ama gelecekte dağılarak Samanyolu içinde birbirlerine karışacaklar...

Peki ya Güneş için öngörülenler... 

Samanyolu'nda 250 milyar güneş ve evrende milyarlarca galaksi var. (Sagan, 1980)Bizim güneşimiz orta yaşlı..Güneşin aynı özellikli olan yıldızları galaksi içinde dağınık durumda..Bundan dolayı bol ışıklı bu bölgelerde nadiren gece yaşanır...Gece olursa bazen mavi bazen kırmızı renk baskın olur...Mavi güneş hiç de yabancı değil... İlk kez 1950 yılında İskoçya'nın Edinburg kentinde görülmüş...İlk önceleri atmosferdeki küçük yağ damlalarının ışığı soğurması olarak açıklanan bu olay daha sonra aşırı sıcak proton ve elektronların güneş yüzeyini kaplaması olarak NASA tarafından açıklandı...[1]

Çekim gücünün yıldızların küçülmesine neden olduğu bilinir...Güneş hidrojen tükettikçe çekirdeği içe doğru çekilir...Yaklaşık 1 milyar yıl sonra Güneş bugünkünden daha parlak olacak ve dünyayı daha fazla etkileyecek...4 milyar yıl sonra ise basıncı düşecek ve gazı soğuyacak..Sonunda ölecek...Güneşin çekirdeği eskisinden daha sıcak olacak ve gelecek yüzyıllarda daha fazla şişerek genişleyecek... Güneş Merkür' ü, Venüs' ü, muhtemelen dünyayı da içine alıp kavuracak...Güneş içeriğindeki Helyumu bitirdiğinde istikrarsız hale gelecek ve dış kabuğunu uzaya bırakacak...Atomları ışık saçan çılgın bir danscı gibi etrafa saçılacak...Güneşin çökmesi ile dünya kadar bir hacmi olacak...Ancak merkezdeki ışık, güneşin tek parçası olacak ve 100 milyar yıl daha loş ışık yayan bir cüce olacağı öngörülmekte...

Yeni yıldızlar bu toz bulutu içinde 10 binlerce yıl daha dayanabilecek...Bilim adamları mitolojik astrolojide akrep burcunun kovaladığı ancak uzayda saldırı hazırlığında olan bir avcı insan görüntüsünde olan (yanda) Orion' un Ülker [2] takımyıldızı içindeki ( The Pleiades) olarak bilinen Sterope, Merope, Electra, Maia, Taygete, Celaeno ve Alycyone adlı yedi kız kardeş yıldızı da kovaladığını ancak onları yakalayamadan süper novaya dönüşeceğini öngörüyorlar... Türkçe'de de yediger, yedi kardeş, yedigen, yedi kandil olarak bilinen Ülker yıldızı, Süreyya adı ile M.Akif Ersoy'un Çanakkale Şehitleri adlı şiirine de konu olmuştu... Türk Mitolojisinde Ülker içindeki yıldızlardan bir tanesi Büyükayı takım yıldızı tarafından çalındığı için yıldızını almak için Ülker takım yıldızının 6 yıldızdan oluştuğu kabul edilir ve kayıp ettiği yıldızı geriye almak için Büyükayı takım yıldızını kovalar. Arapça'da Ülker yıldızının adı Süreyya, Japonca'da da ünlü otomobil markası Subaru.... Ülker içindeki 7 yıldızı kovalayan Avcı Orion'un mitolojik arkeolojiye göre iki köpeği var. Büyükköpek (Canis Major) ve Küçükköpek (Canis Minör)...Küçük köpek cinsi kanişlerin bu adlandırması Latince Canis' den gelir...

Büyükköpek'in içinde Güneş' en yakın olan ve en parlak yıldız olan Sirius milyonlarca yıl önce Güneşe benzeyen bir yıldızdı... Eski Mısır'da adına Sothisdenilen takvimlerin başlangıç ayları Habeşiştan Dağları'ndaki kar sularının eriyerek Mısır'daki Nil Nehrinin taşma dönemlerine rastlayan 19 Temmuz günü olarak bilinen günlerde Dendera'daki tapınağa adanan Hathor ile özdeşleştirilen Sirius ortaya çıkarak daha belirgin hale gelirdi... Sirius günümüzde A, B ve C den oluşan 3 adet yıldızdan oluşur...Güneşin çökme teorisi sonucunda da ikinci Sirius (B) bütün ışınları kendi üzerine çekecek... Antik çağlarda Sirius yıldızının helyak görünüşü Mısır'da Nil taşkınlarının başlayacağını işaret ederdi... Kelime anlamı Grekçe 'parlayan' ya da 'kavgacı' olarak bilinir. Arapça'daki şira (işaret) kelimesinin de bu yıldızın bir işaret olarak değerlendirilmesi ile ilişkilidir...Sirius 'un 70 gün ortadan kayıp olduktan sonra Temmuz ayında ortaya çıkmasının köpekler üzerine yaz sıcağının etkisi olarak olumsuz değerlendirilerek Romalılar canicula ("küçük köpek") adını verdikleri bir köpeği kurban ederlermiş... Afrika'nın Mali Cumhuriyeti'nde Dogon Kabilesi (M.Ö3200) bugün bizim tanımladığımız 3 Sirius'u da Sirius A, B ve C olarak biliyorlardı ve Sigui adlı törenlerinde danslarındaki figürsel haraketlerini Sirius'un gözle görünür hareketlerine göre yaparlardı... (yukarıdaki resim) Dogonlar Sirius B nin ilk, Sirius A ve C nin sonradan oluştuğunu ve A ile B nin birbirleri arasında bir yay çizerek dönüşümlerini 50 yılda tamamladıklarını şaşırtıcı bir şekilde biliyorlardı...Dogonlar Sirius'un Dünyadan tam 8.6 ışık yılı uzakta olduğunu ve Sirus B nin 1 cm3 kadar miktarının tam 33 ton geldiğini yani çok yoğun bir kütleye sahip olduklarını ise nereden öğrendiler ise hala meçhul...[3] Bütün bu değerlendirmeler ile birlikte Polytechnic Üniversitesi’nden arkeo-astronom Giulio Magli, Stonehengegibi, Urfa'daki Göbekli Tepe’nin de gök cisimlerinin hareketlerini takip etmek üzere Sirius için inşa edilmiş olduğunu ileriye sürdü...

Mısır'daki Büyük Piramit'in Güney boşluğu Osiris ile ilişkilendirilen Orion içindeki en parlak yıldız olan Zeta Orionis'e yönlendirilmiş. Keops, Kefren ve Mikerinos piramitlerinin coğrafik dizilişlerinin ise Orion takım yıldızını simgelendiğini Bauval ortaya koymuştur. Güneşin 15 kat büyüklüğünde Orionun çöküşü elektronlar ile durdurulamayacak ancak yıldız içine doğru düşmeye başlayacak...Süper novalar ortaya çıkacak..Sonuçta süpernova patlamasını tetikleyecek ve hızla dönen Pulsar nötron yıldızı ortaya çıkacak...Orion kuşağındaki Alminanın da yakıtı tükenince o da içe çökecek ...Çökme devam edecek ve uzay ufku denilen bir sınır ortaya çıkacak ve yıldız kaybolacak bir kara delik içindeki ışığında kaçamayacağı bir çekim gücü ile kara delik ortaya çıkacak....Süper novalardan daha güçlü olan yıldız ölümlerini simgeleyen gama ışınları intişar edecek hiper novalar oluşacak...

Avustralya da gökyüzünün en iyi göründüğü ülkedir...Açık bir ova ve bol yıldız...İçinde tek tip ışık olmayan galaksimiz Samanyolu en iyi burada görülür ve spiral bir yay çizer...Yıldızlar arasındaki tozlar ise karanlıkları oluşturur...Yıldızlarda görülen noktalar birleştirilirse takım yıldızları elde edilir...Aborjinler bu noktaları birleştirerek deve kuşuna benzeyen Emu kuşunu gördüler ve çizdiler...
 
 

 

 

 

 

 

Bu kuşun 40.000 yıl önce Genyornis Newtoni adında soyu tükenen bir kuşun türü olduğu aşı boyaları ile mağara duvarlarına resimlerinin çizildiği arkeologlarca tespit edildi...Uçamayan ancak hızlı koşan Emu kuşunun yağı günümüzde atletlerin bacak kaslarının güçlendirilmesi için kullanılıyor...[4]

Galakside her yüzyılda bir süper nova patlar...Yaklaşık 7500 yıl ışık yılı ötemizde bir yıldız olan Etakarina Güneşten 150 kat daha ağır ve 5 milyon kat daha fazla ışık saçan bu yıldız patlarsa hipernovadan daha fazla etki yapacağı öngörülüyor...Bu yıldızın patlaması ile ortaya çıkacak karmaşadan Dünya bu bulutsudan 7500 ışık yıl daha uzak olması sayesinde kurtulabilecek...Bütün elementer yapıyı ortaya çıkarak yıldızlardaki enerji nasıl dünyada enerjiye dönüştüyse hidrojen elementi de güneşte helyuma dönüştükten sonra 10 milyon yıl güneş içinde dolaşır ve daha sonra 8.44 dakika sonra dünyaya ulaşır...Bu enerji dünyadaki tüm enerjiyi kapsayarak beyinlerdeki kimyasal enerjiyi elektriksel enerjisine dönüştürüp fiziksel enerji haline getirir...

Sonuç olarak muazzam galaksi devasa bir spiral form, cüceler ve novaların hepsi maddesel büyük kozmos yapısını oluşturarak insanoğlu tarafından Sümerlerden bu yana yapılan gözlemler ile bugüne kadar gelen astro kozmolojik yapı, geleceğe yönelik olarak yeni bir yıldız haritası olarak gözlemlenebilecek...

ARKEOTEKNO 

KAYNAKLAR ,

[1] http://www.nasa.gov/multimedia/imagegallery/image_feature_736.html

[2] Süreyya veya Pervin olarak da bilinir.

[3] Robert Temple, The Sirius Mystery

[4] http://donsmaps.com/genyornis.html

[5] John D. Barrow, Cosmic Imagery, Key Images In The History of Science, The Bodley Head London, 2008