SOMATİZASYON VE BAHANE KÜLTÜRÜ

S. Vedat Karaarslan

Arkeolog-Y. Mühendis

Soma eski Yunanca da beden anlamına gelir, kişi doktora gider, her yerinin ağrıdığını söyler ancak doktor hiçbir fiziki ağrıyı bulamaz, buna somatizasyon bozukluğu denilir, buna organların birbirlerinin iç titreşim değerlerini etkilemesi sonucunda ortaya çıkan rahatsızlık olarak psikiyatrinin en tartışmalı alanı olarak 'tanımlanamayan patolojiler'  de denilir.

Hastanın 'numara' yaptığı da söylenir ve bu rahatsızlığa çok kısıtlı sayıda farmakolojik çare bulan psikiyatristler , sorunun daha çok 'ruhsal, zihinsel ve psişik' problemlere dayalı olduğunu ileriye sürer.

Somatizasyon hastalığı ilk kez Alman Wilhelm Stekel tarafından

" İçinde bulunulan sıkıntılı duruma bağlı olarak gelişen psikonöretik bozukluk olan aksiyetenin bilinç düzeyine çıkmasını engelleyen, çeşitli hastalık/belirtileri kapsayan organsal dışa vurumlar”

olarak tanımlanmış.

Rahatsızlığın etiyolojik [1] çalışmaları irdelenirken bu tip ruhsal problemlerin yanı sıra örneğin duyguların söze dökümünün yitimi  olarak bilinen aleksitimi (alexithymia) rahatsızlığı aynı zamanda bir ülkedeki kültürel gelişimin de bir işlevi olarak da ortaya çıkar.

Kısaca duygu sağırlığı da denilir, kişinin karşısındaki kişinin hislerini anlamadaki yoksunluğu olarak tanımlanır... 

Okuma yitimi, göz göze bakarak konuşmamak aleksitimi hastalığını ortaya çıkarır.Farklı kültürlerde içsel sıkıntıların ifade edilip ya da edilememesi  bu rahatsızlığın oluşmasındaki etkenler olarak ortaya çıkması buna örnek olarak verilebilir.

Deneysel sonuçlara göre somatizasyon bozukluğuna kadınlar erkeklerden daha fazla yakalanıyor.

Sözel yönden ifade edilemeyen sıkıntının bedene aksetmesi yani ağrılara bir bahane oluşturulması ya da halk söylenişi ile ortaya çıkan rahatsızlık için bir 'kulp' takmak da somatizasyon bozukluğunun nedenleri arasında...

Sıkıldığında başım ağrıyor demek somatizasyonun en belirgin özelliğidir.  

Somatizazyon psikolojik olarak sorumluluktan kaçma anlamına gelecek şekilde bir bahane kültürünün de oluşmasına yol açar.   

Farsça' da 'bahane' sözcüğü gerçeği gizlemek üzere ileriye sürülen neden olarak Avesta (zend) dilindeki 'örtü' anlamına gelen 'vahana' sözcüğünden üretilmiş ve dilimize geçmiş...  

Bahane kültürü, açık ve kararlı bir vizyon olmaması, çalışanın yeteneğin gelişimini artıran eğitimlerin azlığı, işin sorumluluğunun çalışan tarafından anlaşılır şekilde idrak edilememesi, çalışanların peroformans değerlerinin ölçülebilir şekilde ortaya konulamaması, çalışanın iş sorumluluğunun şirket için anahtar bir değer niteliğinde olduğuna yönelik bir iletişim kurulmadığında ve kurumsal liderlik anlamında çalışanı suçlayıcı bir yapı ve kurumsal liderin bu sorunlar ortaya çıktığında kendini gizleme ihtiyacı duyduğu durumlarda ortaya çıkar. 

ARKEOTEKNO 

[1] Neden bilimi, bir şeyin nedenlerini araştırma. Hastalığın ortaya çıkmasına etken olan risk faktörler. 

[2] www.tdk.gov.tr