MALAZGİRT SAVAŞI'NDAN ÖNCE ANADOLU'DA NELER OLDU?

Anadolu'yu yurt edinecek Türkmen boyları bulundukları coğrafyada sürekli saldırı altındaydılar. İlk kıvılcım, Gazneli Devleti egemenliği altında bulunan Horasan'ın 23 Mayıs 1040 yılında başını Çağrı Bey'in çektiği Selçuklu Beyleri tarafından alınmasına yönelik Dandanakan Savaşı  ile başladı. Dandanakan, Serah ve Merv kentleri arasında bulunan ve günümüzde Taşrabad olarak bilinen Türkmenistan toprakları içinde olan ve ticaret yolları üzerinde bulunan bir yerdir.[1]

Savaşın sonunda daha sonra Anadolu kapılarını açacak savaşı kazanacak Alparslan'ın amcası Tuğrul Bey, sultan olarak seçilmişti.

Tuğrul Bey ve Çağrı Bey'in anne bir kardeşleri olan İbrahim Yınal adlı bey, Azerbaycan ve Irak daha sonra da günümüzdeki Batman, Diyarbakır ve Hakkari şehirlerinin bulunduğu bölgeleri almak üzere Tuğrul Bey tarafından görevlendirildi.

Karvaş adlı Musul bey' i 1043 yılında Türkmenlere yenildi, bunun üzerine Tuğrul Bey, Türkmenlerin İslam ülkelerine saldırmamaları ve Azerbaycan'a geriye dönmeleri talimatları verdi. Ancak Türkmenler bu geriye dönüş sırasında  Vaspuragan (soylu ülke anlamına gelir) Krallığı  tarafından saldırıya uğradılar.

Tuğrul Bey, 1043 yılında halen türbesinin de bulunduğu İran'ın Rey kentinde otağını kurup beylerin Anadolu'ya seferler düzenlemelerini emretmişti. Rey'de halen büyük bir ziyaretçi akınına uğrayan Tuğrul Bey'in Türbesi Güneşin doğumundan sonra kuzeye doğru kapısından sola doğru sayılırsa güneş ışınlarının düştüğü sütun sayı saatin kaç olduğunu gösteren bir ilmi yaklaşımla inşa edilmişti.(aşağıda)

SULTAN TUĞRUL BEY TÜRBESİ (REY / İRAN)

İbrahim Yınal, İsfahan ve Hemedan bölgelerini aldıktan sonra Dicle Nehri sınırına kadar ulaşır. Bu aradan halen Karabağ olarak bildiğimiz bölgede bulunan Şirvan Şahlar ve Şeddad Oğulları saldırıya uğrayınca Kutalmış Bey, Tuğrul Bey tarafından onları korumak üzere bir ordu gönderdi, Gence'de Bizans Ordusu ile yapılan savaşta tarihte ilk kez Bizanslılar Kutalmış Bey tarafından yönetilen Türkmen Ordusu tarafından yenilgiye uğratıldı.

Selçuklu Prensi Hasan,  1047/48 yıllarında Büyük Zap suyu yanında Bizanslılar tarafından büyük bir bozguna uğratıldı ve ordusu yok edildi. Bunun üzerine Tuğrul Bey, İbrahim Yınal ve Kutalmış Beyleri Bizans topraklarına girmesi için görevlendirdi. (1047/1048)

Bizans ordusu bunun üzerine günümüzde Erzurum'un ilçesi Hasankale'deki kale önünde toplandılar. Katakalon adlı Gürcistan valisi, Liparti ve Aaron adlı komutanlarla birlikte Bizans Ordusu, Kutalmış Bey ve İbrahim Yınal komutasındaki Selçuklu ordusu ile Pasinler Ovasında bugünkü Ügümü adlı köyü yakınlarında savaşa tutuştular. Selçuklular bir kez daha galip gelmişlerdi.

Savaşın ganimetleri Rey'de oturan Tuğrul Bey'e götürülmüştü. Liparit adlı komutan da esirlerin içindeydi. Bizans imparatoru Liparit'in bırakılması için fidye teklif etti ise de Tuğrul Bey bunu kabul etmedi. Liparit'i karşılıksız bırakarak yanında 3 bey elçi olarak Bizans İmparatoru'na gönderdi.

Tuğrul Bey'in bir hayli ağır olan barış anlaşması teklifini, Bizans İmparatoru kabul etmedi.

Tuğrul Bey, bunun üzerine ordusu ile Doğu Anadolu'ya girerek Bayburt, Gümüşhane, Trabzon'a kadar akınlar düzenledi. Kafkasya, Anadolu'da Canik Bölgesi , Toros Bölgesi artık Tuğrul Bey'in hedefleri arasındaydı.

MALAZGİRT KALESİ (MUŞ)

Bu arada Malazgirt Kalesini iki kez kuşattı ancak ikisinde de kentin surlarını aşmaya başarılı olamadı. Bağdat'a geriye döndü ancak kardeş oğlu Yakuti adlı komutan Sabuk adlı bir emirle birlikte 1057 yılında Anadolu'ya girmeye başladı. Selçuklu Türkmenleri, 1057 yılında Malatya ve Erzincan' a kadar ilerlediler 1058 yılında ise Muş' a kadar ilerlediler.

Prens Yakuti, 1059 yılında Sivas kentini ele geçirdi, ancak Urfa kentini alamadan tekrar Azerbaycan'a geriye döndüler.

Babası Çağrı Bey' in ölümünden bu yana Horasan Valisi olarak bulunan Alparslan 1063 yılında amcası Tuğrul Bey ölünce yerine geçti. Anadolu'ya akınları yöneten kardeşi Yakuti ve İbrahim Yınal ve Kutalmış Beylerin çocuklarının da desteğini alarak Nahcivan'a geldi ve buradan Gürcistan üzerine giderek kral Giorgi'yi tutsak alarak etrafı su hendekleri ile çevrili Ani kentini almayı başardı.

Alparslan, bu kentleri aldıkça İslam Halifesi kendisine övgüler düzen haberler gönderiyor ve İslam ülkeleri bayram yapıyorlardı.

Bu arada Bizans İmparatorluğu'da batı sınırlarında Peçenekler, Uzlar, Macarlar tarafından Belgrad ve Makedonya bölgelerine kadar akınlara maruz kalıyor ve bunalımlı günler geçiriyorlardı.

Selçuklular, 1065 yılında Urfa'yı kuşattılar ise de alamadılar, 1066 yılında Ergani ve Adıyaman'ı aldılar. Afşin ve Gümüş Tekin adlı Beyler Bizans ordularını yendiler ve Ahlat'a çekildiler, ancak Afşin adlı bey bir sorundan dolayı Gümüş Tekin'i öldürdü, Sultan Alparslan'dan korkan Afşin bundan dolayı sürekli Anadolu'nun Gaziantep, Antakya illeri ile Halep kentine kadar ilerledi. Bunun üzerine Alparslan Gümüş Tekin'i öldüren Afşin Bey'i affetti.

Bütün bu olaylar 1071 yılı öncesinde Bizans İmparatorluğu'nun direnme gücünü yıkmış, Selçuklular bununla da yetinmeyip 1069 yılına doğru güneydeki Suriye kentlerini de alarak hükümranlık alanlarını Anadolu dışına da taşımaya başlamışlardı.

Bizans İmparatoru 1067 yılında ölünce vasiyeti gereğince yerine karısı Eudokia geçmişti ancak Anadolu'da büyük bir kargaşa bulunmakta, ordu düzeni kurulamıyordu.  Eudokia bu kargaşa içinde belki de Türkmenlerin Anadolu'daki durumlarını engellemek amacıyla birden kendisini Kapadokya 'da büyük toprakları elinde bulunduran General Romanes Diogenes ile saraydan yapılan telkinler üzerine evlenmiş olarak buldu ancak egemenliğini de kimse ile de paylaşmak istemiyordu. Bunun üzerine başlangıçta iyi giden evliliğin birkaç ayı sonrasında Diogenes ile Eudokia'nın arası açıldı ve Diogenes içlerinde Uz ve Peçeneklerinde olduğu Normandiye, Alman gibi topluluklardan da oluşan bir büyük ordu kurmaya başladı. Bu ordu ile Sivas, Malatya bölgelerini kılıçtan geçirdi ve Suriye bölgesine girerek birkaç başarı kazandı. Bu başarılarının akabinde döndüğü İstanbul'da büyük tören ve nümayiş ile karşılandı.

ROMANES DİOGENES STELİ 

İstanbul'dan Anadolu'daki Türkmen hareketlerini kontrol ediyor, bu arada gönderdiği küçük birlikler ile onlara karşı koyuyordu ancak her defasında bu birlikler yenilmekten kurtulamıyordu.

Bunun üzerine kendisinin komuta edeceği ordusu ile tekrar Anadolu'ya gitmeye karar verdi. Konya ve Karaman geriye alındı ise de bu seferlerde genel bir başarı gösteremeden tekrar İstanbul'a geriye döndü.

Ancak tekrar 1070 yılında bir Anadolu seferine çıkmaya karar verdi ise de onu saray erkanı engelledi ve Diogenes , Komnenos adlı en yakın adamını ordunun başında tekrar Anadolu'ya gönderdi.

Bu arada Alparslan'ın kız kardeşi Gevher Hatun'un kocası Basgan Han ile Alparslan'ın arası açıldı. Basgan Han kendisini yakalamakla görevlendirilen Afşin Bey'in önünden kaçarken Komnenos'a rastlar ve Bizans Ordusunu büyük bir yenilgiye uğratır. Ancak tutsaklardan bir kişi kendisinin Afşin önünden kaçtığını öğrenir ve sultanın gazabından korkan Basgan' a Bizans sığınmasını teklif eder. Basgan bu teklifi kabul eder ve İstanbul'a gider ve burada adeta bir kral gibi karşılanır.

SULTAN ALPARSLAN 

Afşin bunu öğrenir öğrenmez Ahlat'a  geri dönüş yolunda önüne çıkan bütün Bizans kentlerini yakar, yıkar ve Alparslan'a bir mektup yazarak Bizans ve Alparslan' ın eniştesi Basgan hakkında geniş bilgi verir.

Malazgirt Savaşı (1071) öncesinde Horasan-Rey-Bağdat-Ahlat hattında olanlar bunlardı.

ARKEOTEKNO 

[1]  https://islamansiklopedisi.org.tr/dandanakan-savasi  

[2] İslam Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı, Faruk Sümer, Ali Sevim, TTK Yayınları. 

[3] Malazgirt Meydan Muharebesi, Feridun Dirimtekin.