CUMHURİYETE GİDEN YOL

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Y. Mühendis

Lozan'dan Hey'et-i Vekile Riyasetine 'urgent' 'acil' kaydı ile 24.07.1923 tarihinde gelen 348 numaralı telgraf ' İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Romanya ve Yunanistan ile Türkiye arasında sulh muahedenamesi 24 Temmuz 1923 saat üçten dörde kadar imza edildiğini' bildiriyordu.

İmza merasimini İsviçre Reis-i Cumhuru riyaset eylemişti. Belçika ve Portekiz ile bir protokol imza edilmişti. Sırbıstan, Türkiye'ye taalluk etmeyen esbabdan dolayı imza etmedi. Muhadenin mevki-i mer'iyyete vazına kadar imzasına imkan bırakılmak üzere bir protokol yapılmıştı. Sulh için Lozan'da büyük şenlikler yapılıyordu, Amerika adem-i memnuniyeti mucib ve sekiz ay müttefiklerle müzakere ettikten sonra birden bire tebdil-i tavırla Amerika' ya bir gün mühlet tayin edilmesi Amerika'yı münkesir ve haysiyetini ihlal ettiğini söyledi. (Amerika'nın savaşta taraf olmadığı için anlaşmayı imzalaması gerekmiyordu)

İsmet (İsmet Paşa) imzalı telgraf Lozan'dan Türk devletinin (Misak-i Milli sınırları hariç) sınırlarını  bütün dünyaya bildiriyordu.

Sonraki aşama Türklere 465 yıl başkentlik yapmış olan 16 Mart 1920 tarihinden itibaren 4 yıl 10 ay 23 gün süren İstanbul'un işgal kuvvetlerinden kurtarılması idi...

Daha önce Refet Bele ve Selahaddin Adil Paşa tarafından küçük müfreze olarak girilen İstanbul'a son İtilaf devleti birliğinin de çıkması ile 6 Ekim 1923 tarihinde Gazi Mustafa Kemal'in Selanik doğumlu  hemşehrisi Şükrü Naili (Gökberk) Paşa Komutasındaki 3. Kolordu, büyük bir nümayişle giriyordu. 

KARTAL İSTİMBOTU

(Buharla işleyen filika büyüklüğünde tekne, küçük vapur, çatana, İngilizce: steamboat)

Gazi'nin 13 Kasım 1918 tarihinde Haydarpaşa Garı'ndan bindiği 'Kartal' adlı istimbot ile 55 parçalık işgal donanması arasında geçerken yanında göz yaşlarına boğulan ve kendisi ile daha sonra Bandırma Vapuru'nun kadrosunu oluşturarak Samsun'a da giden başyaveri Cevad Abbas'a (Gürer) dediği gibi tarihe not düşecek şekilde 'geldikleri gibi gidiyorlardı' ...

Bir sonraki aşama devletin başkentinin ilan edilmesiydi.

Türk Devletinin başkentinin 13 Ekim 1923 de Ankara olduğu tek bir kanun maddesi ile kabul edilerek bütün dünyaya ilan edildi.

Bundan sonra bütün dünya Türkiye'nin nasıl yönetileceğini merak ile sorgulamaya başlar...

Bakanlar Meclis tarafından tek tek seçildiği için hükümet içinde huzursuzluklar oluşuyordu. İstifa eden bakanların yerlerine Meclis, bazı uygun olmayan kişileri bakan olarak seçebiliyordu. Bu durum ülkenin yönetimi açısından sıkıntı yaratmaktaydı..

Bu durumun aşılması gerekiyordu...

Gazi Mustafa Kemal, 'Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz' diyerek tarihi değiştiren sözünü söyler ve Osmanlı Devleti'nin ölüm fermanının yazıldığı Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihine tekabül eden günün  bir gün öncesi olan 29 Ekim 1923 günü önünde seçebileceği başka yönetim şekilleri varken ülkenin Cumhuriyet ile yönetileceğini ilan eder.

Meclis 158 milletvekilinin oy birliği ile Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal'i Cumhurbaşkanlığına seçer.

Başkent Ankara, top sesleri ile gürlüyordu...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilan edilmişti...

ARKEOTEKNO