SOSYAL STRES VE BEYNİMİZ

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Y. Mühendis

Kendi beyninin ağ yapılanmasını oluşturabilen insan, bu yapım işinde her yeni öğrendiği bilgiyi bir sinaptik ağ şeklinde beyninde örer.

Buna plastisite denilir.  

Nöron hücrelerinin gövdesi (soma) ve dendrit ve aksonlar işte bu sinapsların kurulması ile plastisitenin kuruluyor olması bütün insanların beyinlerinin farklı düşünüyor olmasının ip uçlarını verir.

 

Hücre gövdesi soma ve dendrit sinapsların kurulmasından sonraki bağlantıları sağlarken aksonlar nöronun sinaps öncesi bağlantılarını sağlayan bölümdür.

Çok sık kullanılan bir sinaps büyüme eğiliminde olurken bunun öğrenme ile doğru orantılı olarak artıyor olması daha çok öğrenmenin nöronlar arasında bu sinaptik bağlantıları da biyolojik yönden güçlü kıldığını söyleyebiliriz.

Demek ki öğrenme, okuma, yeniliğe açık olmak beynin adeta yontulmasına ve sinaps ağının örülerek beynin kişiyi kendine has bir davranış modeline sokarak kişileştirilmesine yardımcı olan bir husustur.

Jean- Pierre Changeux,  1990'ların ortalarından itibaren, bilişsel işlevlerin nöronal temellerini araştırmak için bir hesaplama modelleme etkinliği üzerine çalışırken bu arada genlerin gücünün de bu beyinsel organizasyon içinde yer aldığını ortaya attı.

Bütün bu beynin yukarıdaki ağ sistemi üzerinde bilinmezler ortada iken insan duygusallığını ön plana alan çalışmalar Papez tarafından teori olarak ortaya konulan hipotalamustan orta kortekse ve arka hipotalamusa doğru anatomik bağlantılar ile insan duygusal yapısı açıklanmaya çalışıldı.

Öyleyse duygunun algılanması önce beynin talamus bölümü üzerinden alınan uyarıcı duyuların  sonra  duyu sensör korteksine gelmesi ile cingulate (kemer) korteks olarak (aşağıda mavi kısım) gelerek buradan vücudun bedensel cevabını vermesi için hipkampüs üzerinden hipotalamus' a iletilmesi gerekir.

Minnesota Üniversitesi'nden Amerikalı nöroanatomist Papez'in (1883-1958) önerisine kadar bilinen husus duyguların limbik sistem üzerinden algılanıyor olması iken Papez'in, kediler üzerinde yaptığı deneylerde beynin hatırlama bölümünün vücudun bir duyguya karşı vereceği tepkede önemli rol oynadığı anlaşılmıştı.

Descartes'in insan ruhunu hapsettiği epifiz bezi üzerinden duyguların alınıyor olması teorisi bu kez kemer şeklindeki cingulate korteks üzerinden alınması olarak Papez tarafından öneriliyordu.  

Beyinde dış uyarıcı olarak davranış, hormonlar ve algılama, düşünce ile de plastisite yani sinaptik ağlar örülebildiği gibi duygular ve hislerin de plastisiteyi oluşturabileceği sonuçlara ulaşılmıştır.

Eğer risklerin belirlenmesinden sorumlu olan bir alan olan ve öfkenin kontrol edildiği beyin bölümü amigdala ile de bağlantısı olan  cingulate korteksin ön kısımlarında bir sorun olduğu takdirde bu durumun sosyal strese neden olabileceği, duyguların kontrolünün kaybolacağı ve değişen koşullara adapte olmada sorunlar yaşanabileceği öngörülmektedir. [1] Sosyal stres, kişinin başkalarıyla olan ilişkilerinden ve genel olarak sosyal çevreden kaynaklanır. Kısaca ACC (anterior cingulate cortex) olarak bilinen ön singulate kortex otonom sinir sitemi, endokrin, ağrı algısı ve motor hareketlerin düzenlenmesi ile de ilişkilidir.

Bugünlerde virüsün yaygınlaşması ile evlerde hareketsiz hale gelen insan vücudunun hareket etme yeteneği olan motor hareketlerinde sorun yaşayanların ve  sosyal mesafenin sosyal kaygıya dönüşmemesi için dikkat etmemiz en önemli kısmı beynimizin bu ön singulate korteks kısmı olmalıdır.

ARKEOTEKNO

[1] https://tibbiyelisozluk.com/anterior-singulat-korteks.html

[2] Hormones and Brain Plasticity, Luis Miguel Garcia- Segura, Oxforf University Press, 2009

[3] https://www.neuroscientificallychallenged.com/blog//know-your-brain-cingulate-cortex