İNSAN VE PULANYA

Planya, Anadolu’da söyleniş şekliyle Pulanya, İtalyancadan dilimize geçmiştir. Uzun bir silindir vardır makinede, bu silindirin yanal alanı üzerinde kesici bir bıçak bulunur. Bu silindir kendi etrafında döndükçe, makinenin tepsisi üzerinde hareket ettirdiğiniz nesnenin belirli seviyedeki yerleri bıçak vasıtasıyla kesilerek alınarak nesneyi yeni bir şekil haline gelmesi sağlanır. TDK'ya göre planya 'Kabası alınmış ağaçların veya tahtaların yüzeyleri üzerindeki pürüzleri gidermeye yarayan, üstünde bir sapı bulunan marangoz rendesi' olarak tanımlanır.

Planya el ve döner motorlu olmak üzere kullanılır. El planyası, kesme bıçağını ahşap yüzey üzerinde hareket ettirmek amacıyla kas gücünü kullanarak ahşabı şekillendirmek için kullanılan bir araçtır. Bazı döner motorlu planya makineleri aynı türden daha büyük görevler için kullanılan motorlu elektrikli aletlerdiri, İngizcesi planlama makinası anlamına gelen 'planning machine' olarak bilinir.

İşte neden ve nasıl ve neyinin beğenilmediği bilinemeyen insanlar da insan fazlası oldukları için planyaya tabi tutulur. Buna İhtiyaç Fazlası Pulanyası kısaca İFP denilir. İFP, Necip Fazıl‘ın ünlü romanı ‘Bir İnsan Yaratmak’ adlı eserindeki gibi ‘hayat onun için sanki ondan önce doğanların uydurduğu ve onu yaşamak zorunda bıraktığı zoraki bir masal’ gibi insanı yeni bir şekle sokan yaşam ve çalışma şeklini değiştiren sosyal sanal bir makine gibi çalışır.

İFP makinesi, sonuçta bir çalıştığında, kendine hangi standartlar, formlar kapsamında geldiği neyinin beğenilmediği bilinmeyen insanları bir çırpıda yeni bir figür haline getirir. Bu makine ele geçirilince öyle bir çalışır ki öyle kaç tane ürün çıkmış veya gönderilen yerde kaç tane İFP ürünü varmış hiç onu ilgilendirmez onu kullanan için sadece makinanın çalışması önemli olarak sadece gönderir, gönderir, gönderir.

Doğal seleksiyon teorisi gibi…

Neden İFP makinasına girdikleri belli olmayanlar yeni bir forma sokularak nereye olsa bıkmadan gönderilir, gönderilir,  Öyle gönderdiğin yerde ne varmış? ne yokmuş hiç önemi olmaz. Merhamet İFP yi kullananların elinde bir oyuncak haline gelir artık.

Bu İFP makinasına sahip olanlara ‘bugün toplum için ne yaptın diye sorarlarsa’ ‘gönderdim’ ‘gönderdim’ diye cevap verirler. Ziya Paşa boşuna mı söyledi sanki ‘köprü yapılacak diye sorsan, gelir Belçikalı Larsen’ misali elbet birileri bulunamaz mı sanki.

İFP’nin en büyük özelliği yeni şekle soktuğunu bir yerlere ‘göndermek’ tir.  Daha fazla gönderme İFP makinasının verimliliğini gösterirdi.

Haberleşme altyapısının 1900 lü yılların ortalarında kahrını çeken eski krosbar telefon (X-Bar) santrallarında ‘sender’ adlı birimler vardı. Telefon aboneleri yani bugünün müşterileri daha da nazik olanı misafirleri evlerindeki işyerlerindeki bir zamanların efsane ankesörlerindeki telefonlardan çevrilen rakamları toplar sonra da bu rakamları sayar, santralin ‘marker’ adlı elektronik beyni olan komuta merkezine gönderir ve en sonunda da aranan numaraya ulaşmak üzere  karşıdaki müşterinin telefonunu zilini çaldırarak iki abonenin konuşması sağlanırdı.  

İşte bu  İFP adlı makine da bu krosbarların ‘sender’ leri gibi sürekli gönderirdi.

Seni gidi İFP makinası, göndermeye hâlâ doymadın mı ?

ARKEOTEKNO