ANTİK TİTREŞİMLERİN İNSAN ANATOMİSİNE ETKİLERİ

ANTİK TİTREŞİMLERİN İNSAN ANATOMİSİNE ETKİLERİ

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Elektronik Mühendisi (MSc.)

Canlılarda müzik ve ruhsal durum arasındaki ilişki kalp- beyin ilişkisinin güçlülüğü ya da güçsüzlüğüne delalet eder. Titreşim temelli müzik, kalp titreşimlerine beyin ise canlılarda  ruhsal mertebeye hitap eder. Bundan dolayı müzik akli ve ruhi duyguları artıran bir özellik taşır. Arkeolojik yönden Sümerler ile başlayan Mezopotamya kültüründe müzik kültür ve kuramı Galpin ve Polin gibi araştırmacıların tespitlerine göre epik şiirden etkilenmiş hatta müzik insanoğlu tarafından ilk önceleri sadece şiirin son satırlarının düzenli ve ahenkli olarak sonlanması için kullanılırdı.

Bugünkü bütün müzik çalgılarının atası sayılan GIS AL-GAR adlı  Sümer Lir' inin(M.Ö 2600/2500 , Ur Kraliyet Mezarları)izinin sürülmesi ile günümüz müzik aletlerinin bütün özellikleri ortaya çıkarılabilir. Akkadca'şarşar' olarak bilinen arp ise yine antik bir enstrüman olarak aralarındaki temel fark lir' de tellerin direkt olarak ana tahtaya değil bir köprü üzerine bağlanmasıdır. Osmanlılarda 19. yüzyıldan itibaren başlayan romancılık akımında batılılaşma anlamında kişinin sosyalleşmesi için Fransızca konuşabilmesi ve piyano çalabilmesi mutlak gerekli iki ana kriter olurken günümüzde de insanın bütün ses frekans bandının kullanılabilmesine yönelik olarak piyano imal edemeyen bir ülkenin endüstriyel müzik alanında ilerlemiş olduğu kabul edilemez...

Bu değerlendirmeler ile birlikte batı toplumlarında zither adı verilen telli çalgıların atası olarak bilinen ve bir doğu toplumu müzik aleti olan 'kanun' , 1704 yılında ilk piyanoyu imal eden İtalyan müzisyen Cristofori'den çok çok önce kullanıldığı ve piyanonun bütün ses oktav bandını kapsadığı için müzik alanında çalgıların atası olarak bilinir. Bundan dolayıdır ki bir piyano ile icra edilebilen her türlü müzik tonları kanun ile de icra edilebildiği için bizim kültürümüzde kanun ile çalınabilen şarkılar insan ruhunun en tekamül etmiş halini tanımlar.  

Ruhun tekamül etmesi ise beyin ve kalbin senkronize olması sonucu rezonansa yani titreşimlerinin eşitlenmesi anlamına gelir...Bu durum insanın akıl ve duygusunun diğer bir deyişle beynin sağ-sol lobu ile kalbinin senkronize hale gelmesidir. İnsan bu konumda iken duygularını akıl ile, aklını ise duyguları ile dışarıya hissettirir, ruhsal davranışını en üst düzeye çıkarır, aurasındaki renkler en yüksek enerji moduna geçer. İnsan bu en yüksek bu enerji ile daha güçlü olur. Ülkeler sağlıklı ve yüksek enerjili vatandaşları sayesinde kalkınabilirler. (Platon'un antik dönemlerde devlet yöneticilerinin mutlaka bir müzik aleti çalması zorunluluğunun bu nedenle olduğu ileriye sürülebilir.)

Doğu coğrafyasında tasavvuf müziği beyin-kalp ilişkisini en iyi tanımlayan bir ruhsal arınma ritüeli olarak doğuluların 'nirvana'  ya da 'erme' daha geniş anlamda ise 'trans'  dediğimiz aşamayı tanımlar. Her üç tanım da insanın ilahi güce ulaşımını tanımlayan ögeler içerir. İslam bilgini ve filozofu İbn-i Sina musikinin tıpta oynadığı rolü 

' Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, şüphesiz hastanın akli ve ruhi, güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele edebilmesi için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek, onu sevdiği insanlar ile bir araya getirmektir' 

der. 

Ünlü Türk Bilgini Farabi ise bunu daha da somutlaştırarak Türk Müziği makamlarının insan psikolojisi üzerine etkilerini  inceleyerek aşağıdaki tabloda görülen müzik makamlarının günün hangi saatinde dinlenmesi gerektiğine dair öneriler yapmıştır.

Renklerin insan gözü tarafından algılanması ise aynen müzikte kullanılan notaların insan üzerinde farklı farklı ses titreşimleri oluşturması gibi insanda psikolojik etki yapması açısından çok önemlidir.  Renk, besin ve ses üçleminin bu ortak özellikleri insan psikolojisine etkisi ışık hızının dünyanın çevresinin uzunluğuna bölnmesi ile bulunan ve insan beyninin en iyi düşünebildiği (ki Einstein bütün zor problemleri bu frekansta çözerdi)  salgıladığı alfa frekans bölgesi bandında 7.83 Hertz in harmoniği veya katlarına tekabül ederek onunla rezonansa gelmesi ve bu frekansta insanın sosyalleşme duygularını ön plana çıkaran ve aurasında bedenin sıhhatli olduğunu gösteren turuncu renk tonlamasına sahip besinlerin yenilmesi sonucunda insanın beden-ruh birlikteliği açısından mükemmel insan modellemesi olarak ortaya çıkar.

İnsan vücudunda bulunan hücrelerin içinde titreşimlerin oluşmasında en büyük etken olan ve farklı toplumlarda farklı insan modellerinin ortaya çıkmasına neden olan renk - besin - müzik algılamalarının sonucunda etkilenen insan beyninin yayımladığı frekanslar ile ruhsal ve bedensel davranış modellerinin davranış modelleri bu açıdan çok önemlidir.

Müziği oluşturan titreşimler içinde eski çağlardan bu yana bilinen kutsal notalar ve frekanslar vardır. 'Ancient solfeggio fequency' ya da antik solfej frekansları olarak bilinen kutsal  frekansların vücuda uygulanması halinde vücudun olumlu tepki verdiği de deneyler ile ispatlanmış durumda... Horowitz ve Puleo 1998 yılında bu frekansların pi (π) , fi(Ф, 1.618033988749894848204586834), fibonacci serisi,  kutsal geometri, kozmoloji ve ruhsal metafizik ile olan ilişkisini ortaya koyarak müzik parçalarının içinde bu frekansların dinlenilmesi halinde insan vücudunun bu frekanslara karşı tepki verebileceğini açıklamışlar... 

Kullanmakta olduğumuz müzikal sistem 12 tonlu (sesli) müzik skalası ile çalınırken antik solfej frekans sesleri ise 6 tonlu bir elektromanyetik frekans sistemi üzerine kurulu... Horowitz ve Puleo ‘nun yapmış olduğu çalışmada gitar, mandolin gibi genel enstrüman akordu olarak kullanılan ve La notasına karşılık gelen ‘440 Hertz’ değerinin  insanda ritmik 741 Hertz  Fa #(Fa diyez) etkisi ile insanın biyo enerjisinin düştüğü kanıtlanmış durumdadır...Her iki frekansta da insan kendini ifade etme ve çözüme erişme noktasında rahatlık duygusuna erişir.

DNA onarımını sağlayan 528 Hertz değeri MI (Miracle) ve ilişkileri düzenleyen 639 Hertz ise Fa (Family) olarak  olarak bilinir ve insan çakrası üzerinde sırasıyla göbek çakrası (solar pleksus, ateş) ve kalp çakrası (heart, hava) üzerinde oldukça etkilidir.   528 Hertzlik değer DNA heliksini sarmalayan su molekülleri üzerinde etkili olduğu ve DNA nın onarılması açısından çok yararlı bir titreşim olduğu biyokimya uzmanları tarafından ispatlanmıştır. Dr. Candace Pert tarafından yapılan bu araştırmalar 528 Hertz lik titreşimlerin hücrelerdeki kromozomları açarak DNA nın titreşimler ile etkileşmesi ve insan hücrelerinin DNA yapısını bir anten gibi kullandığını bunun sonucunda da insan vücudunun evren titreşimleri ile rezonansa girerek bir 'sevgi yumağı' haline geldiği ispat edilmiş...

Genel olarak müzikal ölçek olarak kullandığımız her bir oktavda notalar için Do= 261,6 Hertz  (C), Re= 293,7 Hertz (D), Mi=329,6 Hertz (E), Fa=349,2 Hertz (F), Sol= 392, 0 Hertz (G), La=440,0 Hertz (A) ,Si=493,9 Hertz (B) ve Do= 523,5 Hertz (C) değerleri kullanılır. Parantez içindeki harfler bu notaların İngilizce olarak kullanıldığı şekliyle gösterilmiştir. Eğer oktav sayısını artırırsak ikinci oktav bu notalara karşılık gelen frekansların 2 katı, üçüncü oktav ikinci oktavın iki katı ve bu artışa göre devam eder, gitarın 3.5 oktav, piyanonun ise 7 oktavlık değerlerinde bu harmonikler görülür. Amerikan Müzisyenler Federasyonu 1917 yılında 440 Hertz lik solfej frekanslarını onaylamasına rağmen bu durum dünyada genel olarak kabul görmemektedir.

Bu nedenle yukarıda izah ettiğimiz La (440 Hertz) tabanlı solfej sisteminden başka antik dünyada Solfej Frekansları bir müzikal alet için Mi(C) tabanlı olduğu ve nöro bilimci Candace Pert tarafından yapılan deney sonuçlarına uygun olarak 440 Hertz solfej sistemi, 528 Hertz ise sevgi frekansı olarak bilinir. Her ne kadar 440 Hertz tabanlı müzik solfejine karşı olunsa da [1]  bu solfej sistemi frekansının başlangıcı olan 440, 512 ve 1024 Hertz değerleri bir diyapozon ile insan kulağındaki kemik yoluyla en iyi işitilen sesler olarak sağlık alanında akümetrik(kulağın işitme fonksiyonları testi)  muayene amaçlı olarak hala kullanıldığını bilmemiz gerekiyor.

S. Vedat Karaarslan

KAYNAKLAR 

[1]  Müzik tonlamasının 432 Hertz değerine karşılık gelmesi gerektiğine dair öneriler var. Brian T. Collins' in görüşüne göre 'Benim kendi gözlemlerime göre,  A = 432 Hz 12T5 ın bazı harmonik overtone kısımları doğal kalıplar ve solitonların rezonans çizgisinde gözükür . Solitonlar yoğunluk ve mikro kozmozdan makro kozmoza yayılma alanı için özel bir aralığa oluşturulmaya ihtiyaç duyarlar.  Solitonlar sadece su mekaniğinde bulunmazlar ayrıca elektronlar ve protonlar arasındaki iyon-akustik nefeste de bulunurlar.” 

[2] The American Federation of Musicians, http://www.afm.org/,

[3] https://en.wikipedia.org/wiki/Candace_Pert

[4]   Horowitz and Puelo, Healing Codes for the Biological Apocalypse,1999

 

 


Sayfamızı Paylaşın

Sayfa Yorumları (0)




Yorum Bırakın