Paleolitik Çağ olarak M.Ö 40.000-50.000 e tarihlenen mağara resimlerinden en ünlülerinden biri de üç kardeşin bulmuş olmasından dolayı adlandırılan Fransa'nın Ariege kentindeki Trois- Freres mağarasındaki av sahnesi yandaki resimde gösterilmektedir. Paleolitik insanın mağara duvarına resmettiği bu sahnede şaman (en bilge ve akıllı kişiliğinden dolayı) olduğu düşünülen insanın elindeki ok ile tasvirlenen av sahnesinde, yay olarak kullanılan ve bitkilerin liflerinden yapılabileceği düşünülen ipin gerilmesi ile çıkan ses ya da tınının arkeologlarca insanoğlunun daha sonra yapacağı müzik aletlerine ilham kaynağı olduğu kabul edilmektedir.

 

Paleolitik çağ insanının tek delikli bir düdüğe üflenmesi ile elde edebileceği ses en kolay ve ilkel ses üreten alet olması açısından canlıların el ya da ayaklarının en uç kısmında bulunan eklemde yer alan falanks kemiğinin kullanımına yönelik olarak buluntular, Fransa'da bazı mağaralarda ele geçmiştir. (Wilson , 1898)  

 

Falanks, terimi eski çağlarda askerlerin birbirlerinden ayrılmadan bir sıra veya dizi halinde silah ve mızrakları ile düşmanın üzerine yürümesi ile bilinen bir savaşma yöntemi anlamına da gelir. Bu yöntem arkaik Yunanistan' da Hoplites ağır piyade askerlerinin yürüyüş şekli olarak ortaya çıkmıştır. Falanks terimi aynı zaman da tıp da da el parmaklarının diziliş şekline verilen bir adlandırmadır. Tıpkı askerler gibi. Örneğin insan elindeki parmakların en uç kısmındaki ilk eklemin oluşturduğu bölüm distal phalanx olarak adlandırılır.

 

Bunun konumuz ile ilgisi ise bugün yüzlercesi bulunan Phalangeal Whistles   buluntularının flütün ilk atası olarak kabul edilmesidir. Bir ren geyiğinin ayaklarının distal phalanx kısmından yapılmış olan düdüklerdeki açılan deliklere üflenmesi ile elde edilen sesin ilk insanın bir hayvanın ses ile avlanmasını yapmış olabileceği, günümüzde arkeologlar tarafından ileriye sürülmektedir. (Caldwell , 2009)

 

caldwell_.jpg

Phalangeal Whistles (Duncan Caldwell, 2009)

 

Gerçek anlamda ilk müzik aleti ise hayvan kemikleri ve boynuzlarının (antler)  kolayca delinmesi sonucu üfleme ile çalınan flüt olmuştur. Her ne kadar telli vurmalı çalgılar batı kültürünün, üflemeli çalgıların ise doğu kültürünün bir eseri olduğu binlerce yıl sonra antik çağda  Platon (M.Ö 427-347) tarafından ileri sürülmüş olsa da  (Bunun nedeni insanın doğal sesinin flüt üzerine açılan deliklere parmakların konularak engellenmesinde doğallığın ve sesin kutsiyetinin engellenerek flütün çalınıyor olmasıdır. Halbuki bu sesin tasavvufi olarak kullanılmasına neden olan bir çok düşünür üflemeli çalgılar ile doğuda mistizm geleneğini ortaya çıkarmıştır. Sonuç olarak flüt doğunun, gitar gibi vurmalı çalgılar da batı enstrümanı olarak kabul edilmiştir. Halbuki gitara nın da bir Anadolu çalgısı olarak Hititler tarafından kullanıldığı günümüzden tam 3.500 yıl öncesine tarihlenen Alacahöyük yakınlarında bir kazıda bulunan taş kabartmalarından anlaşılmaktadır, bu taş kabartmalarda gitarlı müzisyenler var..... yani gitarın da ana vatanı Çorum... (Kaynak: Alacahöyük kazı başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, http://yasam.bugun.com.tr/gitar-anadoludan-gitmis-haberi/211841)) üst paleolitik dönemde Avrupa Aurignacian kültürü dönemine ait ilk flüt örnekleri Avrupa' da bulunmuştur.

 

aug.jpg

 

Slovenya'da bir mağara ayısının femur (uyluk kemiği) kemiğinden yapılmış ve M.Ö 60.000-50.000 tarihlerine kadar uzanan Divje Babe adındaki flüt , Neanderthal insan dönemine kadar gelişerek daha sofistike hale gelmiştir. Ancak bu kemik parçasındaki deliklerin bir hayvan tarafından da ısırılarak açıldığı da bir arkeolojik görüş olarak bazı arkeologlarca ileriye sürülmektedir.

 

babe.jpg          hohle.jpg

Divje Babe Flütü                                       Hohle Fels Flütü

 

Divje Babe flütünün ölçeklendirilmesi ise Fink (2004) tarafından  aşağıdaki şekilde yapılmış: (Kaynak:  www.greenwych.ca/fl-compl.htm) 

 

 

dije_babe.jpg

 

Fink , flütün müziksel analizi sonucunda Do-Re ve Mi nota seslerinin flüt üzerinde yer almış olabileceği kanaatine varmıştır.

 

Divje Babe’de Slovenya'da  Ivan Turk tarafından  bulunan bu flüt arkeoloji dünyasında hala tartışılmaktadır. Önceleri bu neandertal insanın kullandığı düşünülen flütün bulunan ilk el yapımı flüt olduğu düşünülürken daha sonraki yıllarda bu flüt üzerindeki deliklerin bir hayvan ısırığı şeklinde tesadüfen oluştuğu paleoantolog ve arkeologlarca ileriye sürüldü. Ancak Bob fink adlı bir müzikolog  bu deliklerin bilinenin aksine bir diyatonik nota içeren yapıda olduğunu ve deliklerin flütün bulunan parçasının uzatılması haline müzikte bildiğimiz gamlardaki sesleri üretebileceğini ortaya koydu.  

Almanya'daki Hohle Fels mağarasında 2008 yılında bulunan flüt ise 5 delikli ve M.Ö 35.000 yılına kadar uzanıyor. Bu flüt bir kızıl akbabanın (Gyps fulvus)  kanat kemiğinden yapılmıştır. Kızıl akbabanın ön kanat açıklığı 230-265 cm olduğundan kanat kemiğinden böyle bir flüt yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir. Hohle Fels flütünün bir replikasının yapılarak çalınabilirliğinin test edilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir.

 

hohlem.jpg

Hohle Fels Mağarası (Almanya, Ulm)

(Hohle Fels; Almanca Delik Taş anlamındadır, İngilizce: Hollow Rock) 

 

Şimdilik Divje Babe flütündeki deliklerin bir hayvan tarafından kemirilme sonucunda açılabileceği varsayımına karşın Hohle Fels mağarasında bulunan flütün, Avrupa'nın üst paleolitik dönemdeki en eski flütü olduğu  kabul görmektedir.

 

ARKEOTEKNO