GÖBEKLİTEPE'NİN 'KELAYNAK' KUŞLARI VE ANTİK MISIR

S. Vedat Karaarslan

Arkeolog

Arkeologlar yeni siteler ve kalıntıları keşfetmek için sürekli tarihi revize etmeye çalışan kişiler olmayı hayal ederler. Alman Arkeolog Klaus Schmidt 1994 yılında Göbeklitepe' yi kazdığında tarihin seyrini nasıl değiştireceğinin farkında mıydı?

Burada T şeklinde sütunlar bir tepe üzerinde aynen Stonghenge' de olduğu gibi çepeçevre bir mabedi çevreliyordu.Bu mabet, 11.500 yıl önce inşa edilmişti. Mısır piramitleri (M.Ö 2550)  ve Stonehenge (M.Ö 3000)  den yıllarca önce inşa edildiğini düşünürsek bu mabedin önemi tarihin akışını değiştirecek bir buluntu olarak tarih yazıcılarının (?) gündemine geliyor. Arkeolojide bu tip dev taş ile yapılmış yapılar ile uğraşanlar Megalithomania olarak adlandırılır. 

Schmidt' in yorumuna göre
 
'' ilk ibadet alanı bu tepelerde toplanmıştı, buradaki iş birliği ve istişare sonucunda şehirler ve köy alanları "  
 
oluşmaya başlamıştı. 
 

Mabedin bir taşı üzerinde bulunan günümüzde nesli tükenmekte olan bereket sembolü bir kelaynak kuşu figürü bize, kuşun 11.500 yıllık yok oluş süreci ile mabedin tarihini özdeşleştirmektedir.

Bu kuşların Suriye (Palymra) ve Birecik (Urfa) da yaşayanlarının göçebe, Fas'da yaşayanların ise yerleşik oldukları bilinir. Urfa (Birecik) de 2010 yılı istatistiğine göre 112 adet, Fas'ta 245 adet ve Suriye' de (Palymra) ise 11 adet kelaynak (akh) kuşu mevcuttur. Suriye ve Türkiye'deki kelaynaklar güneye uçarlarken (Mısır'a doğru), Fas kelaynakları ise göçebe değildirler ve yerleşik olarak hep Fas'da kalırlar. (Kaynak: Birecik, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü)  

 

 

Kelaynak (Northern Bald Ibis) kuşları daha sonra Mısır hiyerogliflerine de geçecek şekilde kullanılmıştır. Gunter Dreyer, 1989 yılında Mısır'ın Abdyos kentinde fildişi ve kemik tabletler olarak Mısır hiyerogliflerinin en eski örneklerini bir mezar içinde bulmuştu. Bu örnekler 3 santimetrekare şeklinde ve 200 den fazla idi. (aşağıda soldaki resim) Bu örneklerden anlıyoruz ki bu dönemden bu yana tepeli İbis kuşu olarak bilinen kelaynak kuşlarının parlak tüylerini simgeleyen 'zariflik ve parlak olmak' ile özdeşleşen kutsal 'akh' kuşunu temsil etmektedir.  Akh , Mısır'da ölüm ile ilgili olan Ka ve Ba ile ilişkilidir.

      

Antik Mısır inanışına göre:

Ka, ölen kişinin sağ olduğu zamanlarda da olmak üzere onunla birlikte olan yaşam gücüdür ki mezara yemek bırakılarak yemeğe devam etmesi inancı bunun işaretidir. 

Ba, ise genelde şahin kuşu olarak gösterilir ve ruhun gökyüzünü dolaşmasına yardım eder. 

Son olarak Akh, ise kişinin öldükten sonra evren ile olan ilişkisinin yok olmasını sağlar.  

Esasında mumyalama  Ka, Ba ve Akh arasındaki uyumun yukarıda açıklanan hususlar kapsamında mumyalanan ceset üzerinde simgesel hale getirilmesidir. 

Mısır'ın Abdyos antik şehrindeki II. Ramses Tapınağında bir duvar rölyefi olarak bulunan Mısır bilgesi Thoth 'un ibiş başlıklı tasviri ile Akh (kelaynak) kuşu arasındaki benzerlik Ka, Ba ve Akh arasındaki bu uyumu ortaya koyar.   

K.Schmidt, 'önce tapınak geldi, şehirler sonra' yorumunu yapmıştı. Göbeklitepe, insanoğlunun avcı-toplayıcı yaşam  dönemi olan cilalı taş devrinde (PPNA, Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A Dönemi) daha yerleşik düzene geçmeden önce ibadet merkezini yaptığını ortaya koyması açısından son derece önemli bir arkeolojik buluntudur.

Bu yorum tarih kitaplarının yeniden yazılacak şekilde arkeolojik olarak bu mabet, geleceğimizi yönlendiren bir yapı sunuyor bize.

Göbeklitepe, Mortin Wheeler' in dediği gibi 'arkeologlar nesneleri değil insanları kazar' sözüne uygun bir şekilde insanoğlunun tarihini değiştirerek bu tarihin yeniden yazılmasını gerektirecek bir sürecin başlangıcı mı olacak? A. de Lamartine "Tarih gelecekte de dahil olmak üzere bize her şeyi öğretir." sözü ile bu durumu ifade etmişti.  

 

 ARKEOTEKNO