İSTANBUL'UN FETHİNDEN SONRA NELER OLDU?

Surlarında on üç büyük ve elli beş küçük top bulunan 1261 yılından 1453 yılına kadar şehri yöneten hanedanın sonuncusu Doğu Roma İmparatoru Kostantinos Paleologos yönetimindeki şehir, 29 Mayıs 1453 tarihinde düşmüştü.

Fatih Sultan Mehmet ya da II. Mehmet, kentte tam bir iman ve ticaret serbestisi sağlayınca müslümanlar azınlıkta kalacak şekilde şehrin nüfusu hızla artmaya başlar.

Avrupa'nın İstanbul'u geriye alma hırsı kaybolmamıştı.

Papa V. Nicolaus bir Haçlı seferi düzenleme niyetindeydi. İtalya da kentlerin birbirleri ile arasındaki savaşlar nihayete ermiş, Venedik ile Milano kenti arasında barış sağlanmıştı.

Türklere karşı bir 'liga' birliği kurulmuş ancak bir türlü harekete geçememişti.

Papa II. Pius bir kez daha İstanbul'un geriye alınması için birlik çağrısı yapmıştı. Papa, Hristiyan hükümdarları Mantua kentinde toplantıya çağırarak Türkleri İstanbul'dan atmak için harekete geçtiyse de hükümdarlar buna pek itibar etmez. 

Bunun üzerinde Papa II. Pius Türklerin yüce İmparatoru Mehmed'e bir mektup yazarak Hristiyanlık dinini seçtiği takdirde kendisini Roma İmparatoru olarak tanıyacağını vaad eder.

Böylece II. Mehmed'in sadece doğuya ve batıya değil bütün cihana hükmedeceğini bildirir.

Ancak Türk İmparatoru Fatih Sultan Mehmed bu mektuba kulak asmaz. 

Floransalılar, Venedikliler, Roma-Germen, Aragon, Fransa Kralı hepsi bu çağrıya kendi iç çekişmeleri ve Osmanlı'dan sağladıkları çıkarlarını düşündükleri için Papa'nın yaptığı bu çağrılara kulak asmazlar.

Papa, Fatih Sultan Mehmet'e vaftiz olma çağrısı yapıyordu...

Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet, bu çağrıların hiçbirini dikkate almadı....

Avrupa artık Doğu kültürlerine dayalı geçmişlerini başta İstanbul olmak üzere Kudüs'de dahil olmak üzere unutmaya başlamıştı.

Arnavutluk, Kırım, Limni, Eğriboz teker teker Osmanlı'nın oldu. Otranto Zaferi (1480) ile artık İtalya, Türkleri kendi topraklarında hissetmeye başladı.

Fatih, 1481 yılında bir sefere çıkmak üzere iken Gebze yakınlarında vefat eder.

CEM SULTAN

Sonrasında büyük oğlu II. Bayezıd ve Cem Sultan arasında bilinen olaylar Avrupalı devlet ve Şövalyelerin karıştığı bir dizi gelişmelere neden olur.

Sonunda II. Bayezıd galip gelir...

Cem Sultan, zehirlenerek hayatını kaybeder...

II. Bayezıd, Cem Sultan'ın naaşını alması için kendisinden fidye isteyen Napolilerin teklfini reddeder. Napoli'ye savaş açar. Bunun üzerine Sultan Cem'in cesedi Padişah'a teslim edilir, naaş Bursa'da büyükbabası II.Murad'ın yaptırdığı Muradiye Camii'nin haziresine kardeşi Karaman Sancak beyi iken esrarengiz bir şekilde ölen Şehzade Mustafa'nın yanına defnedilir. Cem Sultan'ın bir oğlu Oğuz, amcası II. Bayezıd tarafından boğdurulmak istendiyse de zehirlenmiş, diğer oğlu Murad Rodos şövalyeleri atrafından vaftiz edilmiş, Rodos'un fethi sırasında I.Süleyman tarafından ele geçirilmesi sırasında boğdurulmuştur. Fatih Sultan Mehmed'in bahtsız ve tahtsız oğlu Cem Sultan'ın annesi Çiçek Hatun, Mısır'da 1495 yılında vebadan ölür.

Fatih Sultan Mehmed'in diğer oğlu Şehzade Mustafa'nın ölümünden Mahmud Paşa mesul tutulur. Bu mesuliyetin nedeninin Mahmud Paşa'nın karısı ile olan ilişkisi olduğu söylenir. Mahmud Paşa, Fatih Sultan Mehmed'in Trabzon'un fethinde uç komutanı olarak bu kenti 1461 yılında teslim alan komutandır. Adı halen İstanbul'da Mahmut Paşa olarak bilinen İstanbul'un ticari bölgesine verilmiştir.   

Karadeniz, 1483 yılında tamamen bir Türk denizi haline gelir.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi'ne göre II. Bayezıd Galata semtinde avlanırken Gül Baba'nın kulübesini görür ve Gül Baba kendisine bir sarı bir de kırmızı gül vererek buraya bir okul ve hastane yapılmasını ister...

II.Bayezıd'da buraya Galata Sarayı Ocağı yapılmasını emreder... 

II. BAYEZID HEYKELİ (TSE BAHÇESİ, ANKARA) 

Türk tarihinde ilk standart, Aşıkpaşazade, Neşri, İdris-i Bitlisi ve Kemalpaşazade'nin eserleri II. Bayezıd döneminde yazılır. Bundan dolayı II. Bayezıd'ın bir anıtı günümüzde Türk Standardları Enstitüsü (TSE) bahçesinde yer alır.  

Osmanlı Padişahı II. Bayezıd'ın Haliç üzerine bir köprü yaptırma haberi Leonardo da Vinci' nin kulağına gider...

Michelangelo' da bu konu için İstanbul'a gelmeyi düşünür ama nedense bunu gerçekleştiremez...  

Leonardo da Vinci, orijinalinin Topkapı Sarayı'nda olduğu bilinen mektubu II. Bayezıd'a gönderir..

Ve aşağıdaki şekilde çizdiği köprünün Haliç ile birlikte Boğaz'a da yapabilmesi için izin ister...

Sonuçta ilmi merakı yüksek, ancak babası Fatih Sultan Mehmet kadar hoşgörüsü ve açık fikirli olmayan Padişah II.Bayezıd, günümüzde hala nedenini bilemediğimiz bir sır olarak Leonardo Vinci tarafından köprünün yapılması teklifini hiç dikkate almaz, adeta suskunluğa girerek reddeder.

II. Bayezıd, Padişah iken Amerika kıtasının keşfedildiği tarih olan 1492 yılından 20 sene sonra 1512 yılında doğduğu yer olan Dimetoka kentine giderken vefat eder... 

Günümüzde daha sonra türbe haline getirilecek ve İstanbul'da daha sonra yapılacak bütün camilerin kıble yönlerini ayar edilmek üzere esas alınan ve kendi zamanında inşa edilen Bayezıd Cami yanına (hazire) defnedilir... 

ARKEOTEKNO