ALAŞİYA, KIBRIS VE RADYO SAVAŞLARI

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Y. Mühendis 

Miladi tarihlerden öncesinden beri bilinen Kıbrıs Adası'nın önemi; Karpaz burnundan bir yelkenli bırakılırsa hiç kürek çekmeden Mısır'a kadar yelkenlinin kendiliğinden ulaşabileceği hususudur ki Kıbrıs Hititler'den bu yana Anadolu'nun hinterlandı içinde kalan Hititce adı Alaşiya olan Tunç Çağı'nda kalay ile birleştirilerek tunç elde edilmek üzere bakırın elde edildiği önemli bir adadır.

Hititler, Tarhuntassa adını verdikleri günümüz Perge Kenti ve Tarsus arasında kalan bölge üzerinden Suriye kıyılarını (Ugarit) ve Alaşiya (Kıbrıs) Adası'nı kontrol altında tutuyorlardı. Hitit çağının bakır ihtiyacı Alaşiya adasından karşılanırdı. Boğazköy'de bulunan tabletlere göre Hitit gemilerine karşı savaşan Alaşiya gemileri üç kez yenilmişti.

M.Ö. 1352- 1336 yılları arasında Alaşiya'ya göç etmiş bulunan Anadolulu Lukka'lıların Alaşiyalılarla birleşerek Mısır firavunu IV. Amenhotep'e karşı savaşmalarına ilişkin yazılı metinler ele geçmiştir. Ancak Anadolu'nun öz halkı olan Luwilere dayanan Lukkalılar göç ettiği Alaşiyalılar bunun doğru olmadığına dair firavuna garanti vermişlerdi.

Türklerin tarihinde önemli bir rol oynayan ancak yakın tarihlerde bir takım siyasi oyunlar ile elinden alınmaya çalışılan ve Anadolu'nun ekonomik alanı içinde bulunan Kıbrıs Adası'nda 1963 yılında başlayan ve adayı Yunanistan'a bağlamayı hedefleyen çatışmalar sonucunda %70 personeli Rumlardan %30 personeli ise Türklerden oluşan CBC adlı yayın kuruluşundan ayrılan Türkler, 1964 yılında Sancak Radyoları adı altında Bayrak, Canbulat,  Lefke Sancak, Gazi Baf'ın Sesi, Larnaka Doğanın Sesi ve Limasol Radyosu adı verilen altı radyo istasyonu kurmuşlardı.

Kıbrıs Türk mukavemet teşkilatlarının resmi yayın organları haline gelebilecek şekilde çalışan bu radyo istasyonlarının ilki için gerekli elektrik enerjisinin birkaç araba aküsünden sağlandığı bir garajda, 2 mücahit tarafından yapılmış ve ilk yayın sözü ise 'Bayrak, Bayrak, Bayrak' diye verilmişti.

Kısa dalga olarak bilinen 2.30-30 Megahertz arasında yayın yapılan radyo iletişimciliği dalganın ilerlediği coğrafyada her yere çarpıp yansıyarak atmosferik koşullara bağlı olarak hatta iyonosferden yansıyarak ilerlediği için binlerce kilometre öteye kadar gidebilir bir özelliğe sahiptir. Kısa Dalga bol gürültülü gidip gelen ekolarla neyi dinlediğinizi arada sırada anlayabileceğiniz özellikli olarak halk arasında kısa dalga 'cızırtılı dalga' olarak bilinirdi... Kısa Dalga radyo yayıncılığı 1930 lı yıllarda ulus devletlerin olmaz ise olmazı olarak propaganda aracı olarak kullanılmaktaydı.

Rumların Akritas planı ile tarihe Kanlı Noel Bayramı olarak geçen 21 Aralık 1963 günü Kıbrıs'ta Türklere yaşattığı bu trajik olaylar nedeniyle o zaman ki adı Sorda olan Bağlarbaşı Mahallesi'nden de geçen Harşit Çayı'nın merteklerden yapılma üzerinden geçecek araçlar ya da at arabaları için özel yapım tahta teker kanalları bulunan Çay'ın aktığı kırılan merteklerden dolayı deliklerinden suyun akışının görülebildiği meşhur tahta köprüsünün girişinde çocukları başına toplayan pamuk sakallı Yusuf Emmi, 'kim Kıbrıs'a gidecek' diye sorduğu çocuklardan aldığı müspet cevap karşılığında hiçbir zaman eksik etmediği cebinden çıkardığı şekerleri onlara hediye olarak verirdi.

Türklere saldıran Rumların bu saldırganlıklarını tüm dünyaya fotoğraflarının yayılması uluslararası Kızılhaç izni ile Türkiye'ye getirilmesi için adaya inen uçaklara alınan yaralıların bandajlarının ve alçılı kollarının [1] altına gizlenen fotoğrafların Türkiye üzerinden tüm dünyaya servis edilmesi ile sağlanabilmişti.  

Thompson markalı radyolar, günümüz FM alıcılı radyoları kadar en etkili kısa dalga alıcıları ile imal edilen en fazla kullanılan radyolardı.Genlik Modülasyonu yani taşıyıcı dalganın frekansının yayının taşındığı frekansın genliği ile değiştirildiği için radyo alıcısının ayarlandığı kısa dalga frekansından saniyeler sonra dahi radyo ibresini oynattığınız takdirde yayını alabilme imkanı alınabilmesi mümkün olmaz. Bu yayınları izleyen özel dinleyiciler Kısa Dalga Dinleyicileri (Shortwave Listener) denilir.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 20 Temmuz 1974 yılında yapılmasından önce Kıbrıs'ta 1970 li yıllarda kısa dalga üzerinden yayın yapan Bayrak radyosunun ünlü türküsü Niğdeli Ali Ercan'ın 'Zeynebim' adlı türküsü bu cızırtılar içinde aynı yıllarda Doğu Karadeniz bölgesindeki Gümüşhane'ye kadar ulaşırdı. Türküde Zeynep, Almanya'ya işçi olarak gitmiş köyünde bekleyen eşi 'Soğan ekmek yiyelim dön gel Zeynebim' diyerek kendisine bülbül gibi aşk fegan eylemişti. Ercan'ın bu türküsü günden en az 2 kez mutlaka çalınırdı. [2]  

Anadolu'dan Kıbrıs Türkü'ne yayın yapacak Anamur Radyosu ise 674 Khz bandında Genelkurmay Başkanlığı, TRT ve PTT nin ortaklaşa kurduğu KİPİG ( Kıbrıs İşleri Planlama ve İcra Grubu) tarafından 1978 yılına kadar işlevini sürdüren bir kuruluş tarafından yönetilmekteydi.  

Kıbrıs Rum radyoları Yesari Asım Ersoy'un 'bekledim de gelmedin' nihavend şarkısını çalarken buna karşın Bayrak Radyosu ise Ümit Yaşar Oğuzcan'ın sözleri ve Osmanlı toprağı Halep 1915 doğumlu Rüştü Şardağ'ın 'bir gece ansızın gelebilirim, bu kadar yürekten çağırma beni' adlı rast makamındaki insana 'huzur' veren ve 'güneş iki mızrak boyunda' iken dinlenilmesi gereken 'tedavi edici' savaşçı Mars gezegeni ile ilişkili Farsca 'doğru, gerçek' anlamına gelen makamlı şarkısını çalardı.

Darbeci Nikos Sampson, 15 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na karşı bir darbe yaparak Ulusal Kurtuluş Hükümeti kurulduğunu ve Kıbrıs'ta bir Yunan Cumhuriyeti kurulduğunu tüm dünyaya ilan etmişti. Girit'te Kandiye şehrinin 1669 yılında Fazıl Ahmet Paşa tarafından alınarak Osmanlı eyaleti haline gelmesinden sonra adanın 260.000 olan nüfusundan 200.000 nin Müslüman olmasına rağmen 1909 yılında Yunanistan'a ilhak olmasına benzer bir oyun da Kıbrıs'ta da oynanmak istenmekteydi.

Kararlı Türk Hükümeti Girit'te olduğu gibi bir oldu bittiye meydan vermemek için bütün koşullar kendi lehinde iken Başbakan Bülent Ecevit, Londra'da garantör ülkelerin müdahale etmesi için dünya kamuoyunu da arkasına alarak çağrı yapıyordu.

Ancak yapılan her diplomatik atak sonuçsuz kalıyordu.

Nihayet Tarih 20 Temmuz 1974 Cumartesi,  saat 05.22,  Mersin ve Taşucu...

Türk LCM 8 (Landing Craft  Mechanized) çıkarma gemileri Girne'nin batısındaki Pladini Plajı açıklarına ulaşır... 

Barışcıl amaçlar ile denize açılan SAT birliklerine emir kesindi,

'ateş açılmaz ise kesinlikle ateş edilmeyecekti'

Ancak daha LCM-8 ler Girne açıklarında görülür görülmez kıyıdan açılan ateşler ile taciz edilmeye başlanmıştı ki, Bofors toplarının yetersizliği [4] üzerine bu sahil bataryaları 08.00 e doğru Fevzi Çakmak muhribi tarafından susturuldular...

Alay Komutanı iki saat sonra 'kıyı başının tutulmuş' olduğunu telsizinden anons ediyordu.  

Hititler Çağı'ndan bu yana Anadolu'nun ekonomik alanının bir hinterlandı [3] olarak bilinen kendi coğrafyası içinde bulunan Alaşiya (Kıbrıs) antik çağlardan bu yana bir kez daha gerçek sahibini kucaklıyordu.  

ARKEOTEKNO 

[1] Vural Türkmen adlı bir mücahitin beline yapılan alçı içine yerleştirilmiş mezalim fotoğrafları Ankara'ya gizlice getirilerek tüm dünyaya servis edilmişti. 

[2] Aynı Ali Ercan bir başka türküsünü ise Türkiye'nin altmışyedi ilini sayarak dil döktüğü İstanbullu bir kızın nereli olduğunu bilemediği için kızın, türkünün sonunda meşhur söz olan 'sür eşeğini Niğde'ye' mısrası ile bitirirdi.

[3]  Hinterland bir ülkenin deniz yolu vasıtasıyla yaptığı ticareti belirler. Bir ticari limandan ne kadar fazla ülkeye ait gemi geliyor ise, o kadar geniş hinterlanda sahiptir.

[4] Şafak Vakti Kıbrıs, Mesut Günsev, Alfa