KARADENİZ’DE HAMSİNİN SON TANGOSU

Deniz sıcaklıklarının bu yıl rekor düzeyde yükseldiği Marmara Denizi’nin 2 derece yükseldiği biliniyor. Haliyle balıklar ve balıkçılık da bu ısı artışından etkileniyor.

Bu sene fazla palamut balığının olmamasının nedeninin aşırı avlanma, bunun tersi olarak eğer palamut yoksa hamsi olur teorisi doğrulanıyor ama hamsinin boyları küçük. Bu hamsilerin açıklamalara göre Abhazya/Gürcistan’dan Türk karasularına giren hamsiler olduğu bundan da bu hamsilerin haritadan görüleceği üzere küçük boylu Azak hamsisi olduğu anlaşılıyor.

Bu yıl çok olan hamsinin bol olmasına rağmen küçük boyda olması Palamut balığının çok avlanmasına ve az olmasına bağlanırken palamutlar antikçağlarda İstanbul’da Haliç’in ‘altın boynuz’ olarak adlandırılmasana vesile olmuştu. Antikçağlarda Boğaz’a giren palamut balıklarının aniden gördükleri İstanbul’un Kadıköy açıklarındaki deniz altındaki bir beyaz kayaya çarparak Haliç’e yönelerek halici doldurmasının bu adlandırmaya neden olduğuna yönelik bir efsane vardır.  Palamutların o dönemde el ile yakalanarak toplandığı bilinirdi.

 

 

KARADENİZ'E KIYISI BULUNAN ÜLKELERİN YILLIK HAMSİ YAKALAMA KAPASİTELERİ 

Bizim denizlerimizde üç tür hamsi vardır. Bunlar Kırım ve Kafkas sahillerinde yaşayan Azak hamsisi, Karadeniz hamsisi ve Marmara hamsisidir. Azak hamsisi yumurtlamak için Azak Denizi’ne göç eder. Palamutların da yumurtlama alanı antik çağlardan bu yana Azak Denizi’dir.  Azak hamsisi Sukumi ve Kırım açıklarında dolaşmayı sever. Azak hamsisinin bizim kıyılarımıza da geldiği bilinir.

Bizi ilgilendiren Karadeniz hamsisi Kasım ayından Mart sonuna kadar Marmara Denizi’ne göç eder. Hamsiler Çanakkale’ye kadar göç eder. Burada kış ayını geçirir ve ilkbahar boyunca yumurtalarını sahil boyunca bırakarak tekrar Karadeniz’e dönerler. Marmara hamsisinin boyu 7 cm Karadeniz hamsisinin boyu ise 18-20 cm ye kadar ulaşır. Ömrü 3-4 yıl olan hamsinin en lezzetlileri Aralık ayı ortasından sonuna kadar tutulanlardır. Bu aylarda hamsinin kulağına kar suyu kaçtı denilmesine neden olarak lezzetli, olduğuna vurgu yapılır. Güney Amerika, Japon hamsisi gibi türleri de vardır. Boyları 18-20 cm ye kadar büyüyebilen hamsiler dünyada en fazla 20-30 milyon ton ile Peru’da avlanır.

Karadeniz hamsisi ise kuzey güney olmak üzere Karadeniz’de kış aylarında suyun sıcak ve soğukluk durumuna göre göç eder ve üreme yapar. Anadolu kıyıları ve Kırım ile Kafkasya sahillerinin ılıman su bölgelerine kış aylarında gelir. Gerçek hamsiler bu sınıfta olanların avlanması olarak gerçekleşir. Hamsiler günde 10-20 mil kat ederlerken deniz yüzeyine gündüz 70-90 metre gece ise 10-40 metre kadar yaklaşırlar. Bundan dolayı balıkçılar sabaha doğru deniz yüzeyine yakın hamsileri avlamak için denize açılırlar. Karadeniz kıyı kentlerinde sabahleyin duyulan gırgır kayıklarının motor sesleri balıkçıların denize açıldıklarına delalet ederdi. Hamsinin ömrü 2-3 yıl olurken bir batında 40 bin yumurta bırakabilirler. Bu yumurtaların soğuk su ile karşılaşmaması için en verimli yumurtlama dönemi Haziran ve Temmuz ayında yapılan yumurtlamadır. Bundan dolayı 21 Mayıs  - 31 Ağustos tarihler arasında av yasağı vardır. 

Doğu Karadeniz bölgesinde de hapsi adı da verilen hamsinin 1970 li yıllarda gübre olarak tarlalara döküldüğüne ve 10 tonluk kamyonlarla diğer illere üzerlerini yağlı kâğıtlarla örtülen tahta kasalarla satılmak üzere taşındığını biliriz. Üzerine yağlı kâğıtlar örtülen hamsi bu tarihlerde kilo ile alınmaz, tabanı aralıklı olan tahtalarla döşenmiş sonradan iade edilip parasını almak üzere depozitolu tahta kasalarla satın alınırdı. Bunun nedeni hemen tüketilmeden başları atılarak karınları temizlenip tenekelere basılması olarak adlandırılan ‘ançuez’ şeklinde muhafaza edilmesidir.  

Evliya Çelebi 50 gün süren kış anlamına gelen ‘hamsîn’ kelimesinin bu günlerde avlanan hamsi adına dönüştüğünü yazar. Bazı kaynaklar ise ‘küçük sivri balık’ anlamına gelen ‘hapsi’ olarak adlandırılır ve Kolh diline dayanır. Batı dillerinde anchovy kelimesi ise Latincede ‘ağua’ olarak bilinen ‘küçük balık’ adının Portekizcede ‘anchovy’ olarak kullanılmasına neden olmuş. Hapsi kelimesini kullanan Kolhis ülkesi ise günümüzde Doğu Karadeniz illerini için alan ve Sivas ile batıda Amasya ili de dâhil olmak üzere bölgeyi içine alan bir alanda kurulan antik krallığın adıdır.

 

PERU’DA HAMSİ (ANCHOA) ENDÜSTRİSİNE YÖNELİK ÜRETİMLER

Boyları 18-20 cm ye kadar büyüyebilen hamsiler dünyada en fazla 20-30 milyon ton ile Peru’da avlanır. Türkiye’de giderek düşmekte olan hamsi avcılığının miktarı ise 125 bin 980 tondur. Neredeyse Peru’nun 30 da birinden de azdır. Bu miktarın bir bölümünün de Gürcistan ve Abhazya açıklarında özel izinle avlanan ya da bu yıl olduğu gibi Hopa açıklarına kadar gelen Azak hamsileri olduğu ve bu yüzden de kısa boylu oldukları biliniyor.

Sonuç olarak denizlerimizde hamsi mi yok? Yanlış avlanma politikaları mı uygulanıyor? Yoksa avlanma mı bilinmiyor?

Bir zamanlar bol avlanıldığı dönemlerde tarlalara gübre olarak da dökülen hamsi ya da balık endüstrisinin yukarıdaki birkaç resimde görülen Peru’daki gibi gelişmemiş olması da denizlerimizde avlanan hamsinin tüketim olarak değil fabrikalara un yapılmak üzere gönderildiği bilinmektedir.

ARKEOTEKNO

[1] https://www.labodegaiberica.com/etiqueta-producto/anchoa/

[2] https://www.denizhaber.com/hamsine-sahip-cik

[3] https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fmars.2017.00275/full (Understanding the Impact of Environmental Variability on Anchovy Overwintering Migration in the Black Sea and its Implications for the Fishing Industry, Ceren Guraslan, Bettina A. Fach and T. Oğuz)