SULU BEYİN NEDEN DAHA İYİ ÇALIŞIR?

Daha çok sulu beyin ya da sulanmış beyin olarak bir deyim olarak kullanılan ifadeye karşın insan beyninin esasında %75 ya da %80 oranında zaten biyolojik olarak sudan oluşmuş olduğu geriye kalan %20 sinin ise yağ ve proteinlerden oluştuğunun iyi bilinmesi gerekir.

Bu değerlendirmeler bizi biyolojik yönden daha fazla normal seviyelerinde su içeren beynin daha iyi düşünceye sahip olduğu sonucuna ulaştırması gerçeğine ulaştırır.

Hâlbuki düzgün düşünememek ya da bunamak anlamı olarak kullanılan beynin sulanması ile ilgili tabir ile beyin omurilik sıvısının aşırı derecede beyine hücum etmesi ile ortaya çıkan kafatasını da basınç ile etki eden hidrosefali denilen rahatsızlık kastediliyorsa bu durum insanın ileri yaşlarında oluşabilecek bir rahatsızlık olarak ortaya çıkıyor olması da insan vücudunda bulunan beyin omurilik sıvısı denilen BOS sıvısının beyin fonksiyonlarının işletilmesindeki önemini ortaya koyar.

BOS, insanda uyku anında beyni yıkayan son derece önemli bir sıvı olarak bilinir. 

Hidrosefali m.ö. 4. Yüzyılda Hipokrat tarafından tanımlanmış ve m.s. 2. yüzyılda Romalı Galen tarafından daha iyi bir tanım olarak ortaya konulmuş bir beyin rahatsızlığı olarak bilinirse de buna en iyi yaklaşım Arap cerrah Endülüslü Ebu'l Kasım El-Zehravi tarafından m.s. 1000 tarihinde El-Tasrif adlı eseri ile ortaya konulmuş ve normal basınçta olmayan bu sıvının kafatasının açılarak  dışarıya boşaltılması şeklinde bir tedavi önerilmişti.

Osmanlı döneminden kalan mahalle çeşmelerinde ve yakın bir geleceğe kadar zincirlerle çeşme duvarlarına bağlı duran Arapça içmek anlamına gelen ‘şrb’ kökünden gelen maşrabalar ile suya ne kadar önem verildiği bilinen bir tarihsel gelenek olarak yaşanırdı.  

Kişinin çok çalışması sonucunda da bir deyim olarak kullanılan beynim sulandı deyiminin biyolojik karşılığının tutarsız bir önerme olması çok çalışan bir kişinin, yorgunluğun sonucu olarak aslında beyninde yeteri kadar su olmaması ile açıklanmasına rağmen kültür dilimizde nasıl yer aldığı, değerlendirilmesi gereken bir husustur.

Günde 2.9 litre su içilmesinin beyne yararlarının bilinmesi ile 24 saatte içinden 1,4 litre su geçen [1] ve daha çok sulu bir beyinin daha iyi çalışacağına dair biyolojik değerlendirmeler ve sonuçlar bizi çok çalışan bir kişinin beyninde oluşan beyin yorgunluğu,  beynin su ile dolmadığını olsa olsa biyolojik yönden beyinde su kaybı yaşanmış olacağını gösterir.

Beyin yorgunluğuna neden olan hususların stres, çalışma ofislerinin yetersizliği [2], elektromanyetik alanlar, gıdalardaki aşırı tarım ilacı kullanımı, plastiğe karşı aşırı kullanım ve beynin içinde bir pusula olduğunun varsayılarak beynin manyetik alan kaybı [3] olduğu biliniyorsa da bütün bunların karşılığının beyinde biyolojik yönden su kaybının olduğunun bilinmesi gerekir.  

Su kaybının %1 oranında olmasının algının %5 oranında kaybolacağı, su kaybının %2 oranında olmasının ise kısa süreli belleğin giderek zayıflamasına karşın bu su kaybının hücrelerin daha fazla yok olması ortaya konulmuş bir biyolojik husus olması insanda vuku bulan baş ağrısının daha çok su içilerek geçebileceği tavsiye edilen bir husustur.

DEHİDRASYON (SIVI KAYBI)

Su (sıvı) kaybının bilimsel adı olan dehidrasyon Kanada ve ABD gibi ülkelerde 65 yaş üzeri hastaların %79 unun yetersiz sıvı alımının neden olduğu %26.7 sinde ise su kaybı olduğu tespit edilmişken bu oran Türkiye’de bu oran %84.4 oranındaki bir değere ulaşmıştır. [4]

İnsanın kilosuna göre su içiminin tavsiye edildiği bu oranın vücut ağırlığının 1 Kg miktarı için 40 ml olduğu bilinmesi 80 kilogram ağırlığında olan bir kişinin günde 3200 ml su içmesi gerektiği ve bunun da günde 3.2 litre olarak içilmesi tavsiye ediliyor.

ARKEOTEKNO 

[1] https://www.iha.com.tr/haber-beyinde-su-eksikligi-141012/

[2] Ofislerde yeterli alan miktarı kişi başına 10 metrekare olması tavsiye edilmektedir.

[3] eNeuro dergisinde yayımlanan bir araştırmada bir odadaki manyetik alan değişiminin alfa beyin dalgalarını %60 oranında değiştirdiği gözlemlenmiştir. Aynı şekilde kuş ve kaplumbağaların da yönlerini beyinlerinde bulunan mıknatıslar yoluyla buldukları tespit edilmiştir.

[4] https://jag.journalagent.com/turkhijyen/pdfs/THDBD_74_SUP_SU_KONGRESI_143_150.pdf