FIRILDAKİZM VE FIRILDAKİSTLERİN BEYİNLERİ

Eğer yeni bir tabir olarak  ‘fırıldakizm’ diye bir akımdan bahsedecek olursak ve böyle bir tabir  var ise ‘fırıldakist’ tabirinin de olması gerekir diye düşünebiliriz. ‘Fırıl’ kelimesi dönme sesi olarak bilinir. Dak eki ise +dak: İşlek olmayan bir ektir. Doğada cansız ve canlı varlıkların çıkardığı seslerden türetilmiş yansıma sözcük olarak bilinir. Örnek olarak Fırıl+dak, kıkır+dak gibi kelimeleri verebiliriz. Bizim tanımlamamızdaki fırıldakizm ise fırıldakistlerin yer aldığı toplumlarda görülür.

İngiliz dilinde fırıldak kelimesinin argodaki karşılığı ‘yüzsüz-p.ç’ olmaları karşılığı olarak ‘cheeky-bastard’ ya da ‘dalavere’ içinde olmaları ‘hanky-panky’ olarak karşılık bulur. Fırıldak gibi dönek deyiminin karşılığı ise ‘as changeable as a weathercock’  yani aşağıdaki resimde görülen horozun rüzgârın etkisiyle her yöne dönüyor olması şeklinde sembolize edilir. Bunlara rüzgâr gülü adı da verilir.

U.Mumcu’nun ünlü sözü ‘Haklıdan yana değil güçlüden yana olanlar, korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değişince döner, fırıldak olurlar’ cümlesindeki durumun beyindeki anatomisi oldukça önemli biyolojik değişimler sonucunda ortaya çıkan psikopatolojik olaylar zinciri nedeniyledir.  

Gerçekten de fırıldakizmin sembolü olan horoz, rüzgarın hangi taraftan estiğine bağlı olarak bütün yönlere doğru döner durur.

Demek ki fırıldakizmin temelinde aslında dönmek eylemi de yer alır.

Uğur Mumcu’nun bu sözünün bir horoz ile temsil edilmesine bağlı olarak insanlarda fırıldaklık ise  bu sözün içindeki kavramların insan vücudunda biyolojik değişimler  sonucunda oluştuğuna bakmak için önce beyine buradan da Mac Lean’ın üçlü beyin teorisini inceledikten sonra 'güç dengesi- korkaklık- kaypaklık’ bağlantısı ile –fırıldak- olmanın beyinde oluşturduğu değişimlere bakmak gerekir.

Demek ki güç dengesi ile kaypaklık ve fırıldaklık arasındaki aşağıda üçgenin her bir köşesindeki psikolojinin ortaya çıkışının davranış bilimleri açısından incelenmesi olarak korku duyusunu oluşturan beyindeki amigdala bölümünü ele alarak beynin biyolojisinin incelenmesi ile anlaşılabilir. 

Mac Lean’ın beynin bu üç bölümünü ele alırken güç dengesine göre kaypaklık ve fırıldak olanın aynı zamanda korkak kişilik sergilemesi beynin serebral korteks tabakasının kullanmadan talamusdan kısa devre yaparak direkt olarak korkunun üretildiği yer olan amigdalaya giden duyuların düşünce olmaksızın faaliyete geçiyor olması  ile beynin mantıklı çalışmadığının ifadesi olarak işlevsellik gösterir.  

Bu durumda eğer talamusa gelen duyular, serebral korteks bölümüne uğramadan amigdalaya giderse amigdalanın beynin serebral korteks tabakası ile değil sürüngen beyin ya da mammal beyin bölümleri ile haberleşeceği kaçınılmaz bir durum olarak ortaya çıkar ki fırıldakistlerin  beyinlerinde talamus-amigdala, talamus-sürüngen beyin ile talamus- mammal beyin yolu ile aktive olur.

Bu durumu amigdala serebral korteks bağlantısının kısa devre yapılarak talamus tarafından amigdalaya uzanan yolun korkaklığın, kaypaklığın, fırıldaklığın göstergesi olmasıyla açıklayabiliriz.

O halde kişilerde  kaypaklığın ya da fırıkdalizmin ana nedeninin sürüngen beyin ve limbik sistemin amigdala ile serebral korteks olmaksızın haberleşmesinden dolayı bu eylemlerden sorumlu bölümler olarak görebiliriz.

Çünkü beynin düşünen kısmı neokorteks olarak da adlandırılan serebral korteks, duygusal bölümü ise limbik sistem ve nihayet yaşamın idame edilmesini sağlayan kısmı ise sürüngen (reptilian) bölümleridir.

Şimdi Limbik sistemin  hipotalamus, amigdala, talamus ve hipokampus bölümlerinden oluştuğunu sürüngen beynin en önemli bölümünün beyin sapı (medulla spinalis) olduğunu söylersek direkt olarak amigdaladan emir alacak bu bölümlerin serebral korteks ile haberleşmeksizin insanda dışa vuran bir kaypaklığa neden olduğunu söyleyebiliriz.

Bu değerlendirmeler göre aklın bir ölçüde derecesini belirleyen ve insanı diğer canlılardan ayırt edilmesini sağlayan düşüncenin oluştuğu serebral korteks ya da neokorteks tabakasının kullanılmayarak, aklını kullananın ancak mantık içermeyen bir düşünce tarzının da fırıldak olabileceğini kabul ederek en fazla oranın kişinin sadece beyin sapı ya da mammal beyin kısmını kullanmasının mantık dışı bir düşünce tarzı olarak kaypak ya da fırıldak olması ile bağlantılı olabileceğini söyleyebiliriz. 

ARKEOTEKNO