KOZMİK MUON PARÇACIKLARI VE GİZA PİRAMİTLERİ

S. Vedat Karaarslan

Arkeolog - Y. Mühendis  

Dünyanın 7 büyük harikasından sadece ayakta kalabilen Mısır'daki 'Giza Piramit' lerinin en büyüğü, firavun Khufu için ya da daha çok bilinen adı ile Keops (Cheops, 2575-2465 BCE, 4. Hanedan Krallık Dönemi)  4500 yıl önce inşa edilmişti. Bu piramidin hemen yanındaki Kefren piramidi gibi yüzeyi Nil Nehri'nden getirilen beyaz Tura kireçtaşı ile kaplı ve sıvanmıştı.Giza Piramitlerinin üçüncüsü ise Mikerinos adı ile bilinir.

Ancak Giza Piramitlerinin 12.000 yıl öncesine kadar giden bir tarihleme süreci, piramitlerin Orion takım yıldızlarına göre matematiksel olarak dizildiğine yönelik teorilerin de mevcut olduğu biliniyor. Ayrıca yılda bir kez Keops piramidinin tam tepesinde bir hat üzerinde Sirius yıldızı sabit halde konumlanıyordu. Bu yıldızın görünmesi Mısır takviminin başlangıcı anlamına geliyordu. (Bkz:(http://www.arkeotekno.com/pg_201_arkeolojik-ve-mitolojik-astroloji)

Piramidin mimarisinde hem altın oran olarak bilinen phi (1.618) hem de pi (3,14 ya da 7/22) orantısal değerleri kullanılmıştı. Mısır uzmanları (egyptologists) her biri 2.5 ton olan piramit taşları rahiplerin bir çubuk ile 45 saniyede yerleştirdiklerinde hemfikirdirler ancak taşların kenarlarının nasıl oluyor da keskin bir bir lazer bıçağının kestiği gibi keskin olabildiklerine hala şaşırıyorlar.

Günümüzde hala çözülmeye çalışılan sırlarla dolu piramit odaları teleskopların piramidin tabanına yerleştirilerek ışık hızına yakın bir hızda hareket edebilen atomaltı parçacık olan kozmik 'muon' lar ile 3 Boyutlu (3D) modeli çizilerek oluşturulmaya çalışılmış. Elektron gibi bir Lepton sınıfı atomaltı parçacık olan muonlar elektronlar gibi negatif yüklüdürler ve saniyede 660 metre ilerledikten sonra yok olurlar ancak uzayda zaman genleşmesi nedeniyle dünyaya kadar ulaşırlar ve toplama detektörleri ile yakalanabilirler.Pozitron, muon, π-meson ve K-meson, hiperons, vb gibi farklı kaynaklardan gelen yüksek enerjili Kozmik Işınlar son yüzyılın en önemli araştırmaları arasında yer almasına rağmen bu kaynakların başta Güneş olmak üzere diğer yıldızlar hatta galaksimiz dışındaki kaynaklardan gelen ışınlar olduğu artık bilinmektedir.Daha önce muon parçacıkları toplama detektörlerinin kullanıldığı İsviçre'deki CERN deki parçacık hızlandırıcıları, volkanlar ve Fukushima reaktörleri yanı sıra Tayoubi, Kunihiro Morishima ve meslektaşları Piramid üzerinde taşlara çarpan muonların ve çarpmayan muonlar arasındaki farklılıkları kullanarak piramidin görüntülerini oluşturmayı başarmışlar.

Piramitlerin Taranması (aşağıdaki resim) adı verilen proje için araştırmacılar, muon parçacıklarının özellikleri sayesinde piramitler içinde Kral ve Kraliçe Odası ve  girilemeyen odalar, taşların kesilme şekilleri ve piramitlerin dizilişleri açısından önemli bulgulara ulaşmışlar.

İlginç olan, muonlar gibi atomaltı parçacıkları uzaya yayan yıldızlara göre inşa edildiği düşünülen  Keops, Kefren ve Mikerinos gibi piramitlerin iç mimarileri, günümüzde yine bu kozmik ışınların kullanılması ile anlaşılabilecek.  .  

KAYNAK: 

https://www.businessinsider.com.au/khufu-pyramid-big-room-chamber-void-muons-physics-2017-11

ARKEOTEKNO