TÜRK BUDUNLARININ ADLANDIRMA SORUNU VE PEÇENEK, UZ, KUMANLAR

Türk tarihinin neden ayrıntılı olarak tefekkür edilemediğini düşünme gayreti içinde olduğum anlarda bir fikri mütalaa da bulunmam gerektiği zamanlarda biraz da Türk adının gerek batılılar gerekse Çin ve Arap müellifler tarafından yazılan doğu kaynaklı eserlerde Türklerin bir bölünmüşlük içinde aynı soydaş topluluklar olmalarına rağmen sanki farklı budunlarmış gibi [1] tarihe dayalı birçok siyasal hadise ile karşılaşmamız mümkün hale gelir. 

Öncelikle Karadeniz’in kuzeyindeki Deşt-i Kıpçak (Kıpçak Bozkırı) ve Hazar Denizi’nin kuzey ve güney yönlerindeki coğrafyada Uzlar, Kumanlar, Peçenekler gibi Türk boylarının birbirleri ile rekabetine dair Bizans ordusu içinde Alparslan’ın ordusuna karşı Malazgirt’te yer almaları ile Macar ovalarında binlerce Peçeneklinin vaftiz edilerek Hristiyanlaştıkları gerçeği karşısında bugün Macar toplumunun içinde yer alıyor olmalarının Macarlar ile Türk dünyasının günümüz siyasal ilişkilerinin nedenleri arasında yer aldığını biliyor olmamızla birlikte Moldova’da yaşayan Türk soylu Gagauzların kökenlerini de açık bir şekilde ortaya koymamız gerekir.   

Türk tarihinin bu değişik adlandırmalar ile birlikte birbirleri ile yer aldıkları coğrafyadan bir saklambaç oynar gibi bazen batıya, doğuya, kuzeye, güneye doğru itilme kovalama sonucunda birçok ilmi tartışmalarında yer alan günümüzde batılılar tarafından bir kayıp olmuşluk sendromu oluşturması karşısında yapılacak en iyi hususun Orhun abideleri ve 1071 yılında yapılan Malazgirt Savaşı’ndan geriye gidecek şekilde bu toplumların Türklerin kadim tarihi ile olan aidiyatını ve illiyetini bilimsel bir şekilde ortaya koymak gerekir.

Öncelikle şu Orta Asya ya da İç Asya gibi adlandırmaların Türkestan adı yerine kullanılmış olduğuna dair yanlı yaklaşımları ortadan kaldırmak varken bu tabirin hâlâ bazı yazarlar ve akademide hala kullanılıyor olması bu tür yanılgıların başında yer alan bir husus olarak görülmesi gerekir.

Şimdi gelelim Assur kralı Asarhaddon (m.ö. 680-669) zamanından kalan bir belgede ‘Gimmirrai’ ve ‘Aşguzai’lerden bahsedil­mesi ve bu toplulukların da sırasıyla Kimmerler ve İskitler ol­duğu ve Türkestan kökenli Kimmerler’in m.ö. 709 da Karadeniz kıyılarını ele geçirmeleri ve Anadolu’daki Frigleri ortadan kaldırdığına dair kanıtlanmış arkeolojik bilgilere.

Tevrat Yeremya 51:27 de geçen Ulusları Babillilerle savaşmaya hazırla­yın şeklindeki ifade de Asur kaynaklarında geçen Askhuza’lar (Aşkenaz) Asurlulara karşı Minni (Manni) topluluğu ile birlikte savaşan topluluklar olarak aktarılır.

Bu dönemde Karadeniz’in antik adı da Pontus Euksenios değil Aşkenaz Denizidir.   

Askhuzalar, A.Koestler’e göre ise Hazar Türklerinin atalarıdır.

Hazarların Türk oldukları kesin ama itilaflı olan tek konu onların Türklerin hangi boyuna mensup oldukları ile ilgilidir.

Biraz daha irdelersek İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (S.A.V) bir hadis-i şerifte [2] İslam Ordularının VII. yüzyılda Kafkasya’ya girdikleri zaman burada gördükleri insanlar için ‘Kırmızı yüzlü, küçük ve çekik gözlü olan acemlerden (!) Huza ve Kirmanlarla savaşmadıkça kıyamet kopmaz’ şeklindeki sözüne ulaşırken

Huza olarak yazılan topluluğun Hazarlar,

Kirman olarak yazılan topluluğun ise Kumanlar

olduğu anlaşılır.

Demek ki VII. yüzyıldan bu yana Hazar ve Kuman olarak bilinen Türk boylarının ‘acem’ kökenlerine dayandığına dair tanımlama ile ilgili zannetme (acem sözcüğünün sonradan ilave edilmesine rağmen) o dönemlerde dahi vardı ve bu durum Türk topluluklarının Türkistan’dan başlayarak İran platosu üzerinden Anadolu’ya kadar değişik adlar ile tanımlanması sorunu olarak günümüzde de devam eder.         

Tora’da ise Nuh’un oğlu Yafes ve O'nun da oğlu Gomer adlı kişidir. Urmiye’nin doğusundaki Manni (ya da Manney) hü­kümdarları ise Asur ve Urartu kaynaklarında adları geçen Ulusun, Aksher, Ersin, Uluhan adlı proto-Türklerdir. Gomer’in ilk oğlunun adı da David Ben İbrahim El-Fasi’nin tanımlaması ile Hazarların ataları Aşkenaz idi.

Uz ya da Oğuz adı verilen Türk boyunun Çu ve Talas boyunda yer alan meraların kime ait olacağını belirlemek için yerlerinden olan ‘Uz’ lar ile aynı olduğu Oğuzların ise Kumanlar ile aynı dili konuşan Peçenekleri yerlerinden ederek batıya iterler. Kumanlar 1091 yılında Bizanslıların yanında yer alarak Levounion Savaşı'nda (Çanakkale- Enez) Peçeneklere karşı savaşmışlardı. 

İşte Kaşgarlı Mahmud tarafından Oğuzların bir kolu olarak yazılan ve Macarların ‘Beçe’ olarak adlandırdığı Peçenek boyunun da günümüzdeki Macar milletinin nüvesini Bulgar, Gagavuz ve Rumlaştıkları gibi tarihi gerçeklerin dini kaynaklar tarafından da aktarılıyor olmaları ile Orhun abidelerinde ilk Türk adının yazıldığı gerçeği ile birlikte Türk adının temsil ettiği Askhuzalar nedeniyle şimdilik ve bulunan bu kayıtlar nedeniyle Türk tarihini bu belgeler ile birlikte Assur kralı Asarhaddon’un yaşadığı m.ö.680-690 tarihlerine kadar yazılı kaynak olarak uzatmak mümkündür.

[1] Aralarında dil, kültür ve töre birliği bulunan, soy ve boy yönünden de birbirine bağlı insan topluluğu.

[2] Ebu Hureyre'nin Hz. Ömer'den rivayet ettiği.     

ARKEOTEKNO