ANTİK ÇAĞLARDA KENTLER, E-BELEDİYECİLİK VE GE-LİŞ-MEK-TE OLAN ÜLKELER

Öyle sanayi devrimini kaçırdık bari bilişim devrimini kaçırmayalım diyerekten beyhude bir avunma gayreti ve söylemi içinde afaki laflarla dövünmek ya da her bir powerpoint sunumunda ilk slaytlarda görülen ve artık gına getiren 'sanayiyi kaçırdık ama bilgi çağını kaçırmayalım' diye başlayan belagat kokan 'retorik' yerine bizde nedense belediye denilince akla asgari medeni koşullara haiz ve teçhiz edilmiş bir toplumsal yapı ile birlikte 'SMART CITY' ya da 'AKILLI ŞEHİR' kurmak değil de hep 'köprü' 'kaldırım' 'inşaat' gelir. Operasyon yapmakla 'şehrin akıllanmasına' dayalı proje yapmanın arasındaki anlam farkının idrak edilememesi olarak niteleyebileceğimiz bu durum, bir türlü kadim şehirlerimizin verimli ve geniş topraklarına bir plan dâhilinde hâlâ neden yerleşemedik? sorusuna dayalı ‘yahu neyimiz eksik ki?’  diye söylenip hayıflanırken nedeni belli olan bu nedenlerin de herkesçe malum olduğu Antik Çağlardan bu yana gelen Ortadoğu'nun makus kaderi olarak hem ihtişamı gösteren (!) en fazla bol pencereli dev binalar başta olmak üzere inşaat yapmak kaderimiz olmuştur. En fazla inşaatın yapılmasının depremle, sel ile heyelan ile doğal afetler ile yıkılmasını beklemek o kadar şansa kalmış bir sonuç olarak ortaya çıkmasını da engelleyeniyor. Nihayetinde bizim coğrafyamızda bol pencereli binalar, tarihsel olarak ona buna psikolojik olarak üstün olmanın emaresi ya da biraz da narsizme dayalı zımni ya da açık bir şekilde meydan okumanın bir işareti olarak algılanan kendine has  geleneksel mimarlık eserleri olarak  oraya buraya yapılır durur.  

Halbuki en fazla inşaatı yapmakla ‘patır patır’ yıkılması arasında ahlaki sorunların sorgulanmasını düşünürken bu da olacak şey mi diyerek bu durumu sorgulayıp buna rağmen o binlerce yıllık kadim Mezopotamya arkeolojisinden tanıdığımız Zigguratlar, Piramitlerin hala ayakta kalmasının onları yapan kadim insanlara modern çağlardaki bu kadar yıkımdan sonra saygı duyulmasını gerekli kılıyor. Toprak aynı, su aynı, taş aynı altımızdaki faylar (kırık) üstümüzdeki gökyüzü aynı ancak sadece insan faktörü ve anlayışı farklıyken demek ki günümüzde aşılması gereken tek bir neden var o da 'insan faktörü'.

Günümüzde yönetimlerde nepotizme  de dayalı yarışlar ve savaşlar yapılırken belki de 1800 li yıllarda çoğu ülkenin kanunlarına giren meritrokratik olmayan yönetim tarzlarının bizi taşıyacağı bilinen ve de anlaşılan Avrupa Birliği (5G) nde  2030 yılına kadar bütün vatandaşlarına coğrafyasına bakılmadan her yerden, ödenebilir fiyattan 1 Gbps hızında internet 'evrensel hizmet' gereği olarak verileceğini ‘şehrin asli karnesi’ kavramı içinde taahhüt ederek ilan etmesine karşın yukarıda avunmakta olduğumuz sanayi-bilişim tartışmalarına örnek olarak verilmesine toplumsal olarak ne kadar daha tahammül edeceğiz?

Elektrifikasyon ağının bakım, işletme ve idamesinde dahi günümüzde başarılı olamayan ülkeler bu 1 Gbps lık hızı ülkelerin en ücra köşelerinde nasıl vereceklerini tasarlayamamaları görülmekle birlikte bu durum AB ülkeleri için bir ütopya değil ama gelişmemiş ya da ge-liş-mek-te olan ülkeler için hala bir muamma ya da muallak olarak bir bilinmezlik içinde tartışılmaması enteresan değil mi? Doğal afetlerde de kesintisiz bir acil haberleşme altyapısının sağlanması da dâhil olmak üzere bunda da başı çeken tüzel kişilikler arasında belediye hizmetlerinin her ilin sahip olduğu 'şehir performansı' karnesinde yer alan hususlar nedeniyle vatandaşlara sunulması geliyor. Demek ki en az 6-7 yıl içinde 1Gbps erişim hızı, herkesin erişebileceği harcıâlem (yaygın) pazarda alınır satılır gibi hale gelecekken halen AB de bu altyapının nasıl kurulacağına dair finansman modelinin nasıl olacağı tartışılırken bunun sadece telefon ya da internet gelirleri ile yapılamayacağını otonom araçlar ve belediyecilikte akıllı şehirler, sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin uygulamalarının başını çektiği 6G standartlı alt yapılar ile kurulmaya başlandığı aşikâr bir husustur. 'Terahetz' ler dönemi olarak başlayan ve saniyede 1 trilyon salınımı olarak altyapılar teçhiz edilecek ve bu iletişim hızlarına sahip ağlar üzerinde çalışacak geleneksel transistörlerin yerine daha gelişmiş elektronik anahtarlama sistemleri ile tasarımlanacak olmasını bizim elektronik sanayiine de gelişme yapması gereken bir konu olarak duyuralım.  Böylece fiziksel ve sanal dünya birleşecek bir meta veri alt yapısına dair veri tabanlarının kurulması gerçekleşerek bunun şehir yaşantısına belediyecilik uygulamalarında hız ve erişebilirlik açısından yeni boyutlar ve ufuklar getireceği anlaşılıyor.

Kentlerin bir envanteri olur ve bu verilere dayalı bir Kent Bilgi Yönetim sistemi olur. Bu yöntemlerle ancak bir kent yönetimi sorunlara bütünsel (holistik) olarak üst seviyede bakması mümkün hale gelebilir. Örneğin kentler için gelişmiş ülkelerin çoğunda uygulamaya giren ortak bir politika olarak 'car free' (araç girişine yasak) bölgeler kavramı hızla uygulamaya giremez mi? Kentler arasında kentlerde yaşayanlara hizmet sunulması için sadece merkezi organlarla değil kendi aralarında da işbirliği olur. Her kentin bir müziği de olur. Yani bir orkestra ile şehrin binaları, caddeleri, parkları, dağları, taşları aklımıza ne geliyorsa orkestralar tarafından bir müzik eseri olarak icra edilebilir. Müziğin dinlenebilir olması ve ezgiler arasındaki uyum ve geçişler kentin mimarisinin ne kadar iyi olduğuna hatta gürültü kirliliği olup olmadığına da delalet eder. Böyle bir müzikal Viyana'da yapılmıştır. Kentlerin tarihi geçmişleri içinde yaşayanlar tarafından sosyolojik olarak davranış biçimleri olarak ortaya çıkar. Deniz kentleri, sınır kentleri, ova kentleri, dağ kentleri, sanayi kentleri… vs davranışları birbirleri içinde aynı ancak farklı kentler arasında farklı sosyolojik hatta insanların biyolojisine etki eder.

Antik Çağlarda bir kent kurulacağı zaman önce meydanının sonra da üniversitesinin nerede kurulacağına dair öncelikli planlar yapılmasından günümüze kadar gelen bir geleneksellik içinde dünyadaki hızlı değişim ve gelişmelerin kent yönetim sistemlerini teknoloji uygulamaları ile birlikte estetik ve toplumsal olarak sosyalleşmeden geçmesi gerektiğini unutmamak gerekir.

ARKEOTEKNO

[1] https://www.exoplatform.com/blog/barcelonas-smart-city-a-car-free-experiment-that-will-save-lives/