‘ALT AKIL’ MI YOKSA ‘ÜST AKIL’ MI DAHA AKILLIDIR?

Komplo teorisyenlerinin dediği gibi bir ‘üst akıl’ (ing:superior mind, mastermind) olarak bir şey var ise bunun beynin fiziki olarak üst bölümünde olan aklın gerçekten üretildiği yer olan bir diğer adı ‘neokorteks’ diğer bir adı ‘serebral korteks’ de yerleşik olması gerektiğini, ‘üst akıl’ ne diyor denildiğinde ise bu insanların fiziki olarak serebral korteksinin ya da neokorteksinden kaynaklanan bir düşünce üretiminden bahsediyor olduğunu anlamamız gerekir.

Kaynağı alt akıl olan 2015 yılına kadar 61 kişiye teşhis konulabilen ve bunlarında hepsinin solak olduğu ortaya çıkan, keyfi bilgileri akıllarında tutamayan ancak üstün hatırlama yeteneği bulunan ‘hipertimezia’ (hyperthymesia) beyinde biyolojik olarak hem beyin sapı ve beyinciğin hemen üstünde yer alan temporal lobun hem de caudat nukleus bölümün büyümesi olarak insanın geçmiş olayları antik çağlara kadar giderek hatırlayabildikleri ölçüde çok üstün bir hatırlama yeteneği olarak bir davranış sergilerken, komplo teorilerinin esinlendiği üst akıl ise medyatik olarak davranışlarda olumsuzlukların kaynağı ve karanlık güçler olarak bilinir.

Unutmayan insanların hastalığı olarak bilinen hyperthymesia (HSAM) beyindeki temporal lob ve caudat nucleus bölgelerinin büyümesi sonucunda fonksiyonel hale gelir. Kaudat Çekirdek kısmı olarak Türkçeleştirilen Caudat Nucleus bölümünün ön kısmı lateral ve prefrontal kortekse bağlı olarak çalışma belleği ve yürütücü işlevler ile ilgilidir. Bu çekirdeğin başı bilişsel ve duygusal davranışları kontrol eder. Orta bölümü ise tamamen üst aklın bulunduğu prefrontal bölümden veriler alır. Çekirdeğin kuyruğu ise göz ile alınan verileri işler ve hareketleri kontrol etmek üzere temporal lob ile etkileşime geçer.  Kaudat Çekirdeğinin en uç noktasında kuyruktan sonra duygusal hafızanın ve tepkelerin yer aldığı badem şeklindeki amigdala bulunur. 

Temporal lob aşağıdaki resimde bir tarafı kesilmiş olan yarım lob üzerindeki beyincik beyin sapı üzerindeki yer alan neokorteks bölümü olarak bilinir. Beynin yarı kesiti üzerinde diğer kesitin de konulmuş olduğu düşünülmelidir.        

Eğer böyle bir  ‘üst akıl’ var ise demek ki böyle bir vasıflandırmadan dolayı bir de ‘alt akıl’ var ve bu durumda fiziki olarak alt aklında olduğu ve bu aklın fiziksel yerinin tıp literatüründe ‘art beyin’ olarak adlandırılan ‘alt beyin’ kısmında olması gerektiğini ve bu bölgede omurgalıların en az gelişmiş yapısının bulunduğu nefes almak, kan basıncı, kalp atışı ve sindirim gibi otomatik işlevlerimizi kontrol eden arka beyin bölgesinde yer alan hapşırma, öksürme, çiğneme, kızarma, kusma, vücut uzuvlarının reflekslerini düzenleme ile sorumlu omurilik soğanı, solunum, yutma, idrar kontrolü ve dengede görevli iki yarım lob arasındaki iletişimi sağlayan pons ve yürüme ve motor düzeltme olarak dengeyi sağlayan beyincik’in (serebellum) işlevselliğine bakılması gerekir. Orta beyin, pons ve medulla oblangata nın üçü birden beyin sapı olarak tanımlanır.   

Beynin bu iki bölümünün yani alt ve üst bölüm arasında bulunan bir de orta beyin vardır ki bu kısım yukarıda saydığımız üst ve alt (arka) beyin kısmını birleştiren ve olumlu bir bilinç deneyimi ancak bu kısmın iyi bir işlevselliğe sahip olması ile sağlanabilir.Vücudun ve başın hareketlerini sağlayan omuriliğe doğru duyuları iletme sorumluluğu olan midbrain olarak bilinen orta beyin olmasaydı insanoğlu tehditlere cevap veremezdi. İşitsel ve görsel hareketleri koordine eder. O halde aklın daha çok aktive olduğu üst aklın yok olması direkt olarak neokorteksin fiziki olarak ortadan kalkması anlamına gelir ve buna yönelik bir olay, demiryolu işçisi Phineas Gage’in bir kayanın patlatılması sırasında kayaya açılan bir oluk içine kum ve barut doldurulduktan sonra az konulan kumdan dolayı barutun patlaması ile oyuğun içindeki demir çubuğun Gage’in bir gözünden girerek üst beyin olarak bildiğimiz neokorteksin sol ön lobundan çıkarak yok olma kazası örnek olarak verilebilir. Gage’i muayene eden doktor, herhangi bir sağlık problemine rastlamadı ancak tamamen huyu değişen Gage’in algılama ve konuşma problemi yaşadığını teşhis etmişti. Gage, 1848 yılında vuku bulan bu olaydan tam 12 yıl sonra ölmüş ve demir çubuğun çenesindeki birkaç dişi de söküp almasından sonra beynin neokorteks kısmındaki beyaz dokuyu tahrip ederek bu tahribattan dolayı beynin sağ kısmındaki sinirler de zarar görmüştü. 

Bu durum bize ‘üst aklın’ var olduğu komplo teorisyenlerinin sosyolojik fantezi sözün karşılığı olarak demek ki neokorteksin zarar görmesi ile beyaz dokunun kaybolması sonucunda algı ve konuşma yeteneklerinde kayıplar olabileceğini gösterirken insanın yaşamına devam edebileceğini göstermiştir. Demek ki beyinde serebral korteks denilen kısmın yok olması üst aklın da ortadan kalkması ile paralel olarak algılama ve konuşma yeteneğinin ortadan kalkması anlamına gelir. Buradan hareketle üst aklı oluşturan iki melekenin algılama ve konuşma kabiliyeti olduğu ortaya çıkar.O halde üst aklın olduğu neokorteks zarar görürse hayat devam eder, ancak beyaz dokunun zarar görüyor olması nedeniyle algı ve konuşma yeteneklerinde kısmi kayıp söz konusu olur.

Sesleri gerçek anlamında farklı teleffuz ile ifade etmek ve belirgin konuşma bozukluğu günümüzde idioglossia rahatsızlığı olarak bilinir. 

Peki insanın doğadaki bütün diğer diğer canlılara karşı üstün kılan üst aklın yer aldığı neokorteks olmasaydı ne olurdu? 

Ya da komplo teorisyenlerinin ürettiği bir kelime olan ‘üst akıl’ olarak denilen aklın ‘neokorteks’ üzerinde olması gerektiği, beynin diğer bölümlerinin Lean’ın adlandırmasına göre beyninin sadece sürüngen kısmını kullanan insanların korkuya dayalı bir toplumsal yapı içinde, beyninin sadece limbik kısmını kullanan insanların limbik sistemi oluşturan hipokampus, amigdala ve thalamus dan oluşan bölümlerinin insanda bilinçaltını aktive eder. İnsan beyninin sadece neokorteks kısmını kullanan insanların ise beynin sürüngen ve limbik sistem kısmındaki kontrol komutları akıl ve mantığın bulunduğu neokorteksten gönderilen komutlar ile dengelenebileceği biyolojik değerlendirmeler olarak bilinir.

Demek ki algılama ve konuşma yeteneği daha fazla olan üst aklın algılama ve konuşma yeteneği ile bilinçaltının bulunduğu alt akıla gönderilecek komutlar yoluyla ancak aktive olabilir. Yani üst akıl beynin biyolojik yapısına göre alt akla muhtaçtır.

  

Bu durum üst aklın olduğu yer olan neokorteks her ne kadar da biyolojik olarak olmasaydı insanın yaşamına devam edebileceği örneğini gösteriyorsa da alt aklın yer aldığı bilincin oluştuğu Lean’ın tanımına göre Limbik ve sürüngen beyin kısmının kontrolü için serebral korteks gereklidir ve bu da bize üst aklın, alt akıl olmadan hiçbir işe yaramadığını gösterir.

Demir kazasındaki sol ön lobunu demir çubuğun kaza sonucu kafasına girmesi ile kaybeden Gage'in kaudat nukleusu'nun orta kısmının üst aklın bulunduğu neokortex ile olan bağlantısının kopması algı ve konuşma kaybı yaşayarak kaba ve acımasız bir insan haline dönüşmesi, üst aklın oluşması yönüyle alt aklın da ne kadar gerekli olduğunu ortaya çıkarmıştır. 

ARKEOTEKNO     

[1] https://en.wikipedia.org/wiki/Hyperthymesia

[2] https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/79457/mod_resource/content/0/Hafta%209.pdf

[3] https://www.britannica.com/science/midbrain

[4] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557407/