İSKİT/SAKA ARKEOLOJİSİ -10

 

S. Vedat KARAARSLAN

Arkeolog

(Resim: Belt buckle from Tillya Tepe, in Bactria, depicting a woman riding sidesaddle on a lion)

Herodot Tarihi (M.Ö. 484) günümüzde Tuna Nehri (Danube) antik adı Istros adı ile bilinen nehrin civarlarında İyonya' lıların ve nehir üzerindeki bir köprünün yıkılmasında rol alan bir Mısırlının da adının geçtiği İskit-Pers orduları arasında savaş öncesindeki bir kovalamacayı ortaya koyar. 
 

Pers kralı I. Dara ya da (Tahta çıkışı m.ö. 521, Dareios, İslami adlandırma ile Nakş-ı Rüstem), İskitleri sürekli batı yönüne doğru kovalarken İskitler, bu kovalama sırasında Perslerin kaçış alanlarında bulunan Sauromat gibi ulusların alanlarına yönlendirerek onları yanıltıyordu.

Dareois, Skyth Kralı İdanthyrsos' a bir mektup yazarak neden kaçtığını kendisini güçlü görüyorsa savaşmasını gerektiğini bildirdi. Bunun üzerine İskit Kralı İdanthyrsos,

'bizim ne kentimiz , ne de dikili bir ağacımız var ki yıkılsın veya ortada kaybolması için kaygı duyalım, ancak bizim mezarlarımız var, onlara bir saldırın da görün bakalım, savaş nasıl oluyormuş'

diye cevabi bir mektup gönderdi.

İskit kralları ayrıca Pers Kralı Dara'ya 'bir kuş, bir fare, bir kurbağa ve beş tane de ok' göndermişti ... Persler, bu hediyeleri getiren elçiye 'bunun ne anlama geldiğini' sordu. Elçi ise kendisinin sadece bir aracı olduğunu ve 'bunu kendilerinin yorumlaması' gerektiğini söyler...  

Darius bunu öncelikle şöyle yorumladı ' fare toprağı temsil ediyordu, o da insan gibi topraktan gelmiş ve toprak ile besleniyordu, kurbağa suyu, kuş da atı temsil ediyordu' diye düşündü. Oklar ise 'İskitlerin teslim olduğunu' gösteriyordu..

Ancak Darius'un amcası Kiros'un oğlu Kambyses' e karşı ayaklanan iki Mecusi'den Medialı Mecusi'yi öldüren Gobrias onunla aynı şekilde düşünmüyordu. Gobrias

' Ey Persler, eğer kuş olup gökte uçmazsanız, fare olup yerin altına girmezseniz ve kurbağa olup bataklığa atlamazsanız ülkenize dönemeyecek, oklarımızın hedefi olup burada can vereceksiniz'

şeklinde yorum yapmıştı...

Tuna ya da İstros Nehri üzerindeki köprüyü İyonlalılar koruyordu...Ancak İyonyalılara buradan ayrılmalarını söyleyen İskitler, buradan ayrılırken köprüyü yıkıyormuş gibi yaparak ayrılan İyonyalılar  tarafından kandırılmıştı... Tuna Nehri üzerinde az hasarlı köprünün Pers Ordusunda bulunan bir Mısırlı'nın Miletli Histiaios ile çalışması sonucunda onarıldı ve Persler   İskitler tarafına geçtiler... Ancak yine de İskitlerin takibi ve kovalamasından kurtulamadılar...

Hatta iki ordu birbirleri ile tam savaşacakları sırada aralarından bir tavşan geçti... İskitler savaşı birakıp tavşanın peşine düştüler... Ordu düzeni bozuldu ve bağrışlar başladı... Darius bu bağrışları nedenini sorunca yanındakiler İskitlerin tavşan avına çıktıklarını söylediler.

Bunun üzerine Darius

'Arkadaşlar, bu adamlar gerçekten bizi umursamıyorlar, görüyorum ki Gobrias hediyelerin anlamlarını doğru yorumlamış'

diyerek savaş alanından nasıl ayrılacağını yanındakilere danışarak belirlemeye başlamış.  

İskitlerin önünden geriye doğru yürüyen Pers ordusu, yine İyonyalılar tarafından sözde yıkılan köprüden tekrar geçerek Tuna Nehri'nin Balkanlar tarafına geçerek Trakya üzerinden günümüzde Eceabat olarak bildiğimiz Sestos kentine geldiler ve antik çağda Hellepontos olarak bilinen Çanakkale'den Megabazos adlı bir komutanın yardımıyla Anadolu'ya geçerek ülkelerine döndüler. 

ARKEOTEKNO