BEYİN DALGALARI İLE İNSAN PSİKOLOJİSİNİN DEĞİŞİMİ

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Elektronik Mühendisi (MSc.)

Dünyanın çevresinin ışık hızına bölünmesi ile elde edilen Schumann frekansının 7.83 Hertz değerinin insan beynin alfa (7-13 Hertz) bandı içine giriyor olması ile muazzam bir rezonans ile algılanıyor olsa da zihnin tetikte olma frekansı olan beta frekanslarının 14-30 Hertz değerindeki büyüklüğü, bu rezonans frekanslarının harmonikleri (katları) olması açısından da önemli bir değer olarak görülmesi gerekir.

Beyin nöronlarının halen ölçülemeye çalışılan 200 Hertz titreşimlerine karşın nöronların gama sinyalleri olarak bilinen saniyede 40 kez (40 Hertz) titreşmesine dayalı ölçümlerde bütün nöronların aynı anda senkronize bir şekilde ateşlenebildiği sonuçlarına ulaşılmıştır.

aurameter ile ilgili görsel sonucu

                                                             ALTIN KAPLAMALI AURAMETRE 

Eski Mısır’da ses enerjisinin dağılımına ve etkisine göre inşaa edilen ve bir radyoloji uzmanı olan Verne Cameron tarafından bir aurametre ile tepelerinden diplerine kadar ölçülen enerji alanları olan Keops, Kefren ve Mikerinos piramitlerinden bu yana antik çağlarda mağaralarda çalınan pututu düdükleri ile oluşturulan 110 Hertz lik akustik (ses) sinyalleri ise enerjisinin insan iç organlarında oluşturduğu olumlu enerjinin yanı sıra beyin loplarında mantığın hâkim olduğu sol yarım küreden duygunun hâkim olduğu sağ yarım küreye geçişi sağlardı. [1]  

Cameron'un bulduğu aura ölçüm cihazı aslında bir dowsing olarak bilinen çubuk ile m.ö. 8000 lerden bu yana bilinen radyal sinyallerin kablosuz olarak toplanmasına yarayan bir aparat kullanımıdır. Antik çağlardan bu yana tıpta kullanılan insan hareketlerini anlama bilimi olarak bilinen günümüzdeki kinesiyoloji biliminde insan hareketlerinden davranışsal psikolojik çıkarımlara ulaşma yöntemleri halen kullanılır.     

Büyük mucid NikolaTesla’nın vücudun yaydığı frekanslar ile dış frekansları yalıtabildiğimiz oranda hastalıklara karşı büyük bir direnç ya da bağışıklık kazanacağımız teorisi ile beynimizin sakin bir ortamda Schumann frekansı eşlenik olması için Einstein’ında bütün buluşlarını yaptığı dalga boyu olan alfa modunun gerekliliğini düşündürüyor olsa da enerji psikolojisi denilen yöntem ile akupunktur ya da vücudun ya da beynin herhangi bir bölgesinin uyarılması ile beynin bu frekansları istenilen şekilde değiştirilebiliyor.

                                    BRAINWAVE  SCIENTIFIC ile ilgili görsel sonucu

Gerek güçlü bir beyin modeli olan alfa gerekse tetikte bir beyin olan beta sinyallerin aksine alfa modundan teta frekansları (4-7 Hertz) moduna geçmek bilinçaltı frekanslarının etkilenmesi açısından beyin için son derece önemlidir. Beyinde 7 Hertz değerinin altındaki frekanslar yavaş serebral dalgalar olarak tanımlanırken normal uyanık moddaki bir kişide kesinlikle teta ve uyku dalgası olan delta (1-3 Hertz) dalgaları görülmez.

Buna ilmi açıdan psikosentez kuramı içinde herhangi bir şeye yoğunlaşmak (konsantre) anlamında meditasyon deniliyor olsa da bu durum yukarıda arz ettiğimiz beyindeki içsel enerjilerin dikkatli ve şuurlu bir şekilde kullanımı olarak spritüel (ruhsal) seviyeye ulaşıldığı takdirde bir anlam taşır.

Yunanca bir kelime olan ancak Fenikelilerden ‘tekerlek’ anlamına gelen ‘teth’ kelimesinden alınan ‘teta’ (Θ) kelimesi ile özdeşlenen beynin 4-7 Hertz frekansları ya da 7-13 Hertz alfa frekansları içsel enerjilerin doğru odaklanmasını sağlayarak konsantre olunması bir şirketin yönetiminde esas alan iktisadi bir terim olan SWOT (bir konunun güçlü yanları, zayıf yanları, fırsatlar ve tehditler) analizi gibi kişinin sakin olarak bir değerlendirmeden sonra pozitif bir eyleme geçmesi olarak tanımlanabilir. .

Bir elektrik sisteminde aşırı yükün getirdiği sorunları bir toprağa göndermek gibi beynin neredeyse ‘bilinçaltı’ bağlantısını sağlayan teta frekansı, meditasyonun temeli olarak tamamen yorgun zihin karmaşıklığını deşarj eden bir frekans olarak bilinmektedir.

 

Amerika Birleşik Devletlerinde 1848 yılında bir demiryolu işçisi olan Phienas Gage’in bir kaza sonucunda kafatasının ön kısmını (serebral) delen demirin çıkarılmasından sonra tıbbi müdahaleden sonra iyileşmesi ile ortaya çıkan duygu yitimi sonucunda sürekli etrafına sataşır bir davranış moduna girmesine karşın bütün matematiksel hesaplamaları yapıyor olması işini kaybetmesine neden oldu ama bu olay, beyine omurilik ile beynin birleştiği yerden giren duyguların limbik sistemden geçtikten sonra mantıklı düşünmenin yer aldığı serebral kortekse kadar uzanmış olduğunu öğretmişti. Gage kazadan hemen sonra sağlık kuruluşuna gitmek üzere beklerken arkadaşları ile sohbet etmişti. Ancak daha sonra anlaşıldı ki Gage bir kısmını kaybettiği beynindeki serebral korteks ile duygularını kontrol edebilme yetkinliğini kaybetmişti. [2]

Çinlilerin ayak parmaklarına iğne uygulayarak dalak, mide gibi iç organların tedavi edilmesine yarayan 'refleks arkları' nın kullanıldığı 'akupunktur' un esası olan bedene fiziki dokunuşlar ile insan beynine ait bu frekansların değiştirilebilir olması kişiler arasında ölçülmesi asla mümkün olmayan ancak sonuçları itibariyle etkilerinin bilindiği duygusal, düşünsel alanların oluştuğu bilinir.

Bu her iki alanın yönetilmesinin teorideki karşılığı ise duygusal zeka denilen ben ne hissederim? karşılığı olarak EQ (Emotional Quotient) ve  düşünsel zeka denilen ben ne düşünürüm? karşılığı olarak IQ (Intellectual Quotient) dir. Beyin frekanslarının kontrolü ile her ikisinin toplamı olan ben kimim? karşılığı olarak ruhsal zeka SQ (Spritual Quotient) olarak tanımlanır.

Sonuç olarak kafatasına demir giren Phienas Gage, duygusal zekasını akıl zekası ile kontrol edemediği için yani bağlantı koptuğu için istemeyerek de olsa normal yaşamında davranışsal olarak herkese sataşma yolunu seçmişti ama serebral bölümünde kalan bir miktar beyin parçası ile matematiksel hesapları çok iyi yapabiliyordu. Bu kazadan sonra Gage, işini kaybetti ama 11 yıl yaşamını bu şekilde sürdürmüştü.   

Beyin dalgalarının üretiminin önemi en yüksek düşünme aktivitesi olarak yüksek alfa ve düşük beta,  insana ilham veren psikolojik modu ise teta dalgalarında görülür.

Kişinin en yüksek konsantrasyonu ise gerek ışık gerek ses olarak motive olduğu beynin çalışma modu olan bütün nöronların senkronize olduğu 40 Hertz değerindeki gama dalgalardır. [3]

ARKEOTEKNO   

 

[1] https://www.researchgate.net/publication/233638157_Ancient_Architectural_Acoustic_Resonance_Patterns_and_Regional_Brain_Activity

[2] https://www.verywellmind.com/phineas-gage-2795244

[3] https://www.healthline.com/health/gamma-brain-waves#benefits

[4] campustime.org