İNGİLİZLER KENDİ DENİZALTILARINI NEDEN BATIRMAK İSTEDİLER?

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Elektronik Mühendisi (MSc.)

Çanakkale’de 18 Mart 1915 tarihinde su üstü muharebesi ile Boğazı geçmeye çalışan itilaf güçleri karşısında su altı da önemli mücadelelere sahne oluyordu. İtilaf Devletlerinin hedefi başta İngiltere olmak üzere denizaltıları ile boğazı geçmek ve Marmara Denizi’ne kadar ulaşarak İstanbul ve Karadeniz’in kıyılarına ulaşmaktı.

Nitekim Limni Adası’ndaki Mondros Limanından 16 Nisan 1915 tarihinde hareket eden HMS E15 adlı bir İngiliz denizaltısı boğaza 17 Nisan 1915 tarihinde gece yarısından sonra saat 02.00 sularında girmişti

Çanakkale Boğazı Akıntısı - Yelken Okulu

Geminin dibe dalarak ilerlemesi boğazın diplerinde Marmara’ya doğru daha tuzlu olması nedeniyle ağır olan su nedeniyle oluşan akıntı dolayısıyla daha kolay oluyordu. Ancak denizaltı, Kepez Burnu dolaylarında su yüzeyine çıkınca yüzeydeki daha hafif olan su nedeniyle Çanakkale Boğazı girişine doğru bir yandan sürüklenirken bir yandan da daha hafif olan su ile nedeniyle çok ağır olan gemi tekrar diplere doğru batmaya başlamıştı. Bu arada denizaltı kulesi önceki adı Dardanos Bataryası olan yeni adı Hasan Mevsuf olan batarya tarafından top ateşine tutulmuştu.

                  

Hasan Mevsuf bataryasının 150/140 mm toplarından bir tanesinin denizaltının kulesine tam isabet sağlamış olduğu ve kulesi büyük hasar gören denizaltının kulesi ve komutanı önce esir alındığı bilgisinin Mondros’da bekleyen üsse gitmesine rağmen daha sonra bir şarapnel ile Teğmen Theodore Stuart Brodie ile 5 İngiliz askeri (Cornish, Gingell, Hindman, Housman ve Tapper) ise deniz suyunun gemide meydana getirdiği klor gazı zehirlenmesi nedeniyle ölmüş oldukları anlaşılmıştı.  

HMS E15 DENİZALTISINDAN ESİR ALINAN İNGİLİZ ASKERLERİ 

HMS E15 denizaltısı Kepez Burnu açıklarında içi su dolarak karaya oturmuştu.

HMS E15 den ertesi gün 18 Nisan 1915 tarihinde karaya çıkmaya çalışan askerler kıyıdaki Osmanlı askerleri ile çatışmaya giriyor diğer yandan da itilaf devletleri askeri uçakları ve gemileri ile kıyıda karaya oturmuş olan HMS E 15 denizaltısının Osmanlı Kuvvetlerinin eline geçmemesi için bombalayarak yok etmek istiyorlardı.

İtilaf Devletleri adeta Osmanlı Kuvvetleri ile savaşı bırakmış kendilerine ait karaya oturmuş bu denizaltıyı yok etmek üzere seferber olmuşlardı.  Osmanlı Kuvvetleri ise kıyıda karaya oturmuş HMS E15 denizaltısını yok etmeye çalışan İngiliz kuvvetlerine engel olmaya çalışıyorlardı. Bu durum İngiliz yazar Andrew Mango ’ya benim de 1980 li yıllarda katıldığım bir konferansta 'Çanakkale’de Ne Arıyordunuz?' sorusuna cevap verememesi gibi Osmanlı'nın haklılığını gösteren savaşın anlaşılmazlığına benzer bir psikolojiyi gösteriyordu.

HMS E15 İngiliz Kraliyet Donanması E sınıfı denizaltısı olarak yüzeyde 662 ton batık halde 807 ton boyu ise 55 metrelik dev bir modern denizaltı olarak 1914 yılında donanmaya katılmış ve Vickers marka iki adet 800 beygir gücünde (600 kw) 8 silindirli dizel motor ve bir adet 420 beygir gücünde (310 KW) elektrik motoru ile çalışıyordu.  Deniz üstünde 16 deniz mili (30 km / saat) ve su altı hızı 10 deniz mili (19 km / saat) olan denizaltı yakıt kapasitesi ve hızına göre denizaltında beş saat kalabiliyordu. Geminin E sınıfı olması dolayısıyla elektrik sinyallerini akustik yani ses sinyallerine çevirerek ileten o zamanki gemilere monte edilen Fessenden Osilatörü ile teçhiz edilmişti. Bu osilatörler 1912 yılında Reginald Fessenden tarafından tasarlanmıştı. Bu osilatörler denize akustik ses sinyalleri göndererek yansıyan sinyallerin algılanması esasına göre çalışan uzak mesafe yolcu gemilerine buzdağlarına çarpmamak için de monte ediliyordu. Osilatör, 1912 yılında buzdağına çarparak batan Titanik gemisinde havadan yapılan iletişimin yetersiz olduğu düşünülerek iletişim ve haberleşmenin denizin altından günümüzde kullanılan SONAR cihazlarına kadar uzanacak bir perspektif ile yapılması gerekliliği üzerine geliştirilmişti. 

FESSENDEN OSİLATÖRÜ 

Reginald Fessenden ve elektrikli osilatörü, hem dipten hem de sudaki bir engelden yankıları alan ilk akustik cihazdır. Osilatör, su altı sinyalizasyon, iletişim ve engellerden kaçınma cihazı olarak tasarlanmıştı. "Denizaltı Sinyali", Scientific American Supplement, No. 2071, s. 168-170, 11 Eylül 1915. (NOAA Photo Library).

Erken E sınıfı teknelerin çoğunda olduğu gibi, E15'e de güverte topu takılmamış ancak Çanakkale’de savaşacağı için gemiye 76 mm lik bir QF topu monte edilmişti.  İkisi pruvada, biri geminin ortasında ve biri kıçta olmak üzere beş adet 450 mm (18 inç) olmak üzere 10 tane torpidosu vardı.

Zamanına göre çok modern olan bu denizaltının Osmanlı kuvvetlerinin eline geçmesi İtilaf kuvvetlerine büyük bir moral çöküntüsüne neden olacağı için HMS E15 denizaltısının komutanı olan Brodie’nin kardeşi Charles Gordon Brodie’de Çanakkale’yi geçmeye çalışan itilaf kuvvetleri içinde bir başka denizaltı olan B6 nın komutanı olarak kıyıdaki geminin bombalanmasına katılıyordu.