SARIKAMIŞ’IN KAYIP SANCAKLARI: ON İKİNCİ GÜN 2 OCAK 1915 CUMARTESİ

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Elektronik Mühendisi (MSc.) 

Dün yeni yılın ilk günüydü, ne tesadüf ki 1915 yılında olduğu gibi içinde bulunduğumuz 2 Ocak 2021 tarihi de Cumartesi gününe rastlamıştı. Sarıkamış’ta 1915 yılının Ocak ayının ilk Cumartesi’nde halen kar yüzü görmemiş Türkiye’nin 2021 yılı Ocak ayının bugünkü Cumartesi günü gibi güneşli bir iklimi yoktu.   

Başkomutan Vekili, daha kıdemli olmasına rağmen yaptığı hatalardan dolayı 9. Kolordu Komutanı İhsan Paşa’yı değil iki kolordunun birleşmesi sonucunda oluşturulan Sol Cenah  Komutanı olarak Hafız Hakkı'yı atamıştı. Sonraki günlerde III. Ordu Komutanlığına getireceği (10 Ocak 1915 tarihli İrâde-i Seniyye ile) Padişah torunu Behiye Sultan ile evli Hafız Hakkı Paşa artık 9 ve 10. Kolorduların komutanı olmuştu. Osmanlı III. Ordusunun 11. Kolordusu komutanı ise yine verilen emre rağmen Sarıkamış cephesine gelmemiş ve Rus Ordu birlikleri ile lokal çarpışmalara girmişti.

Osmanlı askerinin önünde bu kez tifüs ve soğuk yanında ne olduğu daha sonraki yıllarda anlaşılacak ve tanımlanacak tıbbi terim olarak ‘progeria’ denilen yeterli gıda alamadıkları için sürekli yürümeden dolayı büyüyen kalplerinin verdiği bir rahatsızlık olan ‘yaşlılık hastalığı’  da bulunuyordu.

Sarıkamış’ta ana sorun soğuktu bu nedenle askerin üşümesi söz konusuydu. Üşümeye neden olan hususları bugünkü tıbbi bilgilerimize göre analiz edersek; tiroidin çalışmaması, yetersiz beslenmeden dolayı kansızlık olan anemi ve bunun neden olduğu yorgunluk, oksijeni hücrelere taşıyan demirin eksikliği ki buna neden olan husus et, balık, karaciğer, sebze gibi gıdalardan yoksunluk, yeterli uyuyamamanın getirdiği sinirsel durum, depresyonun neden olduğu ağrılar, karıncalanmalar, üşüyüp titremeler, bulantılar, soğuk havanın ve stresin tetiklediği damar kasılması ile ellerde veya ayaklarda morluklar oluşturan raynaud hastalığı gibi rahatsızlıkların Osmanlı askerinde Sarıkamış önlerinde ortaya çıkması muhtemel rahatsızlıkların nedenleri olarak görülebilir. [1]  

[2]

Başkomutan Vekili ilk kez Sarıkamış’ta Osmanlı askerinin yenileceğini anlamış olacak ki kullanılmamış bazı mühimmat ve cephanelerin Erzurum’un Oltu ilçesine götürülmesini emretmişti.

Türkçe bir kelime olan ve ‘vurmak, delici, kesici araç’ anlamına gelen ‘sançmak’ dan üretilen  ‘sancak’ kargının ucuna takılan işlemeli dokuma anlamına gelir. Eski Türklerde ordunun bağlı olduğu ulusun kutsal işaretini gösteren süslü ve işlemeli bir dokuma kargının ucuna takılır ve birliğin önünde taşınırdı. Bu nedenle Türk Ordularındaki sancakların geleneksel olarak bir kutsiyeti bulunur. [3]

Başkomutan vekili, III. Ordu’ya savaştan 2 ay önce 5 Eylül 1914 tarihinde moral vermesi amacıyla Erzincan Cihadiye Meydanı’nda savaş için talim yapan birliklere teslim edilen alay ve tugay sancaklarının cephenin gerisine taşınmasını emretmişti. Ancak bu sancaklardan akibeti bilinmeyen 9 tanesini Rusların girdikleri Erzurum şehrinden Moskova’ya götürdüğü, bunlardan olabileceği düşünülen Ruslara esir düşen Arif Bey komutasındaki 87. Alay’a ait olanının ise Moskova’daki Devlet Tarih Müzesi’nde halen sergilenmekte olduğu ve geriye alınması konusunda halen araştırma ve  incelemeler devam etmektedir.[4]

Sarıkamış’ın kazanılamayacağının en büyük nişanesi sancakların cephenin arkasına taşınmasını bildiren bu emir olmuştu. Osmanlı Ordusu’nun Sarıkamış’tan geri çekilme süreci 2 Ocak 1915 tarihinden itibaren fikri olarak başlamıştı.

ARKEOTEKNO

[1] https://www.medipol.com.tr/bilgi-kosesi/bunlari-biliyor-musunuz/usuyorsam-sebebi-var

[2] https://www.haberler.com/sarikamis-in-son-esiri-sancaklar-hala-rusya-da-7941154-haberi/

[3] İsmet Zeki Eyuboğlu, Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü

[4] https://www.haber7.com/tarih-ve-fikir/haber/1702345-sarikamisin-son-esiri-ortaya-cikti

Bu konuda bir yazı YediKıta Dergisi'nde https://yedikita.com.tr/sarikamista-soguk-sansur/ adresinde yayınlanmıştır. 

[5] https://www.bilgiyayinevi.com.tr/sarikamis-drami-turk-askerinin-dondurucu-soguk-ve-salgin-hastalikla-yitirilmesinin-adi