APSU' DAN IATROS'A TIBBIN ARKEOLOJİSİ

S. Vedat Karaarslan

Arkeolog- Y. Mühendis

Sümerlerde doktor ap-su olarak adlandırılırdı. Bunun anlamı 'suyu tanıyan adam' anlamına gelirdi. Sümer ve Akkad'larda yeraltındaki tatlı su okyanusunun adı da 'apsu' dur.

Antik Çağ filozoflarından Thales hayat su ilişkisini ortaya koymuştu. Nitekim bugün de biliyoruz ki kan, balgam, safra ve idrar bakılmadan hasta hakkında kesin bir teşhise ulaşmak mümkün olamaz. Günümüzde Kandaki hemoglobin yapımında ortaya çıkan bozukluk olarak bilinen anne ve babadan genetik miras yolu ile de geçen Akdeniz Anemisi hastalığına 'thalasemi' denilir. (Thalessemia)      

Tıp ilmini başlatan kişi olarak bilinen Corpus Hipokrat (m.ö 460-390) dan günümüze fazla bir doküman kalmadığı O’nun ölümünden sonra çalışma dokümanlarının  Kos Tıp Okulu’ndaki öğrencileri tarafından derlendiği arkeologlarca tespit edilmişti.Hipokrat insan anatomisini 'elementler' üzerinden açıklamaya çalıştı. Ancak iç organları tam olarak açıklayamadı.

Bu konuda belki de en erken tanımlamalar mumyalama işlevlerini yerine getiren rahiplerin Mısır'da doktorlardan daha bilgili olmalarını sağladı. Yine de Mısırlı rahiplerin düşünce merkezi olduğunu düşünerek mumyada bıraktıklar kalbin aksine Hipokrat düşüncenin merkezinin 'beyin' olduğunu kabul etmişti.

Çin tıbbı, m.ö. 1000 yılında boş organlar olarak mide, safra kesesi, mesane, bağırsaklar ve chia' yı tanımlamışlar. Dolu organlar ise kalp, karaciğer, böbrek beyin ve akciğerdi. Kozmik enerji, 'chia' olarak bilinen 'chi' enerjisinin insan anatomisi üzerindeki etkisini gösterirdi. Çinliler Akupunktur için insan vücudunda tam 363 nokta belirlemişlerdi.   

Fransız yazar Littre, Hipokrat'ın çalışmalarını 1839-1862 yılları arasında 10 ciltte topladığı Corpus Hippocaticum adlı  eseri yayımlamıştır.

IATROS 

Yunanca'da İatros 'iyileştirme' anlamına gelir. İatrocrat ise 'doktor sınıfı' olarak tanımlanır. Doktorların yönetimine ise 'iatrarchy' denilir. Bu terim hekim tanımlamasında 'bilgelik' olduğu kadar 'hükmetme' yetkisi olarak 'bir hükme varmak' gibi bir işlev olduğu gibi doktor kelimesi de Latince öğretmek anlamına gelen 'docere' kelimesinden gelir.  

Hekimlerin de iyileştirme işlevini yerine getiren kişiler olarak ‘iatros’ olarak adlandırıldığı Hipokrat döneminde sağlık hizmetleri daha çok gezici yani ‘epidemics’ olarak verilmekteydi. İatrosların hastalar üzerinde operasyonel işlemleri sonucunda sonucunda ortaya çıkan olumlu ya da olumsuz durumlar ise 'iatrojeni' olarak tanımlanır. Diğer bir deyişle hekimin hastayı iyi etme ya da yaptığı hata ile daha da kötü duruma sokulması anlamına gelir.

Günümüzde kullandığımız psikiyatri, pediatri, geriatri gibi kelimelerin son eklerindeki 'iatri' kökü hep doktor anlamına gelen bu 'iatros' kelimesinden gelir. Latince 'medicine' kelimesinin kökeni ise Prof. A. Ünal'a göre Hititce direnmek katlanmak anlamına gelen 'mat' sözcüğünden gelir. [1] 

Nitekim Prof. Dr. Jale İnan Perge kazılarında iatrosların muayene hizmetlerini verdiği bir ‘iatrion’ (muayenehane, klinik) bulmuş ancak iatrosların gezici olmaları nedeniyle burada herhangi bir antik tıp aletine rastlamamıştı. Ancak 1981 yılında Apollon'un oğlu olan bugün tıbbın simgesi olan yılanlı asası olan Asklepios'un oğlu Telesphoros'un başı bulunarak müzedeki gövdesine yerleştirilmişti.  

ARKEOTEKNO