İNSAN BEYNİ VE GAMA FREKANSLARI

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Y. Mühendis

Beynimizin saniyede maksimum 1- 50 Hertz arasında maksimum 50 kez titreşim yapmakta olduğunu ve 0-200 mikrovolt genliğinde sinyaller ürettiğini ve bu sinyallerin ise bildiğimiz alfa, beta, teta, delta ve gama gibi sinyaller yayarak omurilikte bulunan sitoplazmayı harekete geçirerek vücudun ve kasların hareketlerinin sağlamış olduğu bilinir. Bir motor nöron aksonu yüzlerce kas lifini harekete geçirebilir.

Bu değerler bize;  

Alfa frekansında; 8-13 Hertz arasında beynin sakin çalışması gerektiğini,  

Beta frekansında; 13 Hertz den yukarı frekanslara tekabül eden frekanslarda bir problemin çözümünü kolayca halletmesi gerektiğini, 

Teta frekansında; 4-7 Hertz değerinde algı ve sezginin en üst noktaya çıktığını, 

Delta frekansında; Rüya görmemizi sağlayan bilinçaltı dalgalarının ise 0-4 Hertz değerine

tekabül ettiğini gösterir.   

Beyin titreşim sayısı 50 ye (Hertz) yaklaştıkça insan düşünce kapasitesinin daha iyi olduğu, özellikle 40 Hertz lik beyin dalgalarında beyin nöronlarının senkronize bir şekilde ateşlenerek herhangi bir problemi çözme kapasitesinin maksimuma ulaştığı gama dalgaları ise henüz üzerinde yoğun bir şekilde çalışılmakta olan bir alandır.

EEG sonuçlarına göre beyin dalgalarında frekans değerleri en düşük olarak delta konumunda beyin refleksi bilinçaltına doğru, frekans değeri en yüksek olarak ölçülebilen gama (27-100 Hz) refleksinde ise beyin bilinç seviyesinde olur. Bazı yayınlarda bu frekans aralığı 30-80 Hertz olarak verilir. Bilinç değeri yüksek olan bir beyin en yüksek frekans salınımına sahip bir işlevselliktedir. Genel olarak 20 Hertz den büyük beyin salınımları gama frekansları olarak bilinir. 

Herhangi bir görselin renk, şekil, hareket, çizgiler, açılar gibi bir simülasyon programında duyular yolu ile alınması nörobiyologlar tarafından tanımlanan bağlama (binding) sorununu ortaya çıkarırken beynin nesnelerin farklı özelliklerine göre nasıl oluyor da farklı işlevselliğe sahip nöronları harekete geçirerek biz nesneleri bir bütün olarak görebildiğimiz sorusu bize ilginç gelebilir.

Gama frekansları EEG cihazlarının üst ölçüm sınırının 25 Hertz olması dolayısıyla uzun bir süre tespit edilememişti. Küçük genlikli ve çok hızlı titreşimler olarak gama sinyalleri genel olarak nükleer patlamalar ve şimşek gibi tabiat olayları sonucunda oluşabilir.

Alzheimer, Parkinson, şizofreni ve epilepsi hastalıklarında beynin düzensiz gama sinyal ürettiğine dair bulgulara ulaşılmıştır. [1]  

Beyindeki talamus ve korteksi birbirine bağlayan ağlardaki eş zamanlı nöron ateşlemelerinin 40 Hertz civarında olması şekil, renk ve hareket duyumlarının daha iyi alınabileceği şeklinde ortaya konulmuştur. (Crick and Christof Koch)

Bu durum sonuç olarak talamusun kortekse bağlantısını gösteren nöronların 40 Hertz ile ateşlenmesi durumunda duyuların daha iyi bir şekilde algılanarak bilincin tam olarak ortaya çıkması sonucunu ortaya koyar.

Beynin gama frekansları ile çalışması sayesinde nöronlar arasındaki bağlantıları ile birlikte hatırlama ve bellek kapasitesi de artarken gama frekansı ile yüksek zeka seviyesi, iyimserlik ve duygusal zeka artışı ve daha iyi duyuş,  görme, tatma, dokunma ve koku alma gibi beş duyu farkındalığına ulaşılır. 

Gama frekansları ile çalışan beyinde, biyolojik olarak nöronları birbirlerine bağlantısında kullanılan nörotransmitterlerin sinaptik bağlantıyı daha hızlı kurulmasını sağlar. Bu hızlı kurulumda en büyük rolü dopamin, adrenalin, noradrenalin, serotonin oynar. 

GABA sinaps bağlantılarını yavaşlatır.

Daha yüksek gama frekansı daha iyi sinaps bağlantısı dolayısıyla daha iyi düşünce demektir. GABA ise glutamine, glutamic asit, taurine, inositol ve magnesium ile beyin aktivitesini yavaşlatan ve çok sayıda nöronun ateşlenmesini önleyen özellikteki bir aminoasittir.

Sonuç olarak beyinde yüksek frekanslı GAMA sinyalleri düşüncede hızlılığı sağlarken GABA (Gama AminoBütirik Asit) ise sakinleşme ve nöron aktivitesini yavaşlatan bir beyin yapısı sunar.  

ARKEOTEKNO  

[1] 11. Uhlhaas P. J, Singer W. Beyin bozukluklarında nöral senkronizasyon: bilişsel işlev bozuklukları ve patofizyoloji için uygunluk. Nöron. 2006; 52 : 155–168. [ PubMed ] [ Google Scholar ]