İNSAN KARAKTERİNİN FRENOLOJİ VE YÜZ ÇİZGİLERİ İLE TANIMLANMASI
S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Elektronik Mühendisi (MSc.)
Trepanasyon, tarihte bilinen en eski cerrahi müdahale yöntemi olarak M.Ö 10.000 yılına kadar geriye gider. Bu yöntemde kafadan bir kemik çıkarılarak epilepsi gibi ruhsal hastalıklarda insanın içindeki kötü ruhların kovulacağına inanılırdı.
Avusturyalı sinirbilimci Franz Gall (1758-1828), 1806 yılında beynin her bir bölgesinin farklı işlevsel özelliğine göre çalıştığını ileriye sürdüğü 26 farklı bölgeye ayırdığı frenolojik beyin teorisinin ilk kuramcısıydı. Beynin ayrılan bu biyolojik parçalarında bütün zihinsel fonksiyonları arayan Gall, her bir parçanın farklı fonksiyonlu olarak çalıştığını ileriye sürmüştü.
Franz Gall’e göre her bir parça insanın bir davranışını belirliyor, kafatası üzerinden elleme yöntemi ile hangi bölgenin daha çıkıntılı ve şişkin olduğu görülerek alnı büyük olanın daha akıllı, kulağı büyük olanın iyi bir müzik eseri yapımcısı olması gibi neredeyse insanın bütün karakteri ‘phreno’ (karakter) kelimesinden üretilme bir adlandırma olan frenoloji ilmi ile uğraşan frenolojistler tarafından belirleniyordu. Kısaca insan başının şekli ile karakterin belirlendiği ve adına Gall’in karşı çıkmasına rağmen frenoloji ilmi sayesinde kafa okuma ticari bir iş haline gelmiş ve ücrete tabi olarak bir ‘kafa okuma’ piyasası oluşmuş ve bu sayede insanlar kariyer belirlemeye başlamışlardı. Gall’in önerisi ise bu bilim dalına ‘kranioloji’ adı verilmeliydi.
FRANZ JOSEPH GALL
Descartes gibi ruhu insan kafasının içinde arayan frenolojistlere karşı Amerikalı şair Walt Whitman, bir kasanın kapısına vurulduğunda içindeki paranın anlaşılamayacağı örneği ile bir kafatasından da kişinin zekasının ölçülemeyeceğini ileriye sürüyor olsa da freneoloji testine girerek daha sonra frenoloji ilmini geliştirecek olan Fowler’a ‘frenoloji, mantıksızlığın son aşaması’ diyerek kadar karşı çıkmıştı. İnsan ruhunun beden ile dokunarak tekamül ettiği yer olarak tanımladığı beyindeki ‘epifiz’ bezi üzerinde olduğunu söyleyen Descartes’in küçük kafası nedeniyle frenolojik ölçümleri sonucu ise dalga geçercesine ‘akli ve mantığı gelişmemiş’ olarak bulunmuş ve ölçüm yapanlar tarafından sanıldığı gibi çok da büyük bir düşünür olmadığı sonucuna ulaşılmıştı. Whitman yazdığı şiirlerinde ruh ve bedenin bütünleşik olduğunu hatta Amerikan iç savaşı sırasında bu yönde şiirler yazıyordu.
Buna karşın kadim Çin bilgeliğine göre yüz okuma sanatı da ‘mianxiang’ frenoloji gibi insanın yaşına göre yüz bölgesinin numaralandırma esasına dayanıyordu. Örneğin insanın çocukluk yaşından itibaren 1-6 yaşının değerlendirmesinde erkek için sol kulak çizgilerinden, kadın için ise sağ kulak çizgilerinin değerlendirilmesi yapılması gerekirken 65 yaş için ise erkeklerde çenenin sol üst kısmının dudağa yakın bölgesi, kadın için ise çenenin sol süt dudağa yakın bölgesinin değerlendirilmesi ve okunması gerekir. Buna göre kadim Çin bilgeliğinde çene okuma sanatına göre güçlü bir çene yapısı etli, çıkık bir yapı ve yukarıya kavisli olarak 50-65 yaştaki zindeliği göstermesi açısından yaşlığa doğru gidişatın güçlü bir ifadesi olarak görülür. Her yaşa göre yüzdeki ilgili bölgenin hangi şekilde olduğuna dair bir değerlendirme için ilgili bölgenin fiziki durumuna bakılması kişinin karakteristik özelliklerini belirler.