KERPİÇ VE TUĞLANIN (ADOBE) ARKEOLOJİSİ

S. Vedat Karaarslan

Arkeolojide tuğla pişirilmemiş (mud brick) ve pişirilmiş (fired brick) olarak iki şekilde incelenir.

Bunlardan birincisi çamur briket ya da kerpiç,  ikincisi ise bildiğimiz tuğladır.

Birincisinde kil yapısı yüksek olan topraktan çamur oluşturulur, içine saman, hayvan kılı ya da az kum katılarak yoğrulur (kerpiç eski farscadaki dheigh=yoğurmak fiilinden gelir) sonra kalıplar ile dökülür ve güneşte kurumaya bırakılarak sertleşmesi beklenir. Kerpiç yapılacak çamur için gerekli olan toprağın 1 santimetrekaresinin oluşması için 300-1000 yıl geçmesi gerektiği az yağlı olanlarının kil içeriği daha azdır ve toprağın yağlanması için içine kil katılması gerekir ki yapışma özelliği kazanabilsin.Kerpiç evler radyasyonu az olan evler olarak bilinir, böceklerin evlerden kaçmasına ve nemin yok olmasını sağlar evlerde kullanılan ahşabın en büyük dostu olarak bilinir. 1 metreküp çamura 12 Kg a kadar saman katılabilir. Ev duvarlarının kerpiçten olması yazın serin kışın ise sıcak olmasını sağlar. Eski çağlarda duvarlar ya yığma bu şekilde hazırlanan çamurdan ya da kalıplı olarak dökülmüş bu tip şekilsel olarak oluşturulan ve pise tekniği denilen duvarlar olarak yapılırdı. Pise tekniği ile yapılmış en eski örnek Irak'ta Musul vilayetinde Temrik ve Tell M'lefaat kentlerinde bulunmuş olup Anadolu'da en eski örnek ise Diyarbakır il sınırları içinde bulunan Çayönü' ndedir. Çayönünde kerpiç duvarlar çamurun kalıplar içinde dökülmesi olarak yapılmış. Kerpiç duvarlar zaman içinde güneş ve su almaları dolayısıyla kendini sıklaştıran ve yenileyen bir yapıya sahip oldukları için çok sağlam ve uzun ömrülü olurlar. Buna rağmen uzun vadeli olarak kerpiç duvarların fazla su almasının önüne geçilmesi gerekir.

Anadolu'da halen de kullanılmakta olan kerpiç çamurundan yapılmış tahta tavanlı ev damlarının (baca, çatı) suya karşı korunması için adına 'yuvak' taşı da denilen 'loğ' taşları ile her yıl sürülerek yöresel deyişle 'loğlanması' dam toprağının sıkıştırılarak yağmurdan en az etkilenmesinin sağlanıyor olmasındandır. 

Sümer, antik Mısır ve antik Hindistan'da çocukların da kerpiç yapımı ve taşınması için görevlendirilmiş olduklarını arkeolojik kanıtlar ortaya koymaktadır. Yoksa bu kadar sayıda piramid nasıl inşa edilebilir ki?  Bu durum ayrı bir inceleme konusudur. (Sudan'da 255 adede yakın Nubiya Piramidi ve Mısır'da 100 den fazla piramit olduğunu kaynaklar bildirmektedirler.) 

Firavun Djoser'in veziri aynı zamanda iyi bir hekim de olan mimar İmhotep, m.ö. 2650 yılında kerpici Sakkara'da ilk Basamaklı Piramit veya Zoser adı verilen piramiti inşaa ederken kullanmış. (yukarıdaki resim)

Anadolu'da ise Hititler Hattuşa'daki kale surlarını kerpiçten yapmışlardır. 

Sasaniler (205-651) döneminde İran'daki Bem kenti en fazla kerpicin kullanıldığı bir kenttir. Kentte bulunan Erg'e Bem Kalesi 224-651 yıllarında üzerine Ali Şeriati'nin de bir roman yazdığı ünlü Kevir çölünün kırmızı kil toprağından elde edilen çamurdan yapılmış kerpiçlerle inşa edilmişti.  Mali'deki Djenne Camisi kerpiçten yapılmış önemli bir eserdir.(yukarıdaki resim)

Sümer, antik Mısır ve antik Hindistan'da Kerpiç anlamına gelen Latince'deki 'adobe' kelimesi Mısır dilindeki 'db' kökünden gelir. Bilgisayar şirketi sahibi John Warnock, 'Adobe Systems' adını evinin arkasındaki 'Adobe' deresinden dolayı vermiş. Warnock'un oturduğu Santa Clara County (Kaliforniya) kentinde derenin aktığı yerler Kızılderililer tarafından da kutsal olarak bilinirdi ve daha çok kerpiç ve tuğla yapımında kullanılan çamurlar açısından zengin bir dere yatağıdır. (aşağıda)

İngilizcedeki 'puddled adobe' terimi içine katkı yapılarak karışık çamurdan oluşturulan kerpiç anlamına gelir. Bu yapım şekli kerpiçin geometrik bir form haline getirilmeden önceki dönemlerde el ile oluşturulan ve duvar yapımında birbiri üzerine atılarak duvarın oluşumunu sağlayan topaklar şeklindeki çamur olarak adlandırılmıştır.  İspanyollar bu kelimeyi Mısır'dan aldıklarında önüne 'a' harfini getirerek New Mexico' daki geleneksel pueblos (halk) evlerini tanımladılar ve bugün bu evler 'pueblos' olarak bilinir. (aşağıdaki  resim)

Etimolojik yönden 'db' kökünün alındığı yer Sümerce de tablet anlamına gelen 'dub=tablet' dan alıntı bir ek kök olduğunu buradan da günümüzde kullandığımız 'edebiyat' kelimesini ortaya çıktığını ve aslında edebiyatla uğraşan, bilge kişi anlamına gelen 'edib=bilge' sözünün kökenlerinin çamurun da tabletler gibi pişirilerek elde edilen 'tuğla' ya kadar uzanmış olduğunun bilinmesi gerekir. Sümerce de tablet karşılığı olarak 'dub'  olarak bilinen kelime daha sonraki dönemlerde Sami kökenli Akkadlıların dili olan Akkadca' ya 'tuppum' olarak geçmiş. Edubba kelimesi  ise Sümer dilinde okul ya da tabletlerin depolandığı yer anlamına gelir.   

Kerpiç pişirilirse tuğla elde edilir. Kerpiç içindeki organik malzemeler 300 santigrat derecede, 450-650 santigrat derecede su molekülleri yok olur ve 850-950 santigrat derecede ise kil hamuru içindeki minerallerin özelliği dolayısıyla sert hale ulaşarak kullanımı sağlanır.  

Tuğlanın tarihi  Sümerlerde Er Hanedanlar dönemine kadar uzanırken, Ur-Nammu 'ya ait Ziggurat m.ö. 2112-2195 tarihlerinde inşa edilmiş ilk yapı olarak bilinir.( not: ABD askerleri Irak'ın işgali sırasında bu Ziggurat üzerinden inerken görüntülenmişlerdir.)

Yeni Babil dönemine ait olan İştar Kapısı da (m.ö. 6. yy) sırlı tuğlalardan yapılmıştır.En eski örnekleri Mısır 18. Hanedanlık döneminde firavun Merkmhire'nin mezarından elde edilmiş örneklerdir.

Roma'da İmparator Aurelius'un annesinin Tiber Irmağı yakınında bir tuğla fabrikası vardı. Ünlü Panthenon Tapınağı ve Colloseum burada üretilen tuğlalardan inşaa edilmişti.

 Romalı Mimar Vitrivuis tuğla tiplerini üç bölüme ayırır.

1. Lidya türü olarak bilinen bir buçuk ayak uzunluğunda ve bir ayak genişliğinde (1 cm = 0.0328 ayak)

Doron tipi. (avuç ve armağan anlamına gelir, antik Yunan'da hediyeler avuç açılarak verilirdi, isim olarak kullanılan Dorothea (Doroti) Tanrı'nın hediyesi anlamına gelir.)

2. Beş avuç karelik tuğlaya “pentadoron”,

3. Dört avuç kare olanına “tetradoron” denilir

Kamuya ait binalarda  "pentadoron“ sonrasinda, özel bina yapımında ise “tetradoron” tipi tuğlalar kullanılırdı.

Tuğla yapımı için Vitrivius 'kuruyabilmeleri için baharda veya sonbaharda yapılmasını' önerir. 

 

ARKEOTEKNO 

KAYNAKLAR: 

1. https://quatr.us/history/mud-brick-history-architecture.htm

2. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/390878

3. http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5c0270fb681df4.95837642