'SÜMER' LERDE EĞİTİM VE ÖĞRETMENLER

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Y. Mühendis

Mezopotamya'nın önemli kentlerinden biri olan  ve Gılgameş Destanı'nda Utnapiştim olarak geçen kralın şehri olan Şuruppak'da (Tel El-Fara) yapılan kazılarda m.ö.2500 yılına ait çok miktarda ders tableti ele geçmişti. Tabletler, Sümerce 'tablet' anlamına gelen 'dub' ve aynı zamanda çivi yazısının kazılarak yazılmasından dolayı 'kazımak ve mızrak' anlamına da gelen 'sa-ri-du' dan üretilme 'sar' kelimesinin birleşimi olan ve 'dubsar' adı verilen günümüzde ortadan kalkan ve bazı yerlerde gelenek olarak hala devam etmekte olan arzuhalciler gibi çalışan 'yazman' adlı kişilerin itina ile kil üzerine kazıdıkları çivi yazılı olarak daha çok bu okulları bitirmiş mezun kişilerden seçilirdi.

Bu yazmanların aileleri halkın içinden elit tabakalara tekabül eden yönetici sınıf ailelerinden oluşmaktaydı. Bu tabletlerin belki de daha binlercesi hala toprak altında keşfedilmeyi beklemekte. Dubsarların yazdığı bazı tabletler tuğla olarak duvarlarda kullanıldığı için günümüze kadar ulaşmıştır.Yazılan tabletler hur-ra ya da hubullu olarak bilinen sözcük listelerine taşınırdı. Dubsarlar yazdıkları kelimeleri hafızalarında tutma konusunda oldukça yetenekli kişilerdi. Dubsarlar aynı zamanda sözleşmeler, anlaşmalar, rüyalar, talimatlar, çiftcilere yönelik talimatlar, tapu işlemleri ve bütün ticari işlemlere ait bilgileri tabletlere yazmakla görevli kişilerdi.

MEZOPOTAMYA' DA SÜMER YERLEŞİM ALANLARI

Yazıyı ilk bulan toplum olan Sümerlerde günümüzün profesörlerinin karşılığı olan 'ummia' öğretmen anlamına gelirdi. Lagaş'ın kuzeyinde de tabletlerdeki bilgiye göre Sigkurşagga'nın oturduğu Umma adlı bir kent bulunmaktaydı. Okullarda matematik ve dilbilgisi başta olmak üzere diğer biyolojik bilimlerden seçilen derslerden oluşmaktaydı.

Sümer okullarında 'ummia' ların yardımcısına ağabey denilirdi ve görevleri öğretmenin huzuruna çıkacak öğrencinin bütün ödevlerini kontrol etmek ve sözel olarak hazırlıklarını denetleyerek 'ummia' nın huzuruna çıkmalarını sağlarlardı. 'Okulun babası' 'müdür' olarak 'okulun oğulları' ise öğrenciler olarak tanımlanırdı. Okullarda daha çok erkek çocukları tablet kazırlardı, kız çocuklarının da tablet kazıma işlemi yaptığına dair buluntulara ulaşılmıştır. Okulun oğulları çizgileri ve tablet kazımalarını doğru yazma işlemi için TU-TA-Tİ eğitimine tabi bir yöntemle çalışırlardı.Bu yöntemde heceleme ve çizgi teknikleri ile harflerin ünlü/ünsüz formları ile kişisel adların nasıl yazılacağı öğretilirdi.

Başlangıçta okul ve tapınaklar birlikte olduğu daha sonra bunların ayrıldığına dair bilgilere ulaşıldı. Tabletlerin bulunduğu evlere günümüze kadar gelen 'edebi' kelimesinin kökeni olan 'edubbas' denilirdi.

 

SÜMER OKULUNDA BİR SINIFIN TEMSİLİ RESMİ VE TABLET YAZIMI  

Bizim günümüzde fen bilimleri karşılığı olarak bilimsel, eğitici ve edebi yönü olmak üzere eğitim programlı olmak üzere Sümer okullarında tek tip eğitim yapılmaktaydı. Dilbilgisi gramer ve fiil çekimleri olarak en öncül eğitim tipi olarak gerçekleşen Sümerce, semitik bir halk topluluğu olan Akadların etkisi altına girince kendi edebi birikimlerinin hepsi bu topluluğun yönetimi altına girdi. Matematik hesaplamalarda bir yumruğun içindeki boğumların 5 adet olan sayısının çarpanlarda daha kolay hesaplanmasına yarayan seksadesimal yani 60 tabanlı sistem kullanılmaktaydı. [1]

Öğrenciler hazırladıkları ödevleri önce ağabeylerine sonra da okulun babasına gösterirlerdi. Ağabey ve okulun babası ödevin doğru yapılıp yapılmadığına bakardı.

SÜMERLERDE BİR YAZMAN                                 UMMİA ve OKULUN OĞULLARI  

Eğitimin daha çok parası olanların ödeyebileceği ve zorunlu olmayan yapısı içinde okulun oğullarının (öğrenciler) okula devamlılıklarını ve disiplinden sorumlu 'kamçı görevlisi' adeta Osmanlı eğitim sistemi içinde yer alan ayaklara vurularak yarılması anlamına gelen Arapça 'falk' 'yarmak' kelimesinden üretilmiş 'falaka' yapısını andırmaktaydı. Şüphesiz ki ödevlerini tam ve doğru olanlar için övgü ve ödül sistemi işlemekteyse de buna karşı olarak ise ödevlerini yapmayanlar için 'kamçı görevlisine' başvuruluyordu.

Okulun oğulları ödevlerini yapmadıkları takdirde 'ummia' ve ' 'ağabey' lerden çok korkarlardı. Sümercede ' dövmek' kelimesi 'et' ve 'sopa' kelimelerinin birleşimi olarak 'su-tag' olarak yazılırdı. Okulun oğulları (öğrenciler) tabletlere yazılarını okunaklı ve kötü yazarlarsa da okula geç gelirlerse ummia'nin çocuğu 'su-tag' 'dövme' hakkı bulunmaktaydı. Bundan çekinen bir babanın 'ummia' yı evine davet ederek ona ikramlarda bulunduğu, çocuğuna iyi davranmasını istediğine yönelik ifadeler içeren tabletler kazılarda ele geçmiştir. [2]  Bir tablette okula giden bir öğrencinin günde 7 kez dövüldüğüne dair bilgilere ulaşılmıştır. [3] Böyle bir okulun oğulları belgesi tablet olarak İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde de bulunmaktadır.

Günümüz Suriye sınırları içinde bulunan Mari kentinde bir kazı sonucunda pişmiş tuğlalardan yapılmış sıra gibi oturaklar Sümer okullarındaki sınıflar hakkında fikir veriyor olsa da bu buluntu Sümer okul binaları hakkında kesin bilgi vermez.[2]

ARKEOTEKNO

[1]  http://www.arkeotekno.com/pg_343_rakamlarin-mitolojisi

[2] Bu yazının hazırlanmasında Samuel Kramer'in Tarih Sümer'de Başlar adlı kitabından yararlanılmıştır. Bu tabletler Stephen Langdon, Edward Chiera ve Henri de Genouillac tarafından yayımlanmıştır.

[3] Bu rakamın abartılı bir şekilde yazıldığı ve 7 rakamının Sümerlerde çok önemli bir rakam olarak kullanılmış olmasından kaynaklanmış olabileceği söylenebilir.