ZİHİNSEL MESELELERİMİZ VE METİLASYON

Beynin prefrontal lob kısmında sinirlerin birbirlerine değmemesini sağlayan bir bakır telin etrafına sarılı plastik malzeme gibi işlev gören miyelinleşme denilen gelişim insan hayatı boyunca yirmili yaşlara kadar gelişimini devam ettirir.

Nöronların doğumdan sonra 10 aylık oluncaya kadar ki nöron yıkımı denilen olay geriye kalan nöronların birbirlerine bağlantısını daha iyi olmasını sağlarken yaşlılıkta hatırlamayı sağlayan hipokampusta nöron kaybı olmamasına rağmen yaşlı insanların nöron kaybı önemli bir beyinsel sorun görülebilir. Beynin hafıza deposu olarak bilinen hipokampusta oluşabilecek nöron kaybının ise insanda unutkanlığı ortaya çıkarması açısından yaşam süresince pek iyi karşılanmaz. Normal bir beyin yapısında ilerleyen yaşlarda hipokampus da nöron kaybının olmaması gerekir.

Çevresel sinir sistemi için schwann hücreleri miyelin oluşturur. Miyelin eksikliğinde multiple skleroz, MS olarak bilinen hastalığın ortaya çıkmasına neden olur. Miyelin eksikliği içinden elektrik akımı geçen ancak plastik kılıfı olmayan birbirine değen iki telin kısa devre yapmasında oluşan ark-kıvılcım gibi beyine etki yapar. Nöronlar arasındaki elektriksel iletişimi artıran ve nöron aksonlarının etrafını saran miyelin yağlı ve lipit-protein karışımı bir maddedir. Aksonların birbirlerine ranvier düğümü denilen bir düğüm ile bağlanarak sinir hücresindeki elektriksel uyarıları uzağa iletir. Yunancada ağaç anlamına gelen dendritler ise diğer nörondan alınan elektrokimyasal sinyali kendi hücre çekirdeği olan ‘soma’ya iletilmesini sağlarken aksonlar bu sinyalleri iletmek için kullanılır.

Düşüncenin oluşması yukarıdaki sinir sisteminin beyinde işlevsellik görmesi ile başlar. Psikologların Zihin Teorisi olarak tanımladığı kavram beyinin ön kısmında bulunan prefrontal ve şakaklara tekabül eden temporal lobu kullanabilme becerisidir.

Geniş alınlı insanların daha zeki olduklarına dair öngörüler ve bir şey düşünürken elin şakaklara konularak düşünülmesi bir zihinsel aktivite eylemidir. Rodin’in Le Penseur (düşünür) adlı heykelindeki gibi elin çeneye konulması ise insan beynindeki hatırlamayı sağlayan hipokampüs kısmının geliştirilmesinin çiğneme eylemi ile sağlanıyor olmasına yönelik çenenin kullanılması hatırlamanın gerçekleşmesi nedeni ile olur.

Böylece canlıların geriye dönük olayları hatırlamasını sağlayan hipokampüsün çiğneme eylemi ile daha da geliştiğini söyleyebiliriz. Bu durum çene ile ne kadar çok çiğnenirse o kadar hatırlama sağlanması anlamına gelir. [1]

Uzunca bir süre insanda beynin ne kadar çalıştığının bir ölçüsü, insanın alnına vuran rüzgârın hızının ne kadar alan kapladığı ile ölçülürdü. Yani alın ne kadar genişse zihnin kullanma becerisi daha yüksek oranlarda olmaktaydı. İnsanın neolitikten bu yana hasadı kolay ve rüzgâra dirençli gıdaları tercih etmesindeki nedenlerden bir tanesi de sanırım duyulara dayalı bir akıl ölçme tekniği olan alına gelen hava ya da rüzgâr basıncına dayanma gücünün kişinin ne kadar akıllı olduğuna dair Cattel’in testlerine ilham kaynağı olması olmuştur.   

Beyinde zihin teorisinin işlevsizliği yani insanın aklını kullanamaz hale gelmesinin bir yönü de serotonin, dopamin, norepinefrin gibi hormonların nöronlar arasındaki iletişimini sağlayan nöroileticilerin beyinde üretilmesini sağlayan hormonların metilasyon bozukluğu olarak ortaya çıkan uyku, sportif faaliyetlerden kaçmak, yanlış beslenme ve stres gibi hususların sonucunda insan vücudunda oluşan olumsuzluklardır. Bozulmuş bir metilasyon, dopamin üretiminin azalmasına değişen dopamin seviyelerine ve nöronlar arasında iletişimi sağlayan nöroileticilerin (nörotransmiter) seviyelerine değişmesine yol açar. Sonuç olarak, odaklanma, konsantrasyon, kısa süreli hafıza, duygusallık kaybı, uyku sorunu ve hormonların düzenlenmesi sorunu oluşur.

Kimya derslerinde C (Karbon) ve H (Hidrojen) harflerine eklenen O (Oksijen) birleşimi ile CH3 ya da CHOOOH gibi sayfalara sığmayacak şekilde verilen Yunanca methy "şarap" ve hȳlē "odun"dan "methylene"i (metilen) adından üreyen insan vücudu içindeki anlamı olan metilasyon bozulunca DNA ve RNA sentezi engellenmiş olur. İnsanın gelişimi için DNA ların aktive ya da deaktive edilerek düzenlenmesini sağlayan metil yani CH3, aynı zamanda vücudun enerjisi olan ATP üretimini sağlayarak vücut içindeki kronik hastalıklara karşı iltihapsız bağışıklık sistemi olan enflamasyonu dengede tutar.

Kısaca metilasyon vücuttaki zararlı maddelerin dışarıya atılmasıdır. Metilasyon basit bir biyokimyasal işlem olarak bir karbon atomu ve üç hidrojen atomundan oluşan dört atomun (CH3) bir maddeden diğerine transferidir. [2] Metan gazının bir hidrojen eksiği olan alkil grubundan stabil metil birçok organik bileşikte bulunan CH3 olarak bilinirken metanol (CH3OH) tehlikeli, etanol (C2H5OH) endüstriyel sektörde kullanım alanı bulur.  

Metil yani CH3 e alkol katılırsa metanol ya da metil alkol olur. Metanol alındığında insanı kör yapar. Halbuki etanol (C2H5OH) ya da etil alkol olarak bilinen bileşik ise alkollü içeceklerde kullanıldığı gibi antiseptik olarak dezenfektanlarda da kullanılır.

Vücut için yararlı olan da alkol katılmamış metil yani CH3 olarak bilinen hayati maddenin metilasyonun bozulması beyindeki bütün dengeyi de alt üst ederek beyin sisi, Alzheimer, otizm, Parkinson, bunama, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi beyinsel sorunlara yol açabilir ve gen üretimi engellenebilir.[3]  Alkol katılarak kaçak içki yapımında kullanılarak birçok insanın ölümüne neden olan CH3OH olarak bilinen metil alkol olarak da bilinen metanol ise insan vücuduna en büyük zararı vermesine karşın alkol katılmamış sadece metil olarak bilinen CH3 ın vücutta dengeli bir şekilde olması, insan DNA sının katalizörü olarak bilinir. Metilasyon enzimlerin metil kimyasal grupları DNA'ya biriktirdiği işlemdir. 

İnsan vücudunda metilasyon oluşması sonucunda ise; DNA üretimi, nörotransmitter üretim, detoksifikasyon, histamin metabolizması, östrojen metabolizması, göz sağlığı, yağ metabolizması, hücresel enerji ve karaciğer sağlığı gerçekleşir.

Sonuç olarak metilasyonun bozulması sinirlerin koruyucu kaplaması olan miyelizasyonu engeller. Glutatyon (ana anti oksidan olarak hücreleri toksik etkilerden korur), Koenzim q10 (hücrede enerji üretimini sağlar), Melatonin (uyku uyanıklık döngüsünü düzenleyen), yaş ilerledikçe oranı düşen 1992 yılında yılın molekülü seçilen Nitrik Oksit (vücutta üretilen ve bütün hücreler arasında iletişimi sağlar, beyini sağlıklı kılar, damarları açarak kan akışını hızlandırır, pancar suyu çok faydalıdır.), L-Karnitin (kan akışını hızlandıran, yağ yakımını sağlayan), Sistein (toksik maddelerin atılması ve hücre koruyucu)  ve taurin (hücre hasarını koruyan) üretilmediği gibi insana mutluluk ve canlılık hissi veren serotonin, mutluluk hormonu duygusal tepkiler ve eylemleri kontrol eden dopamin, eksik ya da fazla olduğunda kaygı, kan basıncı değişiklikleri, beyin sisine neden olabilecek norepinefrin gibi nöroileticileri de etkilediğinden CH3 döngüsü olarak bilinen metilasyon adı verilen bu olayın vücuttaki hızlandırıcı vitaminleri olan B12, B6, folat ve kolin temelli vitaminler [3] alınmadığı takdirde ve ilerleyen yaşlarda diş eksikliğinin neden olduğu çiğneme sorunlarından dolayı yaşlıların beynin bir bölümü olan hipokampüsünün zarar görmesi nedeniyle hatırlama zorluklarına yakalanabileceklerini anlıyoruz.

NOT: Bu yazı bir tedavi şekli önermemektedir. Kaynakları aşağıda verilmiş bir araştırma yazısıdır.

ARKEOTEKNO   

[1] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4466515/

[2] https://eczacifarkiyla.com/metilasyon-mucizesi/

[3] https://bulutklinik.com/makale/metilasyon-dongusu-neden-bozulur

[4] http://www.goksinbalim.com.tr/makaleler/makaleler/metilasyon-bozuklugu-kronik-hastaliklarin-biyokimyasal-nedeni-2-bolum

[5] https://www.spectrumnews.org/news/dna-methylation-in-autism-explained/

[6] https://forum.donanimhaber.com/nitrit-oksit-ve-viagra--134427536