HURDACININ KUMBARASI

Ekonomiye en fazla yararları dokunanların başında gelen hurdacılar, ekonomiye yaptıkları büyük katkılar nedeniyle önemli meslekler grubu içine girer.

Belki de unutulmayan meslekler grubu içinde en önemli meslek grubu olan hurdacıların ne bağırdığı zaman zaman anlaşılamayan parazitli hoparlörden gelen cızırtılı sesleri ve evlerin önlerinden arabaları ile geçerken bağırmaları ile  aniden kaybolmaları  ile meşhur hurdacıların Ankara'da Hurdacılar Sitesi adında büyük bir yerleşim alanı da var.

Bu hurdacılar sitesinde uçağın radarından klima kompresör motorlarına, sobadan bozuk eski piyanoya kadar çoğu kez maalesef bilgisayar kaydı olmayan tasnif edilerek korunaklı bir şekilde depolanmayan başta mekanik, elektronik milyonlarca parça bulunur. Bu parçalar orijinal aksamı üzerinde yağmurun altında çamurun içinde kimi zaman paslı kimi zaman ise korunaklı çatılı binaların içinde ellerinde tornavida ve makaslar ile dolaşan elleri yağlı çalışanlarının iyi niyetli ama sert mizaçlarının arkasında aranan parçayı bulmaya odaklanmış ellerinde büyük makasları ile her an her şeyi kesmeye ya da sökmeye yarayan aletlerinin vermiş olduğu stresin büyük payı vardır.

Dünya ekonomisindeki çelik üretiminin %40 nın bu şekilde geri dönüşüm ile elde edilen hurda çelikten elde edildiği bilinen hurda metal pazarının dünya ekonomisinde %3.8 gibi bir büyüme oranına tekabül etmesi bu sektörün ne kadar önemli olduğunu ortaya koyar.  Bu değerlere göre demek ki Türkiye'nin 2021 yılı 40 milyon ton çelik üretiminin %40 olan 16 milyon tonun hurda çelikten elde edilip edilmediğine yönelik istatistikler yok ama sadece 'hurda ekonomisi' politikasının ortaya konulmasının bile Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH-GDP) ortaya konulmasının bile ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Ekonomik değeri aslında yüksek olan Farsçada 'kırıntı, artık, yenmiş şey' anlamına gelmesi Arapçada ise 'hile' anlamına gelmesine karşın kökü Partlara kadar uzanan Avesta'da geçen Türkçemizde ilk kez 'xurde' olarak 1330 yılında Aşık Paşa'nın Garib-name adlı eserinde kullanılmaya başlanan 'hurda' kelimesinin etimolojik kökü itibarıyla hangi anlam ile kullanılmış olunduğuna dikkat edilmesi gerekir. İngilizce 'hurda' karşılığı olan 'scrap' kelimesi ise 'kavga' etmek anlamına geldiği gibi 'yemek artığı' anlamına da gelir. İskandinav dillerinde 'hurda' 'önemsiz şey 'anlamına gelir.

Almanca 'grosch' kelimesinden üretilme 'kuruş' un karşılığı olan bir 'altın solidus' veya antik Roma dünyasında 'on iki gümüş denarius’a eşit olarak kullanılmıştı. Denarius on as değerinde gümüş Roma para anlamına gelir. Decem karşılığı olan "on" sözcüğünden üretilmiştir. Sezar döneminde 1 aureus = 25 denarius tutmaktaydı. Bu denarious kelimesinden bizim bildiğimiz 'para' kelimesinin ya da ‘dinar’ kelimesinin karşılığı olarak İtalyanca (denaro), Slovence (denar), Portekizce (dinheiro) ve İspanyolca (dinero) türemiştir. İslam dinârı Menkuş olarak adlandırılırdı. Taşınabilir mal olarak bildiğimiz örneğin paranın da dahil olduğu 'menkul' kelimesinin de kökeni bu kelime ile benzerdir.

Vasıflı bir işçi Roma’da bir günde bir denarious kazanırdı. Diğer bir deyişle  bir Romalı bu kazancı ile 24 adet ekmek alabilirdi antik Roma’da. 'Grosch' un yani 'kuruş' un giderek içindeki gümüş ya da altın değeri azalıp düşerek neredeyse tedavülden kalkmış bu haline karşın ‘gümüş denarious’ kelimesinden üretilme ‘dinar’ adlı para birimi birçok ülkede kullanılır olmuştu.

Eskiden her çocuğun evinde bir kumbarası olurdu. Yeni yıl yaklaşırken bankaların önlerinde çocuklar bir kumbara almak için sıraya girerlerdi. Tasarruf etmek çocuklara böyle aşılanırdı.

Geçenlerde bir hurdacı fıkra gibi bir olay anlattı. Evde kumbarası varmış, metal paraları eşiyle beş on kuruş 25 kuruş ne varsa atıyorlarmış bu kumbaraya. Bizim hurdacı bir gün hanım şu kumbarayı getir de harcamak için sayalım dedi bu ‘grosch’ ları yani ‘kuruş’ ları birlikte hanımıyla ve başladılar saymaya. Tamı tamına kumbaradan 1175 kuruş çıkmıştı.

Hurdacı bu ya, alışmıştı gördüğü her demiri, metali ve her şeyi tartmaya. Hemen aklına bu yüz yetmiş beş kuruşu bir tartalım dedi eşine. Tarttılar bir terazi ile metal paraları. Bir de ne görsünler, ekonomik değeri 1175 kuruş olan metal paraların hurda fiyatı tamı tamamına 1250 grosch yani 1250 kuruş tutuyordu.

Öyle ya üzerine bin bir teorik iktisat kuralları dizilerek günümüzde birçok ülkede döviz, borsa, faiz terimleri ile açıklanan paranın piyasa şartlarına göre alım gücü 1175 kuruş, hurda fiyatı ise 1250 kuruş tutuyordu. Paralar, hurdacının terazisine göre 75 kuruş daha fazla tutuyordu. 

Bizim hurdacı ne yaptığını söylemedi ama imal edilme maliyetinin tutarını geçtiği açıkça belli olan metal paralar için düşündüğü şeyin yasal olmadığını bilerek bu durumu, ne yaptığını bilemeyen iktisatçılara havale etmişti. 

ARKEOTEKNO