ANTİK ÇAĞLARDA SARMISAK

Sarmısak Farsca baş anlamına gelen 'sar' kelimesi ile bitkinin başa benzediği için adlandırıldığı bir bitki olarak bilinir. Sarmısağın Akadcası 'Turum' ve 'şamaskillum' olarak bilinir. Sümercesi ise 'sarsum-dağ-dili' kelimesi ile okunur. Fakat aslında öz Türkçe bir kelime olan sarımsak değil doğrusu sarmısak olan bitkinin etimolojik kökeni birinci olarak sarı renginden dolayı ikinci olarak ise bitkinin içinde bulunan dişlerinin birbirine sarılı olmasından gelir.

İngilizcede sarmısak anlamına gelen 'garlic' kelimesindeki 'gar' eki mızrak biçimli pırasa anlamına gelen 'garleac' kelimesinden üretilmiştir. Latince sarmısak 'allium sativum' olarak yer alır. Sarmısak soğan ve pırasa ile birlikte Alliaceae ailesindendir.

Sarmısak antik çağlarda ve öncesinde aşağıdaki sıkıntılara çare bulunduğuna inanılan bir bitkidir.

  1. Antik çağda ölüler ülkesi tanrıçası Hekate’nin kötülüklerinden korunmak için (yemesi için) her kavşağa bir sarmısak bırakılırdı.
  2. Zeus, sağlık tanrısı Asklepios’un ölüleri diriltmesi nedeniyle aşırıya kaçtığına inanmış ve onu yıldırımlar ile elindeki ölümsüzlük sırrı ile birlikte öldürür. Askpleios yıldırımın çarpması ile elinde bulunan reçete de toprak ile birleşir ve bu ölümsüzlük sırrı toprağa karışınca ardından yağmurun etkisi ile topraktan bir bitki filizlenerek çıkar. Bu bitki sarmısak idi.
  3. Sarmısak özellikle vampirlere karşı koruyucu özelliği bugüne kadar gelen ve kardeşi soğan gibi kötü ruhlara karşı etkisi nedeniyle kullanılan bir bitkidir.
  4. Romalılar yılanın yuvasından çıkmasını önlemek için yuvasının ağzına sarmısak koyarlardı.
  5. Mısırlılar çocuğun uyku sırasında hayaletlerin nefesini çekerek öldürdüğüne inandıkları için yatağın yanına bir adet sarmısak bağlarlardı.
  6. Odyyseus adaya gelen kötülüklerden sarmısak sayesinde korumuştur.
  7. Sırplar büyük perhizin bir gün öncesinde kötülüklerden korunmak için yataklarına samısak bağlarlardı.
  8. Rodos adasında bir gelenek olarak yolda yürürken kötü talih getirdiğine inanılan birine rastlanırsa sarmısak anlamına gelen Yunanca ‘skordo’ olarak bağrılırdı. Daha sonra skordo kelimesini bağıran kişinin bu kötü kişinin kötülüğünden korunması için kendi üzerine üç kez tükürmesi gerekirdi. Skordo kelimesinin Sanksritce soğan anlamına gelen sukanda kelimesi ile benzerliği açıktır.
  9. Tavşan ve köstebeklerin bu bitkiye rastladıklarında kokusundan dolayı kaçtıklarına inanılır.
  10. Sarmısak Dracula adlı romanda Drakula'nın saldırılarından korunmak üzere yaprak ve dişlerinden yapılmış demetler halinde yararlanılan bir bitkidir.
  11. Olimpiyatlarda Yunan atletlerine güçlerinin artırılması için sarmısak yedirilirdi.
  12. Mısırlılıarın meşhur Ebers papirüslerinde (m.ö.1500) parazit, dolaşım bozuklukları, böceklere karşı korunma ve genel bir halsizliğe karşı sarmısak ile ilgili 22 adet reçete ele geçmiştir.
  13. Sarmısak piramit işçilerine dayanıklıklarını artırmak için çalışmaları karşılığında verilirdi.
  14. Genç yaşta ölen Firavun Tutankamon'un mezarında sarmısak ele geçirilmişti. (m.ö.1500)
  15. Mısır'da doğumdan sonra annelere sütün artması için sarmısak yedirilirdi.
  16. Asurlular sarmısağı diş çürüklerinde antibiyotik olarak kullandılar.
  17. Hipokrat (m.ö. 460-370) sarmısağı kadın rahminin temizlenmesi için reçete ederdi.
  18. Antik Yunan'da astım hastalığı pişmiş sarmısak ile tedavi edilirdi.
  19. Girit'teki Knossos Sarayında çok miktarda sarmısak ele geçmiştir.
  20. Roma'da sarmısak güç ve cesaret artırıcı olarak kullanılmış Neron'un ordu hekimi Discorides, öküsürü azaltmak, vücuttaki tenyaları atmak ve köpek ısırıklarına karşı olarak aynı zamanda cüzzam ile diş ağrılarını tedavi amaçla kullandı.
  21. Yaşlı Pliny, sarmısağı günümüzde de olduğu gibi enfeksiyonlara karşı reçete edildiğini aktarır.
  22. Viking ve Fenikeliler tıbbi ve manevi amaçlarla gemilerini sarmısak ile doldururlardı.
  23. Sarmısak Hindistan'da afrodizyak olarak kullanılmıştır.
  24. Ortaçağ'da sarmısak kabızlığı gidermek için reçete edilirdi.
  25. Fransa'da mezar kazıcıları kendilerini vebadan koruyacağına inandıkları için sarmısak suyu içerlerdi.
  26. Ruslar savaşlarda kangreni önleyeceğine inandıkları sarmısağı yerlerdi. Sarmısak aynı zamanda Rus penilisini olarak bilinirdi.
  27. Modern tıpta sarmısak, genleri etkileyen, vücuttaki kırışıklıkları gideren, kan basıncını düşüren, iltihabı azaltan etkisi ile kullanılır.

Bütün bunlar antik çağlarda sarmısağın gücüne inanılması ile bazılarının hala günümüzde de uygulanan yöntemler olarak bilinir.

İçinde yaklaşık 33 çeşit kükürt bileşiği bulunan sarmısak, vücudu serbest radikallardan koruyan antioksidan deposu ve doğal antibiyotik olarak yüksek tanisyonu düşüren bir özelliğe sahiptir.

Türkiye'de en ünlü sarmısak Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde kendine özgü toprak ve havasında yetişen keskin kokulu ve kendisine has acısı bulunan Taşköprü Sarmısağıdır. Gaziantep'in Araban ilçesinde tane dolum fazlalığı ve iri olan sarmısak üretimi yapılmaktadır. Her iki sarmısak cinsi de kalp, bağışıklık, üreme organları, tiroid bezi , göz, cilt ve saç için ve beyin dostu olarak bilinen selenyum deposudur.

İnsan saçına, cinselliğe, kilo vermeye, kronik hastalıklara faydası olan sarmısakda bulunan Alliin maddesi kükürt içeren bir bileşiktir. Sarmısaktaki keskinlik piruvat ölçeği ile ölçülür. ABD' de Garlic Town adında bir kent bulunmakta ve bu şehirde her yıl Bennington Sarmısak Festivali adıyla bir etkinlilk yapılmaktadır.

ARKEOTEKNO

[1] Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, İsmet Zeki Eyuboğlu

[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Allium

[3] http://greyduckgarlic.com/garlic-and-medicine.html