BEYNİN DEPRESYON FREKANSLARI VE SNYDER ŞAPKASI

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Y. Mühendis

Avustralya Sydney Üniversitesi 'Akıl Merkezi' hocalarından  Allan Snyder insan başına giyilebilen bir şapka geliştirmişti. Şapkanın özelliği kumaşına yerleştirilen mıknatısların beyne etki ederek sanatsal ve matematiksel yetenekleri artırarak beyinin yeteneklerinin artırılmasına yönelik gelişme sağlamasıydı. Şapka, günümüzde kullanılan  transkraniyal manyetik uyarım (TMS) cihazı gibi beyne elektromanyetik sinyaller vererek uyarıcı bobinlerle sağlanan manyetik alanın belirli sınırlar dahilinde daha çok 'depresyon' semptomlarının ortadan kaldırılması için yapılan bir uyarlama gibi idi.[1] 

Depresyon, beyin dalgaları olarak bilinen beta, alfa, teta ve delta dalgalarının bozulması olarak biliniyorsa da biyolojik olarak nörotransmitter denilen 'nöroiletici' lerin catecholamine olarak adlandırılan nöropeprin, dopamin ve serotonin seviyelerindeki anormal değişikliklerin ortaya çıkmasıdır. Beyindeki nöronların herhangi bir aktivite nedeniyle elektriksel olarak uyarılması sonucunda nöronlar arasındaki bağlantıları sağlayacak olan kimyasallar olarak bilinen nöroileticiler arasındaki dengesizlik depresyonun ana nedeni olarak bilinir. Kısaca depresyon nöronların ateşlenme sayısı ile nöroileticiler arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkar. Beyinde çok yoğun dopamin üretiminin ise şizofrenik rahatsızlığı ortaya çıkarması hala tartışılan bir nokta olmakla birlikte dopmanin ve serotonin oransal bozukluğu şizofreninin pozitif ve negatif semptomlarını ortaya çıkardığı ve birlikte rol oynadıkları kesindir. [2]  

 

Beynin salgıladığı söz konusu 4 frekansın yanında son yıllarda 40 Hertzlik 'gama' sinyalleri de çok önemli bir dalga olarak ele alınıyor. Bunun en büyük nedeni  insan beyninde sürekli üretilen elektriksel sinyallerin omurilikte bulunan sitoplazmayı harekete geçirerek motor nöronlar yoluyla vücuttaki organ ve kasların kontrol edilmesininde elde edilen yüksek verimdir. 

Bir motor nöron aksonu yüzlerce kas lifini harekete geçirmesi sonucunda beynin 27 Hz-100 Hz arasındaki gama frekansının ortası olan 40 Hertz civarında 0-150 ms arasındaki sinyallerin erken gama, yaklaşık 300 ms sonra yaydığı sinyallerin ise geç gama olarak bilinen sinyallerde bu verim en yüksek seviyesine çıkar.  

Erken gama sinyalleri beynin duyumsama ve algılama, geç gama sinyalleri ise beynin bilişsel ya da matematiksel süreçlerine yönelik işlevselliğini gösterir. Bazı deney sonuçları ise gama sinyallerinin dikkat ile olan ilişkisini ortaya koymuştur. Buna göre beyin, dış uyarıcılardan gelecek etkileşimi bir beklenti olarak değerlendirerek insanın dikkate dayalı bir davranış modeli oluşturması sağlanır.

Beynin harici bir uyarıcı ile uyarılması durumunda yaydığı gama sinyallerine göre duyumsama, algılama ve bilişsel işlevselliği ile dikkate dayalı çalışma şekli eğitim ve öğretimde kişinin en yüksek verimi verebileceği ispatlanmıştır. Buradaki temel prensip beynin öğrenme ve plastisitesinin itici gücü sinir hücrelerinin eş zamanlı olarak ateşlenmesi sonuçta bu nöronların işlevsel olarak daha yakın olarak bağlanmasını sağlarken birbirinden bağımsız ateşlenen nöronlar ise bağlarını karşılıklı olarak zayıflatmasıdır. Beyin dalgaları açısından en yüksek frekans salınımına sahip beyin en fazla işlevselliğe sahip olarak bilinç seviyesine ulaşır.

Beynin gama frekansları ile çalışması, nöronlar arasındaki bağlantıların artırılması, hatırlama ve bellek kapasitesinin artırılması duyumsama, algı ve dikkat gibi duyuların daha iyi yönlendirilmesine yönelik deneysel sonuçlara ulaşılmıştır. Gama sinyalleri üretiminin önemli bir beyin hastalığı olarak bilinen ve beyindeki hipokampüs nöronlarının azalması olarak bilinen alzheimer hastalığını da önleyici olduğu ve bu çalışmaların yeni gelişmeler olarak dünya sağlık merkezleri tarafından çok yoğun bir şekilde araştırıldığı bilinmektedir. [3]

Matematik, müzik veya görsel alanlarda yetenekli çoğunlukla otistiklerin yaşadıkları sendroma neden olan ve adına 'savant' denilen daha çok beynin sol yarım küresindeki sıradışılık olarak bilinen rahatsızlık üzerine çalışan Allan Snyder, kep deneyi ile zorlu problemlerin çözülmesinde de önemli bulgulara ulaşmıştı.

ABC Science Dergisinde yayımlanan söz konusu çalışmada 9 noktanın kalemi kaldırmadan 4 çizgi ile birleştirilemesine dayalı olarak 22 denek üzerinde yapılan deneyde manyetik şapkalı ve şapkasız deneklerinin problemi çözme yetenekleri test edilmişti. Sonuç olarak manyetik başlık giyen deneklerin %45 oranında daha başarılı olduklarına ulaşılmıştı. [4]

Yapılan son çalışmalar ise gama bandı sinyallerinin üretilmesi ile alzheimer hastalığının önlenebildiği kadar otizm için de faydalı endofenotipler ortaya çıkarabileceği anlaşılmıştır. [5]

NOT: Bu yazıda tıbbi bir tedavi şekli önerilmemektedir. Yazı, güvenilir uluslararası kaynaklara göre derlenmiştir. 

ARKEOTEKNO .

KAYNAKLAR

[1] https://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-1064431/The-thinking-cap-unlock-inner-genius-boost-creativity.html

[2] https://www.turkiyeklinikleri.com/article/tr-psikozlar-serotonin-dopamin-etkilesmesi-75036.html

[3] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6130417/

[4] https://www.abc.net.au/science/articles/2012/10/02/3601287.htm

[5] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2518921/