ANLAMI ANLAMLANDIRMAK

Son yıllarda karşılıklı konuşmalarda akli melekelerin ortadan kalktığına dair kanıtlar, bir ölçüde anlamın ortadan kalkmasına dair birkaç örnek vermek gerekirse iki kişinin girdiği bir yarışta 'biz ikinci olduk ama kazandık, kaybetmedik' ifadesini biraz da spor müsabakalarındaki bir finalde örneğin iki güreşçinin maç sonunda kaybedeninin üçüncü olandan daha fazla mutsuz olduğuna dair bir düşüncenin var olmasının karşılığı olarak beyhude sanal bir mutluluk duyuluyor olması şeklinde açıklayabiliriz.

Bir benzetme türü olarak mecazi (figurative) anlam olmayıp gerçek anlamın (literal) ifade ettiği idrak yeteneği olarak bilinen 'gerçek anlam’ (mana, mantuk, meal, mazmun, müddea, fehva, medlûl) bir türü olarak esasında 'örtülü anlam' şeklinde bir ifadeyi de çağrıştırmayan ikinci olanın nasıl oluyor da kazanabildiği sorusunun sorulmasının dahi mantıklı olmadığına dair düşüncelerle birlikte yaşanan acziyetin bir ifadesi olarak beyin melekelerinin dumura uğraması olarak ortaya çıkan bu durum, demek ki bir cümlenin anlamının ötesinde retorik bir şekilde ifade edilen cümleler ya da bu tip sloganvari yaklaşımlar toplumu oluşturan bireyler tarafından kabul ediliyor ki buna dair söylemler hala ifade edilebiliyor ve söylenebiliyor.

Öyleyse bir söz söylemek adına söylenen ancak anlamın ortadan kalktığına dair bu güzel söz söyleme sanatı bu ve benzeri şekilde 'anlamsız' cümlelerin insanlar üzerindeki etkisi, kişilerde anlamak eyleminin oluşması için ortaya çıkması sonucunda bilincin aktif edilmesinin yattığını söyleyebiliriz. Anlamlı bir cümle kurarak cümleleri 'anlamak' için bilincin aktif olmasını sağlayarak bilgisiz ya da bilinçsiz toplum olmayı gerektirecek hususların ortadan kalkması çağımızın önemli bir sorunu olarak gündemde olan anlambilimin (semantics) en önemli konusu olmaya devam ederken cümlelerdeki anlamın anlamlarını anlayarak idrak yeteneğinin kazanılması her bireyin sahip olması gereken bir husus olduğunun bilinmesi gerekir.

ARKEOTEKNO 

.