KILIÇ ARSLAN ÇAKA BEY'İ NEDEN ÖLDÜRDÜ?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yabancılara yük ve yolcu taşıma hakkı verilmesine dair hakkın Türklere verildiğine dair kanunu 1 Temmuz 1926 tarihinde kabul etmişti. Böylece Osmanlılar zamanında yabancıların Türk limanları arasında yolcu ve yük taşıma hakkı kaldırılmış ve bu hak sadece Türklere verilmişti Bu kanun KABOTAJ KANUNU olarak bilinir ve her yıl 1 Temmuz günü kutlanır. Ancak bizim denizcilik tarihimizde aşağıda anlatacağımız tarihi olaylar ile ilk Türk Amirali olan Çaka Bey'in damadı Selçuklu Sultanı I. KIlıç Arslan tarafından katledilmesine kadar gidecek olaylar zinciri Anna Komena'nın anılarına dayalı olarak derlenmiştir. Denizcilik tarihimizde bu olaylar zinciri ve Türk toplulukları arasındaki savaşmaya kadar giden ibretlik rekabet (!) ortamı ile birlikte Türkiye'nin üç tarafının denizler ile kaplı olmasına rağmen denizcilik ulaşımı konusunda dünyada neredeyse en gerilerde olması (Logistics Performans Index (LPI) Dünya Bankası değerlendirme kriteri olarak 3.22 puan ile dünyada 39. sırada) ve deniz ürünlerinden en az yararlanan, en az oranda balık yiyen (Avrupa'da yılda 25-26 Kg, Türkiye'de 6-7 Kg ortalama balık tüketiliyor) bir millet olmamıza dair geri kalmışlık düzeyimizin muassır devletler düzeyine ulaşması ümidiyle ve özlemiyle Kabotaj Bayramımız kutlu olsun.  

Malazgirt Savaşı’nda uç beyi olarak görev yapan İlk Türk denizcisi Çavuldur oğlu Çaka Bey (Tzakhas), Komnenosların kızı Anna tarafından yazılan anılarında:  

‘Çaka'ya ilişkin olarak daha ayrıntılı bilgiler geldi; karada ve denizde uğradığı yenilgilerin hiçbiri bu adamı ilk tasarılarından vazgeçirmemişti; tersine o, kendine Emir dedirterek [2] hükümdarlara özgü kılıklara bürünmüştü ve sanki kendisinin hükümdarlık sarayı’nın bulunduğu kentmiş gibi İzmir’de oturup, yeniden adaları talan etmek, Byzantion' un kendisine kadar gelmek ve eğer olabilirse İmparatorlukta baş makama [taht'a] çıkmak için bir donanma hazırlamakta’

olduğunu haber almıştık der.

Gerçekten de Çaka Bey, Bizans İmparatorunun Rumeli’ndeki Peçenekler ile savaşlarını fırsat bilerek böyle bir donanma hazırlamaktaydı. İzmir’i üs olarak seçen Çaka Bey, burada yaptığı donanma ile önce Urla ilçesinde bulunan Klozemenai adlı yerleşimi daha sonra Foça ve nihayet Midilli ve Sakız adlarını ele geçirdi ve üzerine gönderilen Bizans donanmasını mağlup etti.

ÇAKA BEY ANITI (ÇEŞME/İZMİR)

Çaka Bey, Bizans sarayına hizmet için verilmiş Protonobilissimos [En Soyluların Birincisi] olarak san ve unvan almış ancak Aleksios Komnenos’un iş başına gelmesi ile dışlanmış ve ilişkileri bozulmuş olarak İzmir’e dönmüştü. İyi Rumca konuşurdu.

Bizanslı komutan Dalassenos ile 1090 yılında yapılan savaş sürerken kendisi ile buluşup haklarının geri verilmesi durumunda ve çocuklarının evlenmelerine dair bir anlaşma imzalamaları durumunda aldığı bütün adaları geriye vereceğine dair söz vermişti.

Bizans İmparatoru I. Aleksios Komenos ise Rumeli ve Trakya bölgesinde Peçenekler ile savaş halindeydi. Bu savaşta Anna Komnenos anılarında ‘Ouzas/Oğuz ile Monastras adlı bir komutanın da en seçkin atlı savaşçıları yanlarına alarak İskit [Peçenek] artçı birliğinin arkasından dolaşmalarını, gün doğar doğmaz ovaya girmelerini, tüm atları ve keza her çeşit diğer hayvanların tümünü, çobanlarıyla birlikte, alıp getirmelerini buyurdu; onlara, ayrıca, korkmamalarını söyledi. "Çünkü" dedi, "Biz burada düşmana cepheden saldırıp savaşırken siz bu komutun gereğini kolayca yerine getirirsiniz’ diye yardım ettiklerini yazmıştır.

Türklerin bir kolu olan Peçenek veya Doğu İskitler olarak bilinen Kıpçaklar, Bizanslılar ile savaşıyor, yine bir Türk boyu olan Oğuzlar ise Bizanslılar ile müttefik olarak Peçeneklere karşı savaşarak Bizanslılara yardım ediyordu. Bir diğer Türk boyu Kumanlar bu kez Bizanslılar ile birlikte Peçeneklere karşı savaşmak üzere 40 bin kişilik bir ordu ile Rumeli dolaylarına gelmişti.

Bizans İmparatoru I. Aleksios, Lebounion olarak bilinen günümüzde Çanakkale Enez yakınlarındaki bir bölgede 1091 yılında Kumanlar, Oğuz ordularının da içlerinde bulunduğu bir ordu ile Peçeneklere saldırır ve Peçenek tehditi Türk boylarının yardımı ile ortadan kaldırır.

İmparator I. Aleksios Kıbrıs ve Girit ile ilgili sorunlarını da çözdükten sonra İzmir’i üs haline getiren ve adaları alan İstanbul’u tehdit eden Çaka Bey sorununu çözmeye koyulmuştu.

Anadolu’da ise Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın oğlu olan ve Çaka Bey’in kızı ile 1092 yılında evlenen Sultan I. Kılıç Arslan Anadolu’nun büyük sultanı olarak Anadolu Selçuklu Devleti’nin başındaydı.

Bizans İmparatoru I. Sultan Kılıç Arslan’a aşağıdaki mektubu gönderir:    

Şanı büyük Sultan Kılıç Arslan!

Biliyorsun ki Sultanlık sana baba mirası olarak geçmiştir. Oysa, senin kayın baban Çaka  görünüşte Rum devletine karşı silahlanıyor ve kendisine [Rum uyrukları ağzından?]. Basileus dedirtiyor ama, besbelli ki bu bir aldatmacadır. Aslında, öylesine büyük deneyim sahibi bulunan ve son derecede bilgili bir kişi olan o, kendisinin Rumlar üzerinde Basileus' luğa hiçbir hakkının bulunmadığını ve bu kadar büyük bir devletin başına geçmesinin olanaksız olduğunu biliyor. Kurduğu bütün tezgâh sana karşı yönelmiştir. Bu durum karşısında sen ne onu başıboş bırakmalısın ne de cesaretini yitirmelisin; yapman gereken, erk' inden yoksun bırakılmamak için uyanık durmaktır. Bana gelince, ben, Tanrının yardımıyla onu Rum ülkesinin sınırlarından kovarım; seni de kendi çıkarın için, ülkelerini ve egemenliğini uyanıklıkla korumaya ve olabilirse barışçı yollardan, o bunu istemezse silahla, onu yeniden kendi buyruğuna almaya davet ederim.

İzmir emiri Çaka Bey, gemileri yok edildiği için kara üzerinden Çanakkale dolaylarında bulunan Nara Burnu üzerindeki Abdyos adlı şehri kuşatmış, Bizanslı komutan Dalassenos ise denizden onu takip ediyordu.

İmparatordan yukarıdaki mektubu alan Anadolu Selçukluları Sultan Kılıç Arslan’da boş durmuyor sürekli kayınpederi Çaka Bey’i takip ediyordu.

Çaka Bey ise Abydos kuşatmasında vereceği kayıplarını da düşünerek başına örülen çorabı bilmeden damadı Sultan Kılıç Arslan ile görüşmeyi düşünerek onunla buluşmak üzere yola koyulur.

Selçuklu Sultanı onu çok hoş karşılar, sofralar hazırlar ve onu içki ile sarhoş olduğunu görünce Kılıç Arslan kılıcını çeker ve kayınpederi Çaka Bey’i sofranın başında öldürür.

Çaka bey sofranın başında yere serilir ve böylece ilk Türk Amirali olarak bildiğimiz ve günümüzde birçok yere ismi verilen Çaka Bey bu şekilde ortadan kaldırılarak Bizans İmparatoru Çaka Bey’in tehditlerinden kurtulur.

SELÇUKLU SULTANI I. KILIÇ ARSLAN'IN MEZARI (SİLVAN/DİYARBAKIR) [DİCLE ÜNİVERSİTESİ KAZILARI SONUCUNDA]

Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan 1107 tarihinde Habur Nehri'ni geçerken giydiği zırhlarının ağırlığı nedeniyle nehre düşerek hayatını kaybeder. Mezarının Diyarbakır Silvan İlçesinde bulunduğu tespit edilmiştir. 

Sonuç olarak zaman zaman savaşçıların yapılan savaşlarda saf değiştirdiklerine şahit olduğumuz bu Türk toplulukları 22 Oğuz kabilesinden biri olan ve Dîvânu Lügâti't-Türk adlı eserde 'becenek' olarak geçen Peçenekler/İskitler (Bizans’ın karşısında), Kumanlar, Oğuzlar, Selçuklular (Bizans’ın yanında) olarak damadı tarafından öldürülen ilk Türk denizcisi amirali olduğunu bildiğimiz Çaka Bey ise İzmir ve dolaylarını elinde tutan bir ‘Türk Beyi’ idi.

ARKEOTEKNO 

[1] Alexiad, Anna Komnena, The translation used is that of Elizabeth A. Dawes, published in London in 1928