İSKİTLERİN 2500 YILLIK BUZ PRENSESİ

 

Sibirya’da 17.yüzyılın sonlarına doğru kurganlarda gizli kazılar yapan definecilerin buldukları altın eserlerin dönemin Çarı I.Petro’ya getirilmesi ile İskitlerin bütün arkeolojik buluntuları Saint Petersburg kentine getirilir ve böylece İskit arkeolojisi adını verebileceğimiz çalışmalar başlamış olur. Yaklaşık 7.000 Km2 büyüklüğünde Çin Seddi’nden Sibirya’ya ve Avrupa’da Macaristan ve Anadolu’yu da içine alan arkeolojik çalışmalar başlar. (Tarhan 2002: 597-610)

İskitler ile birlikte Kimmerler hakkında en önemli arkeoloji veriler Kurgan adı verilen ve günümüz arkeolojisinde Tümülüs olarak adlandırılan dönemin seçkin kişilerinin gömüldüğü mezarlardır. Kelime anlamı olarak ‘korumak tan gelen kurganlar kültürel olarak mezarda bulunan kişinin ölüsünün korunma amaçlı olarak inşa edilmesidir. Bu kültürün daha sonra aynı coğrafyada bulunan topluluklar tarafından yapılan ‘kümbet’ ler ile aynı fonksiyonlara sahip olduğunu görmekteyiz.

İskitlere ait en önemli kurganlardan bir tanesi de arkeoloji veri sunan Güney Sibirya’da Altay Dağı’nda bulunan Pazırık Kurganıdır. Bir vadiden adını alan Pazırık’ta Ukok yaylasında bulunan bir kız cesedi ‘buz prensesi' olarak tanımlanmıştır. M.Ö. V –III yüzyıla tarihlendirilen buz prensesinin, 25 yaşında öldüğü ve mumyalanarak gömüldüğü arkeolog Natalia Polosmak tarafından ifade edilmişti. Kurganda, 1993 yılında çalışmalar yapılmıştır.      

  

 

Buz prensesi veya Ukok Prensesi olarak bilinen ceset yaklaşık 2500 yıldır gömülü idi. (m.ö.300-290) Prenses bir karaçam odunu içine yerleştirilmiş ve yağmur suyunun donması ile uzun süre bu buzun içinde korunmuştu. Prensesin omuzunda günümüzdeki dövmeler gibi tasvirlerin olduğu tespit edilmişti. Sol omuzunda akbaba gagası ve oğlak bonuzlu geyik tasvirleri bulunmaktaydı. Parmak ve kollarında hayvan motifleri olduğu tespit edildi. Prensesin ayaklarındaki çizmelerin alt kısımlarında kaymayı önleyici kemikli çıkıntılar yapılmıştı. Mezarda bunlara ilaveten 6 at cesedi ele geçmişti. 

Buz Prensesi, yerinden çıkarıldıktan sonra yerli halk bölgede birçok felaketin ortaya çıkmış olduğuna inanmaktadır. 

At İskitler için en önemli binek hayvanıdır. Öküz ve sığırlar tarafından çekilen çadırlı arabalar ise İskitlerin en önemli arkeolojik bulgular olarak yaşamlarını gözler önüne serer. (Tarhan 2002:597-610)

Mevsimsel göçlerde kadınlar bu arabalarda erkekler ise at üzerinde göç ederler ve avlanırlardı. Bu arabalar aynı zamanda ev olarak kullanılır ki bu gelenek hala Anadolu coğrafyasında bazı göçer topluluklar tarafından sürdürülmektedir. Bazı kurganlarda at ile insan gömüsüne rastlanmış olup aynı zamanda araba ile de ölüler gömülmüşlerdir. Bu arabalardan özel yapılı olanları cenaze defin işlemleri için kullanılmış olup Pazırık kurganında buna benzer buluntular ele geçmiştir. Bir İskitli öldüğünde bu arabalar ile cenazesi 40 gün topluluklar önünde dolaştırılırdı. 

ARKEOTEKNO