SÜMER VE ASSUR' DAN İKİ TABLET

 

Kendilerine Sümer Ülkesi ke-en-gir(-r) olarak adlandıran batılıların yaptıkları yanlış adlandırma olarak bilinen ve hala kullanılmakta olan bir isim olan 'Sümer' ler sistematik olarak günümüz okul sistemi gibi bir eğitim sistemine sahip olarak Mezopotamya coğrafyasında M.Ö. 4000 lere kadar uzanan bir tarihte başlayan bir süreç ile yaşam sürmüş Asyatik bir topluluktur. Arkeologlar toprak altından çıkardıkları okul/eğitim ile ilgili tabletlerden belki yüzbinlercesinin hala toprak altında bulunduğunu ve çıkarılması gerektiğini düşünüyorlar... Şuruppak şehrinde yapılan kazılarda m.ö.2500 yıllarına tarihlendirilen çok sayıda ders kitabı kazılar ile ortaya çıkarıldı.

Kazılar sonucunda çıkarılan tabletler eğitim sistemleri hakkında son derece kapsamlı bilgiler verir. Bunlardan bir tanesinde öğrenci tablet üzerindeki yazısı kötü olduğu için okulda öğretmeninden azar işitir ve dayak yer. Sümerce'de dayak kelimesi bir sopa (ges-gaz) ve bir et (sila, lub) ten oluşan ve Türkçe, Macarca ve Fince gibi eklemeli dil (agulative) özelliğinde olan bir kelimedir. Öğrenci (sümerce: ni(3)-zu) bu durumu akşam babasına anlatınca, babası öğretmeni evine davet eder ve baş köşeye oturtarak ona ikramlarda bulunur...Öğretmen kendisine yapılan ikramlar ve öğrencinin babasının yanında kendisine bundan böyle tabletleri nasıl daha iyi yazacağını anlatınca öğretmen (sümerce: emesal)

'delikanlı, sözlerimi tuttuğun, kulak ardı etmediğin için, yazmanlık zirvesine erişesin, hakkıyla bu sanatın üstesinden gelesin, kardeşlerinin önderi sen olasın, arkadaşlarını en başı sen olasın, öğrencilerin en yükseği sırasına yükselesin, okul etkinliklerini çok iyi yerine getirdin, bir bilgi adamı oldun' diyerek öğrencisine övgü dolu sözler söyler. Sümerce karda/kadra olarak bilinen bu rüşvet tableti yazının başlangıcı ile tarihi başlatan Sümerlerin İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulunur ve tarihin ilk yazılı rüşvet belgesi niteliğindedir.

Diğer bir tablet ise Asur İmparatorluğu'nun Orta Krallık döneminde günümüzden yaklaşık 3400 yıl önce m.ö. 1300 de bir Asur tabletinde imparatorluğun ikinci güçlü adamı olan Ashour Adein döneminden kalan 1997 yılında Hollandalı arkeologlar tarafından bulunmuştu. Daha sonra yapılan araştırmalarda bulunan 140 tabletin arasındaki bu tabletin de bir rüşvet belgesine ait olduğu anlaşılmıştı. Al- Sabbi al- Abiadh arkeolojik kazı alanında Şam'ın 340 Km doğusunda yer alan bugünkü Suriye sınırları içinde bulunan Rakka' da içinde prensesin ve kamu görevlilerin de bulunduğu rüşvet alanlar listesi Asur İmparatorluğu'nun ikinci en güçlü kralı olan Ashour Adein arşivine aitti. 

Ortaçağda ise rüşvetin İngilizcedeki karşılığı olan 'bribe' dilenciye verilen bir parça ekmek anlamında 'a piece of bread to beggars' dan üretilmiş bir kelime. Ancak dilencilerin sadaka üzerine yaşam sürmeleri ve bu sadakaları alamayınca sonuçta hırçınlaşmaları ve kendilerine sadaka verilmediği zaman olay çıkarmaları rahatsızlık vermeye başlamıştı. Dilencilere sadaka daha az verilmeye başlayınca bu kez dilenciler, insanlara saldırarak para istemeye başladılar. Dilenciler tarafından sadaka, zorla istenilen para haline gelirken işledikleri suçlar sonucunda kendilerini yakalayan kamu ve yargı mensuplarına paralar vererek bu suçlarından kurtulmak istediler. Böylece ilk önce sadaka olarak başlayan bu uygulama sonucunda dilencilere verilen para tersine dönerek dilenciler tarafından suçlarını ört bas etmek üzere görevlilere yasal olmayan yoldan verilen para anlamında 'bribe' halini almış ve 16. yüzyıldan itibaren giderek kamu içinde değişik bir şekilde işini yaptırmak isteyenlerin genel bir davranış modeli olarak günümüze kadar ulaşmıştır.

Türkçedeki rüşvet kelimesi ise Arapça 'rşw' kökünden gelen 'rişwa' dan üretilmiş bir kelime.  ( رشوة)

ARKEOTEKNO

Kaynaklar:

1. Tarih Sümer' de Başlar, Samuel Noah Kramer, Kabalcı

2. Resim , Ur Standardı, UR şehrinde (Irak) Kral Mezarlarında bulunmuş eser, Bir yüzü savaşı diğer yüzü barışı tasvir eder, kakma yöntemiyle yapılmış , lapis lazuli (mavi) ve tahta üzerine oyma tekniği uygulanmuş eser.