BEYİN MESELELERİ VE KEÇİ BEYNİ

Düşüncenin oluşmasını sağlayan beyindeki nöronların birbirleri ile daha iyi iletişim yapmasını sağlayacak sinaptik yolların kurulmasını sağlamak üzere beyinsel melekelerin etkinleşmesine yönelik bir düşünsellik içinde, günümüzde Göktürk diye bir devletin hiç olmadığına dair bilim dışı yazılara dayalı 'Türk Tarihi' nin sanki kaybolmuş bir tarihi varmış gibi yazılı tarihin Sümerlerden başlayarak İskitlere ve Latinlerin Etrüskleri ortadan kaldırmaya yönelik tarihin ilk toplu katliamına kadar bir dizi bilinmezliğin hâlâ resmi bilgi olarak kabul edilmemesi beyhude beyinlerde hâlâ sinaptik yollar kurulmasına gereksinim duyulduğuna delâlet eder.        

Grameri ile fonetiğinin ne kadar da farklı olduğuna dair en iyi örneğin verildiği Paris’in ünlü caddesinin Şanzelize olarak bilinen Elise Hanım'a ait olan ve adı Elise’nin Tarlası anlamına gelen ‘Champ Elysse’ yi yazarken bile herkesin yazmakta zorlanabileceği Shakespeare adı gibi aslında Homeros’un da yaşamadığı ve böyle bir kişi olmadığı iddia edilen Şekspir’in de aslında ‘Şeyh Pir’ olduğuna dair adlandırılmasındaki bilinmezliğin bizi nereye taşıyacağını düşünmeksizin Şekspir’in ‘bu dünya bir sahnedir. (all the world's a stage) Herkes çıkar rolünü oynar, sonra da kaybolur gider’ şeklindeki  ‘as you like it’ ‘nasıl istersen’ ‘size nasıl geliyorsa’ ‘beğendiğiniz gibi’ birçok çevirisi yapılabilecek tiratlar, sosyal hayata uygulanabilir. 

Gerçekten de 'size nasıl geliyorsa' ya da 'beğendiğiniz gibi' birbirlerinin kuyruğuna değmeyen tilkilerin dolaştığı beyinlerin içindeki dolaşım ile eğer içinde varsa düşünce dolu nöronların birbirleri ile haberleşmesini sağlayan sinapsların zayıf, orta, güçlü olmalarına aldırmaksızın ‘yahu sinapsın da kalitesi mi olur?’ diye düşünürken nedense insanın yediği besinlerin karakterini oluşturduğuna dair ünlü bir söz olan ‘ne yiyorsanız O’sunuz’ sözünü hatırlayarak keçi eti ile beslenenlerin keçi gibi inatçı ve kararlı ama sütündeki yağ moleküllerinin küçük olmasından dolayı sütünün daha sağlıklı, koyun etinin ise keçi etine nazaran yağ oranının yüksek olduğu bilinir.  

Beyindeki nöronlar arası bağlantının kesik olduğuna dair sinapsların iletişimsizlik olarak algılanmasının tipik örneği olan koyunların tam tersi bir karaktere sahip olan keçiyi nereye bırakırsanız bırakın keçiler, akşama doğru evin yanındaki ahırına gelir ama koyunu meradan değnekle dürtmeden hiçbir çobanın ahıra girmeyeceğinin bilinmesi Anadolu’da çoğu köylünün ev ailesini sayarken keçileri de ev ahalisi içine katarak sayıma dâhil etmesi ve ev ahalisinin toplam sayısını söylemiş olması keçiye bahşedilmiş koyunun olmadığı yerde keçinin revaçta olduğuna dair Abdurrahman Çelebi denilmesine konu olmuştur.

Bütün bunlarla birlikte sürüden ayrılan koyunu kurt kapmadığı durumlarda eğer ağılına döndüğünde başına buyruk Türk dillerinde yavrusuna ‘çepiş’ denilen Latince adının ‘capra’ olmasından dolayı kaprisli olduğu bilinen keçilerin aksine koyun, sürüdeki diğer koyunları tanıyan, hatırlayan ulvi bir özelliğe sahipken sürülerinin önlerine bazen sürüyü yönetsin diye keçilerin de konulması Anadolu’da bilinen eski bir adet haline gelmiştir. Eski Türk dillerinde adı ‘eçkü’ olan keçilerin koyunlara nazaran daha organize bir hayvan olmasına karşın fazla tüketilmeyen eti ile ilgili olarak sadece sütünün dondurmacılar tarafından hatırlanması bu vurdumduymaz ve sevimli hayvanı, arkeolojinin önemli tasvirli eserlerinin konusu haline getirmiştir. 

                                    

Beyin sinapslarının yollarının nöronlar arasında kurulması kadar kalitesini de belirleyen asetilkolinin niteliği, alınan besinin ne olduğu ile ilgili olarak gelişme gösterdiği ve beyindeki bu biyolojik yapıya göre insan karakterine dayalı davranışsal hareketler insan beyninin doğadaki olumsuzluğa doğru gitmesi anlamında bir entropik durumu ortaya çıkararak insan davranışı olarak kişinin negatif düşünceye doğru yönelmesini sağlar.

Düşüncenin maksimum oluşması için beyindeki nöronlar arasındaki yolun kısalması yani sinaps yollarının kısalması, sinaps kalitesi ile nöronlar arasında var olan sinaps yollarının çokluğu ile ortaya çıkar.

Sinaps yollarının kurulması ile birlikte beyinde her şeyin 30 saniye içinde kalıcı belleğe aktarılırsa her zaman hatırlanacak atılmazsa hemen silinecek ‘ön bellek’ ‘cash bellek’ ‘kısa süreli bellek’ kazanımı kafatası üzerinde fikirlerini beyan ederken insan ağzının fiziki durumu, beynin biyolojik yapısı ile izah edilebilir.

Beyin loblarının simetrisinden dolayı sol lob dudağın sağ tarafını, sağ lob ise dudağın sol tarafını kontrol etmesi kafatasının biyolojik bağlantıların bir sonucu olarak fizyolojik yönden insanın doğru ve yanlış söylemlerine dair fikir edinebilmemizi sağlar.‘Kafa’ kelimesi aslında bir balık adı olan ‘kefal’ balığının da kafasını denizde yüzerken suyun üzerine çıkararak dik bir şekilde yüzmesinden dolayı Grekçe kafa anlamına gelen ‘kefalos’ dan geldiğini hatta canlıların beyindeki aklın beyin ağırlığının vücudun ağırlığına bölünmesi ile elde edilen ‘cephalic index’ (CI) ile ölçülmekte olduğunun bir ifadesi olması gerektiği ‘balık hafızalı’ dediğimiz bir ölçüde haksızlık ettiğimiz balıkların hafızalarının olmadığına dair düşüncenin aksine insan beynindeki unutulma olacaksa bunun biyolojik yerinin ‘hipokampüs kayıtları’ olması gerektiği ancak bununla birlikte ön bellek olarak da bilinen ‘uçucu belleğin’ tanımlanmasında aklın derecesinin kefal balığına da adını vererek belirlenen kafatası endeksi sayısı olan cephalic index sayısı ile yapılmakta olduğunu bilmemiz gerekir.

Kafasını denizde dışarı çıkararak yüzdüğü için tüfek ile de vurularak avlanılabilen olta ile açıkta tutulmayanları hariç çoğu kez kıyıların balığı olarak da bilinen kıyı balığı kefal balığına bile adını veren insan beyninin cephalic endeksi en yüksek olan canlı olarak ağzın sağ tarafına dayalı sosyal kişiliğin dudaktaki emaresi dudağın sol tarafını çekerek konuşma, beyin lobunun sol tarafının daha çok analitik ya da matematiksel düşünceye meyilli olması ise konuşma esnasında dudağın sağ tarafını çekerek konuşma olarak zuhur eder. Matematiksel düşündüğüne dair anlayacağımız usulle sol dudağı çekenlerin beynin sağ lobunun daha çok sosyal işler ile meşgul olmasından dolayı yüksek ruhsallığa sahip (yani SQ), dudağın sağ tarafını çekenlerin ise yüksek IQ ye yani akılcılığa sahip olduğuna dair kanıtlar sunarken dudağın orta kısımlarının çekenlerin hangi sınıfa dahil olması gerektiğine dair kanaat daha çok hazır belleğin daha ilmi tanımı olan 30 saniyelik süre ile anıların biriktiği daha sonrasında ise 30 saniye içinde silindiği ‘cash bellek’ yani ‘uçucu bellek’ 'ön bellek' olması gerektiğini anlıyoruz.  

Dolayısıyla prefrontal bellek henüz gelişmediği için hazır belleğin olmadığı çocukların saflığındaki gibi bir sadelik içinde olmayan karakterlerin preforontal bellek üzerinde yer alan bizim sosyal alanda düşünme melekesi olmaksızın ‘hazır cevap’ dediğimiz kişiliklerin daha çok ‘cash belleğin’ yani ‘uçucu bellekli’ düşüncesiz insan modelini ortaya çıkarmış olabileceği ‘balık hafızalı’ tabiri ile açıklanabilir.

Prefrontal korteksin olmadığı ya da tam olarak gelişmediği çocuk masumiyetine dayalı pozitif düşünsellik daha sonraki dönemlerde oluşmaya başlayan ‘cash belleğin’ aktive olması ile ergenlerde saldırganlığa dayalı ortaya çıkan negatif düşünsellik modeli, çocukluktan ergenliğe kadar uzanan yaşam döngüsü içinde kişinin pozitif karakterinin oluşması, beyinde ‘prefrontal korteksin' tekamül etmesi ile sağlanır.

İNSAN BEYNİNDE MERKEZİ SULCUS VE SULCUS KIVRIMLARI 

Prefrontal korteks üzerinde biyolojik olarak adına ‘sulcus’ denilen oyukların daha derin olan kişilerin zeki ve akıllı oldukları ve cephalization index sayısının daha yüksek olduğu bilinirken beyindeki bu sulcus oyuklarının keçilerde koyunlara nazaran daha derin ve uzun olduğu keçi beyninde ise insan beyni araştırmalarında görülen paraflocculus (PFL) denilen kısmın kulak çınlamasına neden olduğu keçi beyinlerinde ise bu kısmın parmakla basılmış gibi baskılı olduğu bu durumun koyun beyninde olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

İnsan beyninde de bulunan paraflocculus (PFL) bölümünün keçilerde baskılı olması nedeniyle keçilerin kulak çınlamasına maruz hayvanlar olabilmesi ve sürekli dağdan, taştan, yardan, oradan buradan zıplayıp durmasına neden olan davranışlarının neden olabileceği bilimsel araştırmaya muhtaç davranışlarına karşın insanoğlunun son yıllarda yaşanan felaketler nedeniyle farkında olmadan 'keçileri kaçırmak üzere' olduğuna dair düşünce ve duyularının ağır oranda bozulduğu, zihinsel melekelerinin tanımlanamadığı bir psikoza doğru umarız gidilmez ve acil önlemler alınır.

 

ARKEOTEKNO  

[1] https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fnins.2022.862873/full