BEYİNDE GİZLİ HAFIZA NEDEN ÖNEMLİ

Beyin nöronlarının birbirlerine bağlantısını sağlayan örüntüler yani sinapsların bozulması kişilerin unutma olayını ortaya çıkarır. Demek ki nöron bağlantılarının sürekli aktif halde tutulması kişinin hatırlaması ile ilgili bir olay iken bunun sağlanması için aynı konuda kişinin sürekli bir eğitim altında tutuluyor olması ya da okuması bunu sağlayabilir.

Öyleyse yaş ile ilgili oluşan unutma ile birlikte unutmanın geriye doğru, ileriye doğru hafızaya yeni olayları depolayamaması, geçici olarak unutma, mevcut bir olayı hatırlayamama, birkaç dakikadan bir saate kadar süren bir spontan unutma, alkolizme dayalı unutma ya da psikolojik bir olaydan sonra unutma gibi olayların hepsi unutmanın temeli olarak nöron örüntülerinin yukarıda bahsettiğimiz şekilde bozulması olarak ortaya çıkar.

Kısa süreli, uzun süreli hafıza derken ihmal edilen gizli hafızanın kişinin becerileri ile ilgili bir hafıza türü olduğunu bilmemiz gerekir.

Gizli hafıza bir beceri sonucunda örneğin bir dili öğrenmedeki becerinizi kanıtladığınız ve bu yeteneği elde ettiğiniz anda artık sizin bu yeteneğinizi bilinçli olarak hatırlamanızı gerektirmeyen bir hafıza türüdür.

Gizli hafıza her millete özgü olarak kişilerin beyinlerinde depolanan bilgilerden oluşur.

Örneğin sürücülerin trafikte ne yapacaklarını telepati ile değerlendirerek araç sürme özelliğinin tipik olarak millete özgü olarak oluşması gibi ‘tecrübi’ bilgiler kısa ya da uzun süreli bellekte yer almayan ancak beynin ‘gizli hafıza’ dediğimiz alanlarındaki nöronların birbirlerine bağlantı şeklinde zuhur eder.

Geriye (retrograde amnesia) ileriye (anterograde amnesia) doğru amneziye dayalı hafıza kayıplarının etken olabileceği alkol, inmeler veya hipokampüsün bir nedenle alınması kısa süreli hafıza kaybı olarak bilinen amnezi rahatsızlığı olarak ortaya çıkar.

Öyleyse gizli hafızayı oluşturan becerilerin yanında hazırlama, koşullama ve bunlara ilaveten belirli bir uyarana karşı alışmak gibi özellikler kişinin hayatının belirlenmesinde ana etken olarak toplumsal bir davranış modeli olarak ortaya çıkabilir.  

Demek ki insanlar her toplumsal olayda belirli bir uyaran var ise bu olaydaki uyaranı gizli hafızasına atarak buna alışma psikozu göstererek buna göre karar verebilir. Buna muhatap olan toplumlar her olayın sonucuna alıştığının ve bağımlılığının göstergesi olarak tekrar eden sonuçlar olumlu da olsa olumsuz da olsa onları ‘yadırgayamaz’ bir duruma gelir.

Bundan dolayı kişinin bir kötü alışkanlığın kötü olduğunu bile bile bu huyundan vazgeçmemesinin nedeni olan ona alışması olarak bilinen ‘his’ duygusunun ortadan kaybolduğu davranışı için ‘alışmak sevmekten daha zor’ adlı şarkılar yazılmıştır.

Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek anlamında alışmak kelimesinin karşılığı olarak müptela olmak, tiryaki olmak, huy edinmek ya da ısınmak gibi kelimeler kullanılıyor olsa da en doğrusu bağlanmak olarak ifade edilebilir.

Bugünkü toplumsal olarak yaşanan her şeyde bir uyaranın olduğu ve bu uyaranın bireylerin beyinlerindeki gizli hafızayı aktive ederek kişilerin bu olayların sonuçlarına alışıp buna göre bir karar vermeleri psikolojik bir vaka olarak görülebilir.

ARKEOTEKNO