KANADA’NIN BAŞKENTİ OTTAWA’NIN TÜRKÇE KÖKENLERİ

Kelimelerin fonetik ya da transkripsiyonu ile oynayarak bir yere varma gafletine düşmeden dil oyunları ile bir yere varma düşüncesinden sıyrılarak Kanada’nın başkenti Ottawa kelimesinin anlamını ve etimolojisini irdelerken bu kelimenin bölgede ticaret yapan Algonkin adlı Kızılderili yerlilerin ticaret yapmalarına izafeten Adawe olarak adlandırılmasından gelmiş olduğunu resmi sözlükler ortaya koyuyor olsa da Ottawa adının etimolojisinde Orta Asya’nın iç kesimlerinden günümüzdeki Kanada ve ABD’ye göç etmiş olan Algonkinlerin dillerinin rol oynamış olduğunu kesin olarak bilmemiz gerekir.

Algonkinler, 1492 yılında Amerika’nın keşfinden önce Mississippi’nin doğu kıyılarını mesken tutmuş bir çoğu Kanada içlerinde yaşayan bir topluluktu. Mississippi, adının anlamı Ojibwe yani ‘büyük nehir’ anlamına gelir.

ALGONKİN HALKININ YAŞADIĞI BÖLGELER

Algonkin halkı reislerine verilen ‘sak-ima’ adının Sümercede de aynı anlamda olan ‘baş’ anlamına gelen ‘sag’ kelimesi ile aynı kelime olduğunu öncelikle belirtmek gerektiği Algonkin halkının da Sümerler gibi Orta Asya’dan göç eden bir topluluk olduğuna delalet eder. Kelimenin İngilizce yazımındaki ‘sachem, sagamore’ ifadelerindeki anlam hep bir topluluğun başı olan Sümercede ‘kafa, baş’ anlamına da gelen ‘sak’ kelimesine dayanır. 

Algonkin halkının kuzeyinde Aleut ailesi olarak da bilinen etimolojik yönden kar ayakkabısını bağlayan kişi anlamına gelen Eskimolar, güneyinde Siyular ve İrokualar, batısında ise Na Dene Kızılderilileri olarak bilinen ve yabancı literatüre göre aðapaskāw olarak bilinen ve İngilizce ‘grass here and there’ ‘çimen burada ve orada’ kelimesinden üretilen Atabask adlı kabile bulunmaktaydı.

Atabask kelimesi İngilizcede dört biçimde (Athabaskan, Athabascan, Athapaskan, Athapascan) olarak yazılır. Na-Dene dilleri üzerine uzmanlaşan dilci Michael E. Krauss 1987 yılında kelimenin Athabaskan olarak yazılmasını bütün tarih ve edebiyat bilim dünyasına kabul ettirmişti. Atabaskanların ataları muhtemelen yaklaşık 12.000 yıl önce son buzul çağının sonunda Bering kara köprüsünü kullanarak Sibirya'dan göç etmişlerdi.

Athabaskan dilinin Türk dili ailesinin de dâhil olduğu Yenisey Dil ailesi grubu içine girdiği  2008 yılında Amerikalı dil bilim uzmanı Edward Vajda tarafından ispatlanmıştı. Polonyalı doğa bilimcisi Daniel Kotlib Messershmitt ise Uybat III olarak bilinen ilk Yenisey yazıtını bulmuştu.

YENİSEY YAZITLARI

Talas-Yenisey Yazıtları ile 158 adet olduğu bilinen Yenisey Yazıtlarının çok kısa mezar taşlarına yazılan kişilere ait kısa metinlerin Orhun Anıtlarındaki yazı karakterleri ve Türkçe tamgalar ile yazılmış olması Türk tarihinin oluşmaya başladığı Andronovo kültürünün günümüzde Hakasya olarak bilinen ve Angora ile Selenge ırmaklarının beslediği ve Tuva Türklerini ve Altay bölgesini de içine alan Yenisey Irmağı etrafındaki kültürlerine dayanır.

Göktürk yazıtlarından çok önceleri yazıldığı hâlâ tartışma konusu olan Yenisey Yazıtları günümüz Rusya sınırları içinde Hakasya, Tuva ve Altay özerk bölgeleri içinde olup Türkçe damgalar halinde yazılmıştı.  

 

Uluslararası bir dil kongresinde Kazak Türklerinden Olcas Süleymanov, Hint-Avrupa dil uzmanlarının herhangi bir dili araştırıken hep dil ailesi içinde dolaşıldığını komşu dillere nedense bakılmadığından yakınarak Oğuz Karluklular ile komşu olan Baltık kavimlerinin dilinde de olduğu gibi Ottaw kelimesinin ‘ot biçmek’ ‘biçme’ ‘otlatmak’ kelimesine dayandığını aktarır.

Demek ki Algonkin yerlilerinin ‘Ojibwe’ olarak adlandırdığı ‘odawa’ veya ‘odaawaa’ olarak okuduğu  ve resmi literatürde bilinen ve sözlüklerde yazılan Ottawa kelimesinin ticari bir yer’ olmasından dolayı adlandırılmasına dayalı bir yerleşim değil ‘otlatılan yer’ anlamına gelen ‘ottaw’ olarak Türkçe’nin de dahil olduğu Yenisey Dil ailesi grubuna dahil olan ‘ata başkan’ kelimesini çağrıştıran Orta Asya’dan ABD ve Kanada’ya Bering Boğazı üzerinden göç eden ‘Athabaşkan’ kabilesinin dilinden geçen bir kelime olarak anlamamız gerekiyor.

ARKEOTEKNO