ANTİK ÇAĞDA SU SAATİ

Antik dünyada iki tür su saati vardı, su girişli ve su çıkışlı... Su çıkışlı saatlerde içine su dolan bir kabın iç kısmı ölçüm hatlarıyla işaretlenirdi... Kap, sabit bir tempoda sızıntı yapmasına izin verilen suyla dolduruldu.

Gözlemciler su seviyesindeki değişimi ölçerek zaman söylerlerdi... Burada esas suyun dışarıya düzenli bir şekilde damlamasını gerektirecek delikler açılmasıydı... Su girişili saatlerde ise iki kap kullanılırdı... İlk kaptan diğer kaba ne kadar su geçtiği ve bu suyun miktarına göre zaman belirlenirdi...

Bilinen en eski su saati Mısır Firavunu III. Amenhotep' un mezarından çıkan saatidir... (yukarıdaki resim)(m.ö.1500) Bu su saati fiziksel olarak bulunan en eski ve m.ö. 1417-1378 tarihlidir ve Karnak'taki Amen-Re Tapınağında bulunmuştur. Saatler tapınaklarda dini ritüellerin başlama ve bitiş saatlerini gösterirlerdi. 

Babil su saatlerinin bilgilerinin yazıldığı tabletler, m.ö.1600-1200 tarihlerinde kullanılmış olup Enuma-Anu-Enlil ve MUL-APİN adlı tabletlerde bulunmuştur. Tabletlerde yazılan bilgilere göre zaman suyun ağırlığı ile ölçülür ve suyun  'mana' veya 'mina' adı verilen ağırlık birimi ile ölçülürdü. Bu saatler, nöbet tutan koruyucuların ücretlerinin ödenmesi için zamanı ölçmek için kullanılmalarının yanında astronomik hesaplamalar için de kullanılmaktaydı. Bu saatler Greklere Klepsydra adı ile geçmişti. Günümüz Atina Akropolü ve Agora'da bulunan su kaynakları bu saatlerin beslendiği su kaynakları olarak kullanılırdı.    

KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK ABİDESİ

Su saatleri aynı zamanda bir kepçeye kontrollü şekilde akan suyun bir flütü çalması ile bütün bir kente saati bildiren El-Cezeri'nin saatleri gibi ün kazanacak modeller ile üretilmeye başlanmıştı. El Cezeri bunu:

'Bir saat geçtiğinde müzisyenlerin 'nübah' adı verilen bir Kuzey Afrika müzik türü ile uzaktan duyulan gür bir ses'

olarak tanımlamıştı. Nübah müziği Endülüs-Arap müziği olarak bilinirdi. Cezeri'nin Filli Su saati olarak yaptığı bu eserin bir kopyası Dubai'deki İbn-i Batuta alış veriş merkezinde segilenmektedir. Aynı modelin küçük bir modeli Gülhane Parkı içinde bulunan müzede de sergilenmektedir.  

SU SAATİ TEPSİLERİ (PERS DÖNEMİ) 

İlk ve en basit su saatleri küçük kaseler halinde yapılırdı. Saatlere bakan yönetici müdürler, sulama kanallarındaki suyun adil bir şekilde paylaşımı için bu saatlere bakarak suyu sırası gelene yönlendirirdi.

Çanağın ortasında, suyun içinden akabileceği küçük bir açıklık vardı. Boş kase bir su havzasına yerleştirildi ve açıklıktan kabın içine sızan suyun batmasına izin verildi. Saat görevlisi zaman aralığının geçtiğini ve çanağı tekrar batırmak için sıfırladığını duyururdu.

Bu tür bir saatler başlangıçta Atina Mahkemelerinde kullanılmaya başlanmıştı. Bazı Atina kaynakları, bu tür adli su saatleri aynı zamanlarda karşılıklı konuşmalarda da Aristoteles ve diğer bilginler tarafından m.ö. 430 yılında kullanılmış oldukları biliniyor.

Kaplardan birbirlerine akacak suların çıktığı deliklerde aşınma olmasın diye deliklerin ağızları altın ya da taştan yapılırdı.

Yarı otomatik çalışan su saatlerinde açıklıktan eşit şekilde akan su, saatçiler tarafından phellos veya timpan (davul ) adı verilen ters bir kabı yükseltir. Bu şamandıraya bir çubuk takılmıştır, diğer ucunda dişler döner tamburda benzer dişlerle birbirine geçmiştir. Biri diğerini iten bu küçük dişler küçük dönmeler ve hareketler yaratır. Aynı zamanda, bir hareketle zorlanan, aynı şekilde dişli olan diğer çubuklar ve diğer davullar, dönüşleriyle çeşitli etkiler yaratır: heykeller hareket eder. 

                                              SU İLE SÜRENİN AYARLANMASI (CEZERİ) 

Hülasa 'saat yapabilen bir ülkenin yapamayacağı hiçbir şey olmazmış' 

Ahmet Hamdi Tanpınar, 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' adlı romanında saat tamircisi Nuri Efendi'nin 'beni adam eden saatlerdir' dediğini ve tamir ettiği saatlere 'muaddel' (tadil edilmiş,değiştirilmiş.) diyerek saat ayarını 'saniyenin peşinden koşmak' olarak tanımlar.

Herkes saat başına 1 saniye kaybetse toplam 80 milyon saniye, gün içinde 10 saat faydalı saat üzerinden bu 800 milyon saniye, yani 13 milyon dakika veya 222.200 saat eder. Bu da 9259 gün veya 25 yıla tekabül eder.

İşte ayarsız bir saatin 1 saniye geri kalmasının günlük (10 saat için) Türkiye nüfusu içindeki toplam maliyeti 25 yıl...

En iyimser tahminle saati olmayan ve ayarlı saatleri çıkarın yarısını kabul edelim... Günde 12, 5 yıl... Onun da yarısı günde yaklaşık 6 yıl...

Tanpınar, ' saat sahibine temessül eder, onun gibi yaşamaya ve düşünmeye alışır' der..

ARKEOTEKNO