İSTANKÖY ADASININ ÇINARI

Halikarnas Körfezi'nin hemen batısında yer alan İstanköy (Kos), çevresi hemen hemen 80 mile varan çok büyük bir ada...

Anadolu'dan 8 mil uzaklıkta... Anadolu'dan yaklaşık 17 Km uzaklıkta bir ada.. Bodrum'dan adaya feribotlarla yarım saatte gidilebiliyor.

Rodos'tan daha ufak ama güzellikte ondan aşağı kalmaz... Çoğu yeri ovalıktır...

Uzun yıllardır güzelliğini koruyan bu ormanlardan Türkler o kadar hoşlanmıştır ki ,ağaçların kesilmesine asla izin vermezler...

İstanköy'de Türkler, Rumlar ve bazı Museviler yaşar...

Rumların oturduğu birkaç köyle, sağlam bir kaleye sahip bir de şehir vardır... Kalenin biraz yukarısında valinin muhteşem bir sarayı yer alır...

Sarayın hemen yakınından bir ırmak geçer ancak derin değildir....

Bir de Türklerin 'kavak' diye adlandırdığı 30 kademi aşan büyük bir ağaç göze çarpar... Gövde çapı 14 metredir...

Bu ağaç Hipokrat çınar ağacı olarak bilinir, tıbbın babası Hipokrat (m.ö.460-377) ’ın öğrencilerine gölgesinde eğitim verdiği rivayet edilen efsanevi çınar ağacı olduğu düşünülür ve reklamı yapılır... Veya onun soyundan gelen ağaçtır. Ağacın 500 yaşında olduğu tahmin edilmekte ve dalları reklam amaçlı olarak ülkelerin Tıp Fakültelerine gönderilir...

İstanköy çınarının hemen yanına adanın Lonca bölgesi olarak bilinen yere Osmanlı döneminde kendi adına 1786 yılında bir de Camii yaptıran Kos valisi Gazi Hasan Paşa bir de çeşme yaptırmıştır. Palabıyık lakabı ile tanınan Kafkas kökenli Cezayirli Gazi Hasan Paşa, Cezayir valiliği zamanında denizde gemilerin güvenlikli olarak seyretmesi ve korunması amacıyla Amerikan Devleti ile anlaşma ile vergi alan Kaptan-ı Derya unvanlı Osmanlı devlet adamıdır. İstanbul Kasımpaşa semtinde halen kullanılmakta olan Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Gazi Hasan Paşa'nın kendi imkânları ile 1773 yılında Kalyoncu Kışlası olarak inşa ettirmiştir. Bu Osmanlı Paşasının, küçükken kendisine alıştırdığı bir aslan yavrusu ile gezdiği ve ressamlara da konu olarak birçok resisminin yapılmış olduğu bilinir.

Kos

ASKLEPİON TAPINAĞI -KOS

Hipokrat İstanköy'de doğmuştur ama ağacın DNA çalışması ile bunun ispatlanabilmesi çalışması olumsuzlukla sonuçlanmış....Hipokrat'ın İstanköy'li olmasından dolayı adanın en yüksek tepesinde Asklepion Tapınağı'nın (m.ö.357) (sağlık mabedi) burada olması son derece doğal... Tam karşısına aldığı Bodrum Kalesi ile aynı fonksiyonu gören bir Şövalyeler Kalesi vardır...

Türkler sıcak havada bu güzel yerde serinler, dinlenirler...Hemen yanında Cezayirli Hasan Paşa Camii (1776)...Birkaç berber dükkanının da bulunduğu bu gölgelikte kahve, şerbet satılır.... Burada portakal ve limon bahçeleri yer alır....Burada yarım dolara 1000 tane limon satılırdı.

Kadı' nın ikematgahına kimse izinsiz giremez... Kadırgalar ve Berberiler limana sık sık uğradıkları için limana hiçbir korsan sokulmaya cesaret edemez...

İstanköy'deki diğer camiler Defterdar Hacı İbrahim Efendi Cami (1724, 20 Temmuz 2017 tarihindeki depremde depremde minaresi yıkılan), Atik Cami (1892 tamir), Moruk Camii, Rıza Efendi Camii, 1892), Tabakhane Camii (1892), İstanköy Kalesi Sultan Süleyman Han Camii, Yeni Kapı Camii (1776) , Kurşunlu Camii, Germe Köyü Gazi Hasan Paşa Camii,

Bazı haritalarda İstanköy adasının adı Lango olarak geçer...

Türklerin İstanköy olarak adlandırdıkları adayı Rumlar, Stincos olarak adlandırır...

Depremde adanın namaz kılınabilen iki açık camisinden bir tanesinin minaresi yıkılmıştı.

ARKEOTEKNO

(Kaynak: Arşipelago, Bernard Randolph, 17 yüzyıl)