ÜNLÜ MATEMATİKÇİ BABA BERNOULLI'NİN OĞLU İLE MATEMATİK ÜZERİNE KAVGASI

Bütün bilimlerin temeli olan matematikte insanın sezgili olması önemli bir koşuldur.

Ötekinin anlaşılması olarak bilinen ‘sezgi’ anlamın bu kadar önemsizleştiği ve karşımızdakinin fikirlerine hürmetsizliğin dorukta olduğu ya da anlamın anlamsızlaştırıldığı ve yok olmasının yoğun yaşandığı bugünlerde bu konu daha da büyük bir ehemmiyet taşıyor.

İnsan beyninde 16 yaşından sonra hipokampüs bölgesinde birikmiş tarihsel geçmişin davranışsal olarak dışavurumu ve bilinçaltında yer alan verilere dayalı olarak ortaya çıkan sezginin giderek yok olmaya yüz tutması matematikçi olmayı engelleyen bir husus olduğu anlaşılıyorsa da esas mesele, kadınların erkeklerden daha sezgili olmasına yol açan sağ ve sol beyin lobları arasındaki yolun (corpus callosum) daha kalın olmasına dayalı kadınların daha sezgili olmaları, erkek beynine olan üstünlüğünün nedeni olduğu bilinmelidir.

Kadınların daha sezgisel olmalarını sağlayan sağ ve sol lobların dengeli olmasına yol açan iki lob arasındaki bu yolun kadınlarda daha kalın olmasına rağmen kadınlardan çok fazla matematikçi çıkmaması ile bir tezat oluşturur. Bu tezatlık tarihte ilk kadın matematikçi olarak bilinen ve babası tarafından yetiştirilen İskenderiyeli Hypatia’nın (370-415) sonunda bu alandaki fikirlerinin çevresindekilerini rahatsız etmiş olması sonucunda mı işkence ile öldürülmesine neden olduğu? bilinmez ama Kovalevskaya, Noether, Germain, Agnesi, Herschel, Lovelace, Clarke, Nightingale gibi kadın matematikçiler tarihteki yerlerini çoktan almışlardı bile.

                                    Hypatia Görsel, Stok Fotoğraf ve Vektörleri | Shutterstock

Bu değerlendirmeler bizi matematik ilmine sahip olmayı gerektiren sezgili olma koşulunun sadece bir corpus callosum meselesi olmaktan ve 16 yaşından sonra matematikçi olunamaz şeklindeki teoriye aykırı olacak şekilde bu meselenin aynı zamanda genetik olarak bir soya çekim meselesi olduğuna yönelik olarak soyağacı 15. yüzyıla kadar uzanan ve bütün ailenin matematik ilmini geleneksel olarak bir meslek gibi kabul eden ‘Bernoulli’ ailesinin ‘matematikçi’ erkek bireylerini inceleme ve irdelemeye kadar götürür.    

Tarihi bir geçmişe dayalı değerlendirme olarak kadim çağlardan bu yana bilinen kap-kacak kalaycılığı, nalbantlık, diş çekmeyi, şemsiye tamir etmeyi, pansuman etmeyi dahi bilen ve 1745 yılında Londra Cerrahlar Birliği’nin kurulmasıyla ayrılan iki meslek grubu olan cerrahlık ve berberlik, terzilik, sırıkçılık (eskiden kol ve ayak kırıklarını tedavi edenler) gibi meslek gruplarının yanısıra bilimsel olarak icra edilen doktorluk, avukatlık, mimarlık gibi meslekler bir aile geleneğine sahip meslekler olarak biliniyorsa da matematik ilmini bir aile içi meslek haline getiren aslen kökenleri Belçika’nın Antwerp kentine dayanan matematikçi Bernoullli ailesinden Johann Bernoulli oğlu Daniels ile bir yarışmada birinciliği kendi aralarında paylaşınca baba oğlunun bu başarısından dolayı utandığı için bu utancın sonunda babası oğlunu evden kovması matematik ilminin de diğer diğer meslekler gibi genetik bir gelişme olarak soyağacına da bağlı olduğunu ortaya koyar. 

Platon’un Akademia’sının kapısına yazılan ‘matematik bilmeyen buraya giremez’ cümlesine dayalı batı matematiğinin kadim tarihinden gelen ve matematiğin aile ile bu kadar özdeştiği ailenin soyağacında en büyük baba Niklaus Bernoulli (1623-1708) in dört oğlu Jakob I (1655–1705), Nikolaus (1662–1716), Johann I (1667–1748), Hieronymus (1669–1760) soyundan gelen ailenin birçok matematikçinin öne sürdükleri teorilere dayalı olarak günümüzde kullanılan matematik formülleri ortaya çıkmıştı.