SÜREKLİ GÜLEN ADAM ABDERALI ATOMİST DEMOKRİTOS NASIL TEDAVİ OLDU?

 

S. Vedat KARAARSLAN Arkeolog- Y.Mühendis 

Anadolu'da İyonya Persler tarafından alınınca Anadolulu 'Teos' lular m.ö. 6. yüzyılda Abdera kentini kurmuştu. Antik çağların en önemli kentleri Maronia ile birlikte diğer önemli kent olan Abdera, günümüzde Gümülcine yakınlarında bulunan günümüz kıta Yunanistan'daki  Avdhira olarak bilinir.

Atomun ilk kez bölünmezliği fikrini ortaya atan Demokritos ve Spartacus'un doğum yeri olan Abderalılar aralarında tartıştıkları bir konu hakkında en kötü kararları vermeleri ile meşhur bir halka sahipti.

Abderalılar oyunbaz kişilerin okulu olarak bilinen Elea Okulu'na karşı ancak mitolojik düşünceden kopuşu ifade eden görüşlere sahip İyonya Okulu taraftarı olmuşlardı. Thales, Anaksimandros ve Anaksimenst 'in ekolu olan İyonya okulunda, maddenin oluşumu üzerinde büyük tartışmalar yapılırdı.

Atomun bölünmezliği, maddenin atomlardan meydana geldiğini söyleyen, ve homojen atom fikrini ilk kez dile getiren Abderalı Demokritos (m.ö.460-370), sürekli gülen bir kişi olarak bilinirdi.

Abderalılar, Demokritos'un neden çok güldüğünü ve bunu tedavi etmek üzere günümüzde tıp mezunlarının üzerinde yemin ettikleri ve düzmece olduğu düşünülen Hippokrates'e atfedilen mektupları yazarak her şeye gülen Demokritos'un tedavi edilmesini istemişlerdi.

Yaşamlarının deliliğin kucağına düştüğünü düşünen Abderalılar, Demokritos' un sürekli gülmesini gelecekleri ile aynı gören kent halkı, bunun bir 'delilik' işareti olduğunu halbuki Hippokrates ise gülmenin 'bilgeliğin aynı zamanda delilik ile ikili bir davranış' modeli olduğuna inanıyordu.

İşte bu mektuplarda Abdera'ya elçi olarak çağrılan Hipokrates, her derde deva bir ilaç olarak keskin dilli ve en fazla tartışarak en olumsuz fikre dahi gülen Abderalı Demokritos'un iyileşmesi için Helleborus bitkisini tavsiye etmişti.

HELLEBORUS

Helleborus bitkisini çok iyi bilen Hippokrates, bu bitkinin insan vücudunda gülmenin merkezi olduğuna inandığı 'kara safra' ya da bizim en fazla bildiğimiz melankoli ile ilişkili olduğunu açıkladı. Hippokrates,  Kara safra, beyaz safra, kan ve sümüksü maddenin insan vücudu içinde orantısal oranlarda karışması ile insanın sağlıklı olduğuna, bu sıvılar arasındaki dengesiz bir durumun insanda hastalığı ortaya çıkardığına inanıyordu.  

Hippokrates'e göre insan ruhunun varlığının ispatı olan kara safra ya da melankoli, gülmenin merkezi olarak kış gülü olarak bilinen Helleborus bitkisi ile tedavi edilebilecekti.

Zehirli güzellik olarak da bilinen Helleborus Niger  bitkisi ise Noel Gülü olarak da bilinir. Demokritos'un sürekli gülmesi helleborus çiçeğinin kara safrayı etkileyerek gidermeyi düşünen Hippokrates, Demokritos' un sürekli gülmesinin bilgeliğinin bir işareti olduğunu, kendisine neden hep güldüğünü sorduğunda ise 'ben bir nesneye; delilikle dolu, düzgün eserden yoksun, arzularının ölçüsüzlüğü nedeniyle dünyanın uçlarına ve derin çukurlarına varana kadar her yerde macera arayan, düşünmemek için hep daha fazlasına sahip olmak adına çırpınan insana gülüyorum' diye cevap vermişti.

Hippokrates, Demokritos'un bu söylemine karşı bunun aslında bir biyolojik olay değil felsefik bir yaklaşım ile 'bilge gülüşü' anlamında 'felsefece gülüş' olarak tanımlanması gerektiğine ve iyi ve kötüye karşı sürekli gülen adam Demokritos'un, 'aşırı bilgiye sahip olan bir kişi olarak sürekli gülmesini Abderalıların bunu bir hastalık olarak tanımlamalarının' bir cehalet örneği olarak görülmesi gerektiğini ileriye sürer. Hüzünlü filozof olarak bilinen ve Nihilistleri, Freud ve Schopenhauer'i dahi kötümser düşünceleri ile etkileyen Efesli  Herakleitos ise buna karşı olarak her şeye ağlaması ile ünlü bir filozoftu. 

Sonuçta Hippokrates, Demokritos'un gülmesini 'O'nun büyük felsefik düşüncelere dalmış olabileceği' kanaatini bildirmesi ile deli olmadığına ve bunun bir 'felsefece gülüş'  'bilge gülüşü' olduğuna inanan Abderalılar rahat nefes almışlardı.

ARKEOTEKNO 

KAYNAK 

[1] Gülmeye ve Deliliğe Dair, Hippokrates, Ayraç Yayınları.