CLAVİJO'NUN SEMERKANT' A GİTMEK İÇİN KULLANDIĞI GÜMÜŞHANE GÜZERGAHI

Kastilya elçisi Ruy Gonzales de Clavijo, 1402 yılında Ankara Savaşı'nda Osmanlı'yı yenen Timur'a 1404 yılında İspanyol İmparatoru tarafından elçi olarak gönderilmek üzere Cadiz kentinden gemi ile Akdeniz'e girerek yolculuğa başlar. Timur İmparatorluk başkenti Semerkant şehrinde bulunmaktadır. Cebelitarık Boğazını geçen Clavijo, İstanbul üzerinden Komnenoslar tarafından yönetilen Trapezus kentine gelmişti.

Komnenos hanedanı, etrafını saran Türkmen beyleri ile evlilikler yapmak suretiyle bir ölçüde kendilerini koruma altına almaktaydılar. Bu dönemde Erzincan ile Gümüşhane arasında Çepni/Chapanlı Türkleri, Bayburt Bölgesinde (Hart) ise Strabon'un Geographika kitabında belirttiği üzere İskitler'e kadar soyları uzanan Türkmen aşiretleri yer alıyordu. Skyth (İskitce) dilinin konuşulduğu bu bölgede Horasan'dan Azerbaycan'a ve buradan da Anadolu'ya geçerek yerleşen Akkoyunlu Türkmenleri beyi Kutluğ Bey'in mezarı günümüzde Erzincan ile Bayburt arasında bulunan Sünür köyüne defnedilmişti.(Beygu)

Gerek Akkoyunlu ve Karakoyunlular arasındaki rekabet gerekse Timur'un Anadolu'ya gelerek soydaşı Osmanlılar ile savaşması, Bizans'ın ve Trabzon'daki Kommenos Hanedanının Anadolu' da hükümranlıklarının ömrünü uzatan faktörler olarak ortaya çıkıyordu.  

İstanbul'un fethini neredeyse bir asır geriye atabilecek bir etki yaratan Beyazıd ile Timur arasında geçen Ankara Savaşı'ndan (1402) sonra Clavijo'nun bu ziyareti, fetret dönemine itilen başta Osmanlı Devleti olmak üzere diğer Türkmen boylarının İstanbul (1453) ve Trabzon'u (1461) almalarının önlenmesi amacı ile olduğu anlaşılmaktaydı.

Clavijo, 1404 yılında Trabzon' a gemi ile gelir. Trabzon coğrafik olarak denizden karşısında olduğu Kırım'ın Kefe Limanına kolayca ulaşılabilen, karadan ise günümüzde Gümüşhane'nin Kelkit ilçesinde bulunan Roma'nın Partlar ile doğu sınırını belirleyen lejyonların kenti Satala'ya (Sadak) bağlayan ve  buradan da Semerkant'a uzanan bir yol kavşağı üzerindedir. [1] Trabzon Limanı, günümüzde de bu stratejik ve jeopolitik önemini korur.

Trabzon'un doğu tarafında hemen Maçka'dan sonra başlayan Zigana Dağı ve hemen arkasındaki m.ö. 4. yüzyılda Pers Kralı olan ağabeyi II. Artakserkses'e karşı ayaklanan Prens Kyros' a yardım ettikten sonra geriye dönen Ksenophon' un ünlü 'Onbinlerin Dönüşü' adlı (m.ö.401) eserinde bahsettiği paralı Yunanlı askerlerine saldıran Driller in ardıllarının yaşadığı bölgedeki Torul kalesi, 1404 yılında Kabasites ailesine tarafından yönetiliyordu.

TORUL KALESİ (TORUL /GÜMÜŞHANE) 

Driller, günümüzde de Gümüşhane'de bir mahalleye Canca olarak adını veren Tzan/Tzani ler ile aynı topluluklardı. Canca'da hâlâ bulunan bir kale de benzer lokasyon özelliklerine sahip olarak Torul Kalesi gibi çok yüksek kayalıklar üzerine kurulmuş, adeta yol güzergahlarını kullananlara aman vermeyecek şekilde tahkim edilmişlerdi. (Burada halen arkeolojik kazı işlemleri devam etmektedir.) Aynı zamanda Doğu Karadeniz sahillerinde de toprak sahibi olduğu bilinen Kabasites ailesi, özellikle kuzeyden gelerek doğu yönünde ilerlemek isteyen herkesten haraç alıyordu. 

Clavijo yazdığı anılarında, bu koşullar altında birkaç Komnenoslu atlı ile birlikte Semerkant'da Timur ile görüşmek için önce Doğu Karadeniz'in iç kısımlarına, geldiği Trabzon üzerinden antik çağlarda adı Khaldia olan daha sonra Strabon'un da kitabında yazdığı gibi Chalybes adını alacak bölgede bulunan Gümüşhane Kelkit ilçesine bağlı Alansa (Gümüşgöze) köyüne doğru yol almak üzere katırlarla yola çıkar.

Clavio'nun önünde şimdi Trabzon'a bağlı Maçka (Cevizlik) sonra Gümüşhane'deki ünlü Zegan Dağı (Zigana) ve Torul bulunmaktaydı.

Clavijo Doğu Karadeniz' in bu zorlu coğrafyasından geçerek Gümüşhane'nin Kelkit ilçesine bağlı Alansa Köyüne nasıl ulaşacaktı?... 

Devam edecek ...

ARKEOTEKNO 

[1] Trabzon Limanınının önemi bundan 30 yıl önce çok daha yüksekti. İran'ın bütün ithalatı bu liman üzerinden yapılırdı ve ünlü Zigana Dağı üzerinde yapılan ilk tünel de Gümüşhane üzerinden Erzurum yoluyla İran'a ulaşmak ve sevkiyatı kolaylaştırmak üzere İran Şahı Pehlevi tarafından çok önemsenerek inşaatı destekleniyordu. Ancak günümüzde bu limanın çok fazla gemilerin uğrak yeri olmadığı bilinmekte ve adeta bir liman-iskele gibi işlev görmesi bir an önce bu limana yönelik ticari yönden bölgeye gelir getirecek politikaların ortaya konulması açısından çok önemlidir.

[2] Onbinlerin Dönüşü (Ksenophon), Geographika (Strabon), Ruy Gonzales De Clavijo Seyahatnamesi, Tarih (Herodot)